Poablo Neruda: " iyi insanlar kırıldıkca içine kapanır, dışardan bakanlar ukalâ zanneder." Ve Dostoyevski ekliyor:" insanlar seni çözemedikleri zaman ön yargılarını kullanırlar."
Devamlı akan su durduğunda serinliği özlenir , yanan ışık söndüğünde aydınlık özlenir ve insan karısını kaybettiğinde de onu ne kadar çok sevdiğini anlar. Anlayabilmek için en kötüsünün başa gelmesini beklemek ne acı. Neden mutluluğu, ancak çekip giderken çıkardığı sesle tanıyabiliyoruz?
Insan ömrü, bir ağaçtaki yapraklara benzer. Yapraklar dallarından düşmeye başladığında ilkin dökülen yapraklar sayılır. Ardından yapraklar azalınca ağaçta kalanlar. Ve geriye doğru sayma başlar. On, dokuz, sekiz,yedi.....
Ama hayat hiçbir zaman konuşmaz, hiçbir zaman sinirlenmezdi. Konuşamayacak, sinirlenmeyecek kadar onurlu ve bilgeydi çünkü. Beklerdi yalnız. Hiç acele etmez, bekler, biriktirirdi. Çok iyi bilirdi biriktirmesini ve canlı karikatürler çizmesini.
....Çünkü asıl güç siyasilerin değil toplumun elindedir. Kendi geleceğini kendi tayin edebilen toplumlar, her alanda ileriye gidecek ve huzurlu yaşam alanlarına sahip olacaklardır.
Hiç kimse, " Ben asla yapmam, yapamam," demesindi. Öyle bir an gelirdi ki, tüm "Asla"lar, " Neden olması"na, tüm " Yapmam" lar, " Hak etti" ye dönebilirdi.