Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Ceren
Ceren
@cerotto21
Kendime notlar...
50 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Aradığımı Bulamadım
Kitabın başlığından yola çıkarak mükemmelliyetçilikle ilgili yeni bir şeyler öğrenebilirim diye düşünmüştüm fakat aradığımı bulamadım. Yazar kendi spiritüelliğini işin içine kattığı için bilimsel bir şey okuyormuşum gibi gelmedi. Daha önce bir okur daha değinmiş; hayrete düştüm ama gerçekten kaynak olarak bloglar ve internet siteleri gösterilmiş.
Kitabı okurken yazarın makale öncesi kolaylık olsun diye bir kenara not aldığı düşünceleri okuyormuşum gibi hissettim. Sanki konu başlıkları altına toplamış olduğu notları, çok basite indirgeyerek kitap olarak yayımlamaya karar vermiş. Kitabın tonu "Eşim/kardeşim şurada şunu demişti, bu da aklıma bunu getirdi, şimdi siz de bu konu hakkında yazdıklarımı okuyun" der gibiydi. Başka yazarlardan veya şarkılardan yapılan bazı alıntılar beni yazarın kendi yazdığı içerikten daha çok etkiledi.
Bu kadar kötü konuştum ama yine de mükemmelliyetçilik ve özşefkatle ilgili ilk defa okuma yapacaklar için iyi bir giriş olabileceğini düşünüyorum. Daha önce bu konularda okumuş olanlara yeni bir şey katmamakla birlikte bir hatırlatma olabilir.
Son olarak, kötü çevirinin okuma deneyimime hiç olumlu katkıda bulunmadığını belirtmek isterim.
Utangaç, içedönük olarak bilinen bazı kişilerin aslında "Hayli Duyarlı Kişiler" olabileceğini anlatıyor yazar. Bu kişileri(HDK) diğerlerinden ayıran özelliklerden, HDK'lerin yaşadığı zorluklardan bahsetmiş. Çocukluk dönemi, iş hayatı ve yakın ilişkiler gibi konularda HDK'lere yeni bir bakış açısı sunulmak istemiş. Genel olarak yazarın bir HDK olarak HDK'leri yücelterek konuya yaklaşması bana çok zorlama geldi. HDK'ler çok aciz bir durumdaymış ve onlara bir çıkış kapısı sunmak için HDK özellikleri fazlaca şişiriliyormuş gibi yansıtılmış. Bununla birlikte yazar sıklıkla tekrara düşmüş, aynı şeyleri tekrar tekrar okumaktan çok sıkıldım. Bu kadar kendini yineleyerek uzun uzun anlatılacak bir konu olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca kötü çeviri, anlatım bozuklukları ve yazım yanlışları da okumamı zorlaştırdı. 200. sayfaya kadar dayandım ama maalesef hayatımda ilk defa bir kitabı yarım bıraktım.
Mükemmeliyetçi birisi için okuması zor bir kitap olduğunu düşünüyorum. Eğer kitabı henüz okumamışsanız bir uygulama kitabı olduğunu, kendinizi/mükemmeliyetçiliğinizi gözlemlemeniz için sık sık tablolara ve tekniklere başvurulduğunu göz önüne almanız gerekiyor. Özellikle erteleme davranışı sergileyen kişilerin bu kadar çok tabloyu doldurması, tekniklerin hepsini mükemmel uygulayamama ihtimali olduğu için kitabı okumaktan vazgeçmesi çok olası. İlk 90 sayfasında bilgilendirme yapılmış ardından uygulama kısmına geçilmiş. Uzun vadeye yayarak okuyup tabloları doldurup kendinizi gözlemleyerek ilerlediğinizde faydalı olabileceğini düşünüyorum. Sanırım benim sabrımın olmadığı bir döneme denk geldiği için ben kitaptan pek yararlanamadım.
Okur Takip Önerileri
Harika bir başucu kitabı
Benim gibi sıklıkla erteleme/savsaklama davranışı sergileyenler için başucu kitabı olacağını düşünüyorum. Okurken çok keyif aldım. "Peki ama şöyle olursa ne yaparım?" dediğim olasılıkların çoğuna cevap bulabildim. Genelde cevap "Hemen başla!" olsa da sıklıkla bu gerçeğin yüzüme çarpılması gerekiyormuş. Altını çize çize, gelecekte ihtiyacım olduğunda dönüp bakayım diye üzerine notlar aldığım bir kitap oldu. Örneklerin çoğunda kendimi gördüm ve örnekler üzerinden konuya giriş yapılması hoşuma gitti. Kısa bir kitap olduğu için çok fazla detaya girilmemiş ama daha sonra araştırmak için pek çok başlangıç noktası var. Ertelemek istediğim bir işim olduğunda mutlaka araştıracağım :)
Başlarken ne ile karşılaşacağımı bilmeden başladım ve 24 saat geçmeden bitiverdi. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve hikayesini anlatım şekli o kadar zarifti ki diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum. Zaman zaman hepimize gelen gitme hissini yaşayıp gerçekten gitmiş Ege Soley. Çok zorlanmış ama kalmış ve başka bir Ege ile tanışmış. Çiçekçilik ve Paris ile ilgili pek çok şey öğrendiğim vedalaşması zor bir hikayeydi. Dilerim başka bizlerle karşılaşma vakti geldiğinde bizler de gitme cesaretini bulabiliriz.
Ömer'de kendimden çok şey bulduğum ve özellikle sonunu/sonumu merak ettiğim için hızla, merakla ve severek okuyup bitirdim. Ömer'in, Bedri'nin, Macide'nin ve hatta Nihat'ın konuşmalarında, düşüncelerinde insanın içine ışık tutan yol gösteren pek çok nokta vardı. Özellikle dikkatimi çeken ise 1940'ta yazılan bu karakterlerin dertleri ile 2021'de yaşayan bizlerin dertlerinin ne kadar benzer olduğuydu. Hâlâ benzer konular etrafında dönerek kendimizi ve içimizdeki şeytanı(?) aramaya, bulmaya ve bulduğumuzu anlamlandırmaya çalışıyoruz.
Söyleşi türünde akıcı bir kitap olmuş. Konular birbiriyle güzel bağlanmış bununla birlikte dilerseniz açıp herhangi bir bölümü de okunabilir. Doğan Hoca'nın daha önceki kitaplarının bir derlemesi gibi düşünebiliriz, pek çok farklı konuyla ilgili görüşlerini hoş bir üslupla açıklamış. Konularla ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenler için ilgili kitaplarının referansları da mevcut. Doğan Cüceloğlu'nun hangi kitabından başlasam diye düşünenler için iyi bir yol gösterici aynı zamanda kitaplarını okumuş olanlar için de güzel bir hatırlatma olabileceğini düşünüyorum.
