Mehmet Rauf'un bir genç kızın gözüyle dünyaya bakarak kaleme aldığı roman.Sıkılmadan okunacak serveti fünun yazarları arasında yer alan Mehmet Rauf'un diğer romanlarında olduğu gibi bunda da samimi ve akıcı dili karşılıyor sizi. Psikolojik tahlillerini çok sevdiğim bu yazarı okumaktan zevk alacaksınız.
Baş karakter olan Pervin üzerinden dönemle ilgili bir çok bilgiyi bize ulaştırıyor yazar. Özellikle evlilik ve aşk konularında, bir kadının yaşadıklarını, toplumun kadına olan baskısını görüyorsunuz. Kadına baskı kurup gelenek ve görenek adı altında onun fikirlerinin yoksayılması, mutsuz evliliklere sebep olunması yıllardır bitmemiş toplumda. Ataerkil sistemi, eşitlikçi ifadelerle öyle güzel eleştiriyor ki çağının ötesinde buldum bu durumu.
Bunun günümüzde de böyle olduğunu görmek can yakıyor. Kadının fikrinin ve eylemlerinin önemsendiği bir dünya olur umarım. İyi okumalar.
Genç Kız KalbiMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,3bin okunma
''Onların isteğine göre hükmetmektense,
Kendi düşünceme hizmet etmeyi tercih ederim.''
(William Shakespeare, Coriolanus'un Tragedyası, s. 47)
Tanzimat döneminde artan modernleşme ile toplumda oluşan Batı medeniyetini model alış, yaşadığı topluma yabancılaşan ve batılılaşmayı yanlış anlayarak iki medeniyet ortasında sıkışan ''alafranga'' tipler
"Yabancı dil" deyince İngilizce, Almanca ve Rusça'dan önce aklına Çince, Japonca gelen var mı? Varsa ne güzel doğrusu. Bazen kavramların içini biraz da olsa dar bir bakış açısı ile doldurabiliyoruz sanırım.
Okumak sıkıcı hale gelince, okuma şevkini tekrar kazanmak için romandan hikayeye, hikâyeden şiire, şiirden tiyatroya geçmek kadar, Ülke değiştirmenin de gerekli olduğunu anlamış bulunuyorum. Yoksa bir süre sonra akılda hep aynı sokaklar, aynı tipte iş adamları, aynı tipte ev hanımları, aynı tipte çocuklar, aynı tipte evler canlanıyor insanın hayalinde.
Mao Yan, bu kitapta bir yayıncının kendisinden Çin'de görülen değişikleri konu alan bir yazı kaleme almasını istemesi üzerine bu uzun öyküyü yazmaya başladığını daha ilk sayfada söylüyor. Ki zaten kitabın içinde de sizi de unutmuyor "Gelin şu anıya dönelim." şeklinde anıları içinde dolandırıyor bizi. Kitap güzeldi, yeni bir kültür görmek ve biraz da olsun Çin Tarihi ve Çin'in toplum yapısı üzerine bilgi edinmek için hoş bir kitap.
İncelemeyi de yazarın kullandığı takma ad olan Mo Yan'ın ne anlama geldiğini söyleyerek bitirelim: "Sakın Konuşma."
Edebi ağırlığı çok fazla olmasa da, içeriği deprem yaratan bir kitap.
Bu kitabı ben nasıl okudum? aklımla mı, zihnimle mi, kalbimle mi bir başka boyuttan gelip hafzalımın alamayacağı bir izan la mı ? Bilmiyorum. Yüreğim büyük bir yara aldı...Sadece onu biliyorum.
Şunu belirtmeliyim ki, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e bize bıraktıkları için bir kere daha şükrettiren bir kitap..
10 yaşında o da şüpheli bir sabi kızıcağızı kadın gözü ile, mal gibi görmek hangi sistemin, hangi hukukun, hangi törenin, hangi örf'ün ürünü dür. Lütfen bunları sorgulayarak okunması gereken bir kitap. Nojoud cesaretinin ve ona el uzatan vicdan sahibi, yürekli birkaç kişinin cesaretiyle kurtuldu diyelim. Acaba kurtuldu mu? Ya diğer çocuk gelinler nasıl kurtulacak. (Asiye Nasıl Kurtulacak misali gibi) odaya giren sivrisinekleri öldürdük ya dışarıdakiler, bataklıklar var oldukça onlar olmayacak mı ? Sistem, medenileşmiş, olgunlaşmış, cehaletten arındırılmış kamu vicdanını topluma yerleştirmedikçe, evrensel insan hak ve hukuku kabullenmedikçe maalesef bu acıları daha çok görür çok duyarız.
Bu kitaba yorumumu NOJOUD'un ifadelerini açıklamalarla yapmak için, anlatımlarının can alıcı olan yerlerindeki sayfaları kırmızı yazılarla doldurdum... Ama bundan vazgeçtim. yukarıdaki açıklamamla kifayet etmekle yetindim.
Çok uzun seneler evveldi. Sene 1972, aylardan Mayıs. Günü önemli mi? Elbette önemli! Ayın da 6’sıydı. İşte bu 6 Mayıs 1972 tarihinde üç genç can verdi, darağacında. Size anlatacağım hikâye, kurgu bir hikâye değil, hayatın doğrudan kendisinden alınan bir hikâye. Aslında tam olarak bir devrimcilik hikâyesi de değil. Kaldı ki ben de devrimci veya 68