Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mustafa Kemal Paşa verdiği yanıtta, bu yeni Harbiye Nazın Ferit Paşa'ya çok net iki soru soruyordu. Ülkenin İtilaf Devletleri tarafından en zalim şekliyle işgali sürüyordu. İzmir'den Nurettin Paşa'nın Doğu'dan Yakup Şevki ve Ali İhsan Sabis Paşa'lar gibi yurtseverlerin görevlerinden alınmaları, bu zalimane işgalleri ne ölçüde etkilemiş ya da durdurmuştu? Mütareke hükümlerine bile uymayan düşmanın hangi sözüne nasıl güvenilebilirdi?
Sayfa 235Kitabı okudu
Amasya Genelgesi 22 Haziran 1919 1. Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir. 2. İstanbul'daki hükümet, üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum ulusumuzu yok olmuş gibi gösteriyor. 3. Ulusun bağımsızlığını yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır. 3. Ulusun durumunu ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etkiden ve denetimden kurtulmuş ulusal bir kurulun varlığı çok gereklidir. 5. Anadolu'nun her yönden en güvenli yeri olan Sivas'ta ulusal bir kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır. 6. Bunun için bütün illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış üç delegenin olabildiğince çabuk yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir. 7.Herhangi bir kötü durumla karşılaşabileceği düşünülerek bu iş, ulusal bir sır gibi tutulmalı ve delegeler gereken yerlerde kimliklerini gizleyerek gelmelidirler. 8. Doğu illeri adına 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. O güne değin öteki il delegeleri de Sivas'a ulaşabilirlerse Erzurum Kongresi'nin üyeleri de Sivas'ta yapılacak genel toplantıya katılmak üzere yola çıkarlar.
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
O sıradan ve göstermelik bir isyanın, bir ihtilalin değil, köklü bir inkılabın peşindeydi ve ülkenin tek kurtuluşunu da bu köklü değişimde buluyordu. Onun için, önce Anadolu'nun ihtilalini başarıya götürmeli, sonra da bu ihtilalin asıl hedefi olan inkılabı gerçekleştirmeliydi. Bu, ancak halkın desteğiyle sağlanabilirdi. Öyleyse halka gitmeliydi. O da öyle yaptı.
Sayfa 227Kitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa'nın şimdilik kafasında yer eden, ama ayrıntılarıyla ortaya dökmediği Anadolu İhtilali'nin iki temel unsuru vardı: 1. Hareketi halka mal etmek, 2. Bu hareketin liderliğine demokratik seçimle gelmek. Mustafa Kemal, kendi koyduğu bu iki temel kurala tüm yaşamı boyunca sadık kalmış ve bunu da titizlikle uygulamıştır. Oysa isteseydi çok daha kolay olan yolu seçer, kışlalara giderdi. Oysa O, kongrelere yani halkın oyuna ve onayına gitmeyi yeğledi. Çünkü kafasında tasarladığı devletin temel yapısı demokrasiye ve halkın, sadece halkın özgür iradesine dayanmaktaydı. Benimsediği bu yolu hiç terk etmedi.
Sayfa 225Kitabı okudu
ama hocalara karşılardı, hepsini asmışlardı nasıl olur bu
Destek verenlerin arasında aydın ve vatansever din adamlarımız da vardı. Amasya'nın ünlü din adamlarından Abdurrahman Kâmil Efendi, Amasya'nın Sultan Bayezit Camii'nde şöyle konuşuyordu: "Ey ahali, Milletin istiklali tehlikeye düşmüştür. Bu felaketten kurtulmak için icap ederse, vatanın son ferdine kadar ölmeyi göze almak lazımdır. Artık padişah olsun, unvanı ne olursa olsun, O'nun bir hikmeti kalmamıştır. Yegâne kurtuluş çaresi, halkın, hâkimiyeti doğrudan doğruya ele almasıdır." Bu konuşmayı yaptıktan sonra, Abdurrahman Kâmil Efendi, kim bilir ne kadar zamandan beri biriktirdiği beş altınını bir kırmızı mendile çıkın ederek Milli Mücadele'ye ilk yardım olsun diye sundu. Amasya Müftüsü Hacı Tevfik Efendi de kurulan Müdafaai Hukuk Teşkilatı'nın başına geçti. Devrime giden yolda çok önemli bir adım daha atılıyordu. Kurtuluş Savaşı'mızda çok önemli kilometre taşlarından biri olan Amasya, burada alınan ve tüm dünyaya ilan edilen, tarihimize de Amasya Tamimi (Genelgesi) olarak geçen belgesiyle şu çok önemli mesajı veriyordu: "Ulusun bağımsızlığını yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır." Bu tam anlamıyla bir ihtilal belgesiydi.
Sayfa 226Kitabı okudu
Birbiriyle Bağlantılı Kavramlar
( Düşünce-Frekans-Müzik-Burç-Bilim-Büyü-Tılsım-Nazar ) _ DÜŞÜNCE _ _Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz.
Reklam
Havza'dan hareket eden Mustafa Kemal Paşa, aynı gün 12 Haziran 1919'da Amasya'ya vardı. Halk O'nu şehrin giriş tarafında "Gezilik" denen yerde bekliyordu. Mustafa Kemal'i ve arkadaşlarını getiren arabalar saat 17.00'de göründü. Selamlaşmalardan sonra belediyeye gidildi. Orada Mustafa Kemal, balkondan halka ilk konuşmasını yaptı: "Amasyalılar! Padişah ve Hükümet, İtilaf Devletleri'nin elinde esirdir. Memleket elden gitmek üzeredir. Bu kötü vaziyete çare bulmak için sizlerle işbirliği yapmaya geldim. Amasyalılar! Düşmanlarımızın Samsun'dan yapacaklanı herhangi bir çıkarma hareketine karşı ayaklarımıza çarıklarımızı çekecek, dağlara çekilecek, vatanımızı en son kayasına kadar müdafaa edeceğiz."
Sayfa 225Kitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa belediye binasında, başkana son talimatlarını yüksek sesle bildiriyordu. Amasya'ya hareket etmek üzereydi. Mitingi takip etmek üzere Merzifon'dan gelen İngiliz ve Amerikalı temsilcilerin ve tercümanların önünde Paşa yüksek sesle talimatlarını yazdırıyor, özellikle yabancılar dikkatle dinliyorlardı. Başkan İbrahim Bey Paşa'ya, dinleyenleri kastederek, yavaş sesle konuşmasını söyleyince, Paşa tam tersini yapmıştı: "Saklı hiçbir şeyimiz yoktur, hepsini işitsinler. Zaten iş işten geçti. Ben de şimdi sizin gibi efrad-ı millettenim, milletin bir ferdi olarak vatanın selameti için son nefesime kadar çalışacağım. (...)"
Sayfa 225Kitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa Samsun'da olduğu sırada, Osman Ağa'nın ününü duymuştu. Onu daha yakından tanımak isteğini Müdafaai Hukuk Cemiyeti'ne bildirdi. Bunun üzerine cemiyetten bir haberci, Osman Ağa'nın Kayadibi köyünde karargâh kurduğu eve gitti. Mustafa Kemal Paşa'nın kendisiyle görüşme isteğini bildirdi. Bundan büyük gurur
Sayfa 224Kitabı okudu
Kaymakam Vekili Kadı Mehmet Efendi'nin çekingen tavrı yüzünden hükümet binası önündeki Türk bayrağını indirmişler, yerine İngiliz bayrağını çekmişlerdi. Galeyana gelen Türk halkı İngilizlerle çatışmış, protestolar yoğunlaşmış, Ingilizler kaymakamlığa yeniden Türk bayrağını çekmek zorunda kalmışlardır.
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
İstanbul'a silah sevkiyatını da durdurmuştu. Oysa görevlerinin arasında en önemlisi, birliklerin silahlarını toplayıp İstanbul'a sevk etmek geliyordu. Aksine birliklere gönderdiği emirle, silahlarını teslim etmemelerini, komutanların görev yerlerini terk etmemelerini istiyordu. Bütün bu gelişmeler İstanbul Hükümeti'ni iyice
Sayfa 222Kitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'daki tüm hareketleri İngilizler tarafından yakın takibe alınmıştı. Askerin elindeki silahı alıp İstanbul'a göndermesi beklenirken, silah sevkiyatını durdurup, bunları taşıyan katırları da hayvan pazarında sattırarak bedelini Kuvayı Milliye'nin ilk geliri olarak kaydettirmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. İstanbul'a dönmesi için baskılar artırılırken O, İstanbul yerine Amasya'ya gidiyordu. Güvenli, kararlı ve azimli olarak.
Sayfa 217Kitabı okudu
Vükelâ, Mustafa Kemal'in kendisi hakkında yapılan şikâyetlerden ötürü dinlenilmesinin gerekli görülüp çağrıldığını ama gelmediğini, halkı hükümete karşı kışkırtmaya kalkıştığını, bu nedenle derhal azledilip yerine eski Bahriye Nazırı Hurşit Paşa'nın atanmasını ve hiçbir resmi sıfatının kalmadığından, yazılarının resmi niteliği olmadığının vilayetlere duyurulmasını kararlaştırdı. Aynı günkü başka bir kararla da cemiyetlerin ancak hükümete sadıklarsa telgraf çekebilecekleri, değillerse, parasını verseler bile telgraf hizmetlerinden yararlanamayacakları esası kabul edildi.
Sayfa 214Kitabı okudu
Paris'e gidecek heyetin ulusal arzuya uygun davranmasını sağlamak üzere illerdeki ve illere bağlı yerlerdeki Müdafaai Hukuku Milliye (ulusal hakları savunma) örgütleri, bunların olmadığı yerlerde belediye heyetleri doğrudan Padişaha ve Sadrazama telgrafları çekerek söz konusu iki ilkenin ana şart olduğunu ve buna göre Paris'e gidecek heyetin savunacağı esasların ulusa "resmen ve açıkça" duyurulması istenmeliydi. Böylece İtilaf Devletleri de ulusun isteklerini duyacaklar ve heyetin de işi kolaylaşacaktı. İşte 3 Haziran'da Mustafa Kemal Paşa'nın bu iki girişimi, ondan zaten kuşkulanan İngilizleri harekete geçirmeye yetmişti. Karadeniz Orduları Başkomutanı General Milne, daha 19 Mayıs'ta Mustafa Kemal'in neden Anadolu'ya gönderildiğini bir notayla sormuştu. Yukarıdaki gelişmeler üzerine 6 Haziran'da Harbiye'ye yeniden yazarak Mustafa Kemal Paşa ve maiyetinin derhal İstanbul'a geri dönmesini istedi. Bundan iki gün sonra 8 Haziran'da bu kez Yüksek Komiser Calthorpe Hariciye'ye aynı isteği tekrarlayan bir nota daha gönderdi. Orhan Çekiç - 1919 (208)
Sayfa 208Kitabı okudu
Yapılan soruşturmadan, azınlıklar için tehlikeli bir durum olmadığı anlaşılmıştır. Fakat bu arada aynı şikâyette bulunan Adana'daki Fransız makamları Sivas vali vekilini, vilayeti işgal etmekle tehdit ederler. Görüldüğü gibi, İtilaf Devletleri işgal alanını genişletmek için her fırsatı değerlendirmektedirler. Mustafa Kemal Paşa bütün bunlara 3 Haziran'da çok sert bir yanıt verdi ve bu sert çıkışla birlikte soğukluk başladı. Mustafa Kemal Paşa verdiği yanıtta, azınlıkların güvenliği konusundaki sorumluluğu olduğu gibi İtilaf Devletleri'nin sırtına yüklüyordu. Millet, yurt bütünlüğünün dokunulmazlığına güvenebildiği sürece, azınlıkların korkacağı bir şey yoktu ve kendisi bu konuda her türlü sorumluluğu üstleniyordu. Fakat İzmir bölgesinde görüldüğü üzere "Ulusal bağımsızlık ve varlığı yok etmeye yönelen ve yaşamı tehlikeye sokan davranışlar karşısında, ulusun heyecan ve üzüntüsünü ve buna dayanan ulusal gösterileri yasaklamak için kendisinde ve hiç kimsede güç göremediğini ve bu yüzden çıkacak olaylar dolayısıyla sorumluluk üstlenecek ne kumandan ve ne mülkiye memuru ve hatta ne de hükümet düşünebildiğini" bildiriyordu. Üstelik Mustafa Kemal Paşa bu yanıtını bütün kumandan, vali ve mutasarrıflara da tamim etmişti. Bunlar İtilaf Devletleri'nin duymak istemeyecekleri ifadelerdi.
Sayfa 207Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.