ANADOLU MEKTEBİ YAZARLARI Anadolu Mektebi yazarları; yerli, milli, manevi ve evrensel insani değerlere sahip olan, bu değerler temelinde hayatlar sürüp toplumumuza bu değerleri telkin eden yazarlardan seçilmiştir. YAZAR LİSTESİ 1. Mustafa Kutlu 2. Tarık Buğra 3. Cengiz Aytmatov 4. Samiha Ayverdi 5. Ahmet Hamdi Tanpınar 6. Cengiz
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Reklam
Düşünmek, Hakka imanın en birinci şartıdır.
Zeki bir insan yalnızlıkta, düşünceleri ve hayal gücüyle mükemmel bir eğlenceye sahiptir. ~ Arthur Schopenhauer Sözler, yazar ya da kaynakları bakımından alfabetik sıraya göre düzenlenmiştir. Yeni düşünceleri ortaya çıkaran hayal gücü bilinçten önemlidir. ~ Albert Einstein Dili bir kelime daha fakir kılmak, bir ulusun düşüncesini bir kavramdan
“Canım efendim, alev alev bir sesti bu. Vecdin, sevginin, gönlün sesi. Tutuşturmuyor, aydınlatıyordu. Fecir pırıltısı gibi. Tanımıyordum sizi. Bir akşam zindanımı nura boğdunuz. Sonra da her güzel şey gibi hâtıra oldunuz. Serap mıydınız, gerçek miydiniz? Nerden geliyordunuz? Kadim ve muhteşem bir medeniyetin enkaz-ı tarumarı altında gülümseyen bir kor muydunuz? Zarafetinizle Lale Devri’nin musahiplerini hatırlatıyordunuz. Belli ki elest bezminde tanışmıştık” (Cemil Meriç'in Cinuçen Tanrıkorur'a gönderdiği karttan 🫠)
Cemil Meriç'in Sâmiha Ayverdi'ye Kölelikten Efendiliğe kitabı için yazdığı (1978) mektubundan: "Zavallı şarkın asırlardır müştak olduğu bu vecd dolu sesi istiğrak içinde ürpererek dinledim. Bana görmek için çırpındığım bir rüyâyı yaşattınız. Şükranlarımı kabul buyurunuz efendim."
Samiha Ayverdi
Samiha Ayverdi
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Cinuçen Tanrıkorur
''Canım efendim, alev alev bir sesti bu. Vecdin, sevginin, gönlün sesi. Tutuşturmuyor, aydınlatıyordu. Fecir pırıltısı gibi. Tanımıyordum sizi. Bir akşam zindanımı nura boğdunuz. Sonra da her güzel şey gibi hâtıra oldunuz. Serap mıydınız, gerçek miydiniz? Nerden geliyordunuz? Kadim ve muhteşem bir medeniyetin enkaz-ı tarumarı altında gülümseyen bir kor muydunuz? Zarafetinizle Lale Devri’nin musahiplerini hatırlatıyordunuz. Belli ki elest bezminde tanışmıştık…'' (Cemil Meriç'in Cinuçen Tanrıkorur'a gönderdiği karttan)
Reklam