Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
1955’te fırtınaya yakalanan bir savaş gemisinin tüm mürettebatı dalgalara yenik düşüyor. Aralarından sadece biri, Luis Alejandro Velasco, bir sala ulaşabiliyor, on gün boyunca aç ve susuz denizde sürükleniyor, ve hayatta kalmayı başarıyor. Velasco’nun hikayesi tüm ülkede duyuluyor. Ülke bu yeni kahramana can yeleği gibi sarılıyor. Kemal Sunal’ın Yüz Numaralı Adam filmindeki gibi reklam yüzü oluveriyor. Ciklet reklamları, ayakkabı reklamları..Ve işte o sırada, Espectador gazetesinde çalışan Gabriel García Márquez adamın başından geçenleri dinliyor. General Gustavo Rojas Pinilla'nın diktatörlüğünde sansürlenen, anlatılmayan ayrıntılarla birlikte, on dört günlük bir tefrika olarak yayımlanıyor bu hikaye. Gazetenin kapatılmasına varan bu anlatı yıllar sonra kitaplaşıyor. Peki bu kitabı Marquez mi yazmış oluyor, Velasco mu? Kuşku yok ki Velasco. Marquez de, “Ne işe yarayacak bilmiyorum ama kitaplaştırmamı istediler" diyerek çok da istemeden yayınlatmış. İyi ki yapmış. Ortaya abartıldığı gibi bir başyapıt falan çıkmamış elbette, ama denizin karanlık uğultusu içinde yalnızlıktan nasıl boğulur insan, yaşamla ölüm arasındaki çizgide nasıl gidip gelir, öyle güzel anlatıyor ki. Acının ve duyarlığın yittiği, zaman kavramının kaybedildiği, ölmek için içten bir istek duyulduğu bir andan yaşama sımsıkı sarılınan ana geçiş arasında saniyeler var. Umudun ve umutsuzluk arasında saniyeler. “Bir an gelir..” in hakkı teslim edilmiş. Hasılı, hiç de öyle bir beklentiyle başlamadığım halde çok sevdim ben bu kitabı.
Bir Kayıp Denizci
Bir Kayıp DenizciGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20212,065 okunma
129 syf.
6/10 puan verdi
“Bu Hikaye Senden Uzun Osman”, "Osman" isimli karakterle yaşadığı ayrılıktan sonra, bir kadının, ayrılık sonrası girdiği farklı ruh halleriyle ona, yani Osman’a ithafen yazmış olduğu yazılardan oluşuyor. Aylin Balboa, yazılarının birçoğu 2017-2022 yılları arasında “Kafa Dergisi”nde yayımlanmış. Bir ara bu derginin sıkı okuru olsam da,
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Bu Hikaye Senden Uzun OsmanAylin Balboa · İletişim Yayıncılık · 20224,236 okunma
Reklam
219 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Uyuşturucu kartellerinin hüküm sürdüğü, Meksika'nın akrep, yılan, kan ve ölülerin bolca bulunduğu tehlikeli dağlarında yaşama tutunan bir avuç insanın kadının öyküsü.. Burada yaşayan anneler kızlarını çirkin göstermek için dişlerini siyaha boyar, saçlarını kısa kestirip oğlan çocuğu gibi görünmesini sağlar. Kız çocuğu olduğunu kimsenin bilmemesini ister çünkü bu uyuşturucu kartellerinden korunmanın tek yoludur. Bu adamlar öyle manyak ki onlar için birini öldürmek ciklet çiğnemek gibi sıradan. Polis ve askerlerle bile çatışıyolar, ülke onların egemenliği altında.. İşte kadınlar böyle bir ortamda hayata tutunmaya çalışıyor. Konusu itibariyle çok sevsemde olay örgüsü çok kopuk işliyor. Bazı olaylar açık bırakılmış çok eksiklikler var bu yüzden çok adapte olamadım. Fakat kadınların yaşadığı zorlukları anlamak için okunmaya değer.
Kadınlar Ormanı
Kadınlar OrmanıJennifer Clement · Sel Yayıncılık · 2019898 okunma
144 syf.
2/10 puan verdi
Neresinden tutsam elimde kalır. Rus yazarlar etkisinde kalınarak kaleme alınmış diyebilirim. Başarısız bir etkileşim olmuş. Hazin ve Demir aşkı, romanın büyük bir kısmını oluşturmasına rağmen bu aşkın arkası dolu değil, okuyucuyu (beni) ikna edemedi. Demir'i bir Buda, bir İsa, bir peygamber, bir lider gibi göstermesi de yemedi. Ne yaptığı belli değil. Kitabı iade eder ve o parayla ciklet alırım daha iyi. Tabi okuduğum zamanı nasıl iade edecekler bilemem.
Ay Demir
Ay DemirMüfide Ferit Tek · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022363 okunma
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitapta şöyle bir cümle vardı "Biz Çanakkale'ye onlar girmesin diye, saatte 10 bin şehit verdik" sonra bu cümlenin matematiğinden sıyrılıp, ölenleri geride kalanları, acıları ağıtları her şeyi düşündüm. Ve şimdimize, hoyratlığımıza, vefasızlığımıza, anısızlığımıza sövüp duruyorum...Niye mi? Şimdi elinde nargilesiyle sınırımızı geçiyorlar, ciklet alana vatandaşlık veriyorlar bu memlekette, dünya üzerinde kırmızı bültenle aranan kim varsa, caanım ülkemizde yakalanıyor... . Kitap Halide Edip'in, Yakup Kadri'ye yazdığı mektupla başlıyor...Yakup Kadri Kurtuluş savaşımızla alakalı bir roman yazmak istediğini söylüyor Halide Edip'e ve adıda "Ateşten Gömlek" olacak diyor, Halide Edip bu roman ismini o kadar çok beğeniyor ki, Yakup Kadri' den önce romanını yazıp bu ismi kullanma izni istiyor...Yalnız bencede bir roman ismi olarak mükemmel bir isim "Ateşten Gömlek" . Kurtuluş savaşımızı anlatan ilk roman özelliğini taşıyor. İstanbul' da başlayıp, Anadolu'daki mücadeleye katılan Ayşe Hemşire, hem aşka hem vatanın sevdasına düşen iki adam...
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202023,7bin okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
En ufak bir eşcinsel hareketin seni hapse yollayacağı bir dönemde kendini patronunun oğlu ve aynı anda iş arkadaşı olan Andy'ye aşık bulan Nick. Andy en yumuşak biseksüel uyanışı yaşadı diyebiliriz. Kendini yerden yere vurmadı nasıl olabilir nasıl bir erkeği çekici bulabilirim vs diye. Nick'e karşı olan bütün çekimlerini düşündü ve sonunda kendini hislerine teslim etti. Hayatındaki her şey kaos olan Andy Nick'e olan sevgisini çok düzenli tuttu diyebilirim. Yanlış anlaşılmalar yaşandığında bile karşı tarafı hiç suçlamadı. İş romantizm kısmına ve o sonundaki erkek arkadaş olma sonucuna gelene kadar her şey çok güzeldi. Aniden hop diye bazı şeyler yaşanmadı. Birbirlerine her anlamda alışmaları gerçek hayatta görebileceğimiz gibi yavaşça gelişti. Hiçbir şekilde zorlamadılar sonraki aşamaya geçmeyi. En ufak tebessüm, ciklet paketini masada bırakışı, ortalığa yaydığı kitapları veya Nick'in köprücük kemiğindeki boşluktu onların sevgisi. Bir o kadar masum ama bir o kadar da ateşli. Yetişkin hayatında geçmesi bu romantizmin en büyük artıydı. Nick'in sonunda bütün korkularından arınıp sevdiği adamla geleceğe bakabilmesi beni aşırı mutlu etti. Şey diyordu kitabın içinde " Bütün gay kitaplar kötü sonla bitmek zorunda değil". Onların hikayesi de olabilecek en güzel şekilde son buldu. En azından bizim için son bulurken onlar için en mutlu zamanlar başladı :)
We Could Be So Good
We Could Be So GoodCat Sebastian · Avon · 20231 okunma
Reklam
408 syf.
·
Puan vermedi
Kıbrıs,dört tarafı acılarla kaplı yara parçası. Ne kadar çok acı var dünyada ve neredeyse hepsi insan icadı ve hepsini insan yazıyor insan siliyor.Sonra tekrar yazıyor.Tarih tekerrürden ibaretken acılar da kendini tekrar ediyor.İnsanın insana yaptığının kaynağında genelde daha fazlasını kendi payına almak var. İktidar,daha çoğu,güç uğruna
Kayıp Ağaçlar Adası
Kayıp Ağaçlar AdasıElif Şafak · Doğan Kitap · 20231,615 okunma
992 syf.
8/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Howard Roark güldü
Varlığının nedeni olan mücevheri taşımak için yaratılmış bir montür (pırlantanın güzelliğini ortaya çıkaran, onların olduğundan daha büyük ve ışıltılı gözükmesini sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Taşların yerleştirildiği çerçeve anlamına geliyor.) gibiydi. Bu, kanaatimce Roark’u en güzel betimleyen cümlelerden bir tanesi. İnsanların çoğu
Hayatın Kaynağı
Hayatın KaynağıAyn Rand · Pegasus Yayınları · 20212,771 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
CHARLIE
Kitap yanlış çevirisinden dolayı direkt bize spoiler veriyor aslında. Orijinal adıyla çevirsek 'Charlie ve Çikolata Fabrikası' olurdu. Böylece adından değil de hikayenin gidişatından neler olduğunu öğrenirdik. Küçükken filmini hep yarım yamalak izledim. Baştan sona gelişen olayları unuttuğum için kitabını alıp okumaya karar verdim. Çok tatlı bir eser. Zaten Roald Dahl en iyi çocuk kitabı yazarlarından biri. Açgözlü oğlan, şımarık kız, çiklet çiğneyen kız, sadece televizyon izleyen oğlan... İçlerinde en normali ve fakiri Charlie. Aynı zamanda mutlu sona ulaşanı..
Charlie'nin Çikolata Fabrikası
Charlie'nin Çikolata FabrikasıRoald Dahl · Can Çocuk Yayınları · 200510,7bin okunma
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.