Finans, petrol ve gayrimenkul piyasalarında son yirmi, otuz yılda gözlemlediğimiz çarpıcı dengesizliklerin, tüm ekonomik değişkenlerin aynı ritimde ilerlemesi gerektiğini düşünen Solow ve Kuznets'in tarif ettiği kaçınılmaz "dengeli büyüme" konusunda şüphelere yol açması da yeterince doğaldır. Dünya 2050 ya da 2100 yılında borsacılara mı, üst düzey yöneticilere mi, büyük servet sahiplerine mi, yoksa petrol ülkelerine ya da Çin Merkez Bankası'na mı ait olacak? Yoksa tüm bu aktörlerin birçoğunun mali sığınağı olan vergi cennetlerine mi? Bu soruları sormamak ve büyümenin uzun vadede kendiliğinden "dengeli" olacağını ileri sürmek saçma olur.
Bilgi ve becerilerin dağılım süreci, ülkelerin kendi içlerinde olduğu gibi, uluslararası anlamda da verimliliğin artması ve eşitsizliklerin azalmasını sağlayan başlıca mekanizmadır, günümüzde bunu yoksul ve -başta Çin olmak üzere- gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere yetişmek için yaptığı atılımlarda görebiliyoruz. Daha az gelişmiş ülkeler, gelişmiş ülkelerin üretim yöntemlerini uyarlamak ve yeterliliklerini kazanmak suretiyle verimlilikteki gecikmelerini telafi edip gelirlerini artırmayı başarıyorlar.
Reklam
"Öğrettin mi anne? " diye bağırdım. "Tek bir şey, gebelikten korunmayı bile öğrettin mi? Evde cin diyemezdik, cinselliği anımsatır diye... Yasakladınız da yapmadık mı sanki... Babam evdeyken arka balkondan eve sevgililerimizi almadık mı? Gece dışarı göndermediniz de gündüz sevişmedik mi sanki... Babam evdeyken arka balkondan eve sevgililerimizi almadık mı sanki. Kız arkadaşlarımızın kapısına bıraktınız, kapısından aldınız, kaçıp kaçıp da flörtlerimizle buluşmadık mı sanki... Öğretmediniz de ne oldu,ha,ne oldu? Kardeşimle ben mutluluktan göklerde mi uçuyoruz şimdi... Çektiğimiz her tür acının içinde sizin de payınız var... Gözyaşlarımızın her damlası sizin yüzünüzden akıyor... "
" İn cin uykuda yalnız iki yoldaş  uyanık ,           biri benim biri de serseri kaldırımlar "   ( Necip Fazıl Kısakürek )
Bir çin atasözü şöyle der :
"Bilmeyen ve bilmediğini bilen çocuktur , ona öğretin ! Bilen ve bildiğini bilmeyen uykudadır , onu uyandırın ! Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen aptaldır , ondan sakının ! Bilen ve bildiğini bilen liderdir ; onu izleyin !
Sayfa 99
Kendini yeterince rahat hisseder hissetmez "Çok merak ediyorum şu Si-Ya-U'nun gerçek hikayesini" dedi Nâzım'a. Ve ekledi: "Biliyorum bin kere anlatmışsındır ama kısaca da olsa, bir kere de bana anlatır mısın?" Nâzım'ın gözlerine hüzün düştü. Si-Ya-U'nun Moskova'dan arkadaşı olduğunu söyledi önce. Biraz duraksadı ve masalsı
Sayfa 61 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.