Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsanı çok acı çekmiş olması değil, bir başına ve çaresiz bırakılması, asla umursanmayışı, gönlünün görülmemesi yıkar. Twitter, Ebrar Akbulut
hüzünlenmenin acısı ile sıkılmanın acısı çok farklı. mesela kuşu ölmüş üzgün bir çocuk görürsün hüzünlenirsin canın fazla yanmaz. ama diyelim ki birine kızdın sonra pişman oldun onu düşünmeye başladın böyle sıkılırsın acı duyarsın...
Reklam
Acı veren şeylere bağlılığımız nedir böyle Bu kadar çok acının vereceği mutlulukta O denli çok olur düşüncesi midir?
"Gitti işte... Sanki buram çok acıyor gibi oldu şimdi. Bu acı geçiyor mu?" Leyla ile Mecnun/17
RUTH'UN SICAK EVLERİNDE ÇOK HASTA OLDUĞU BİR ZAMANDAN KALMA ANILAR
Martin diyordu ki ben Ruth'un hasta halini bile seviyorum. O hasta olduğunda biraz huysuz ve aksi olurdu. Biraz da gergin. Lakin onu o halde bile sevmek Martin'e çok tatlı gelirdi. Ruth, hasta olmayı hiç istemez ve sevmezdi de. Lakin Martin onu öyle severdi ki o hastayken dayanamaz o da hasta olurdu. Bir gün beraberlerken Ruth çok hastalanmıştı. Sonra Martin onu iyileştirmek için çabalamıştı. Vitamin hapları, yoğun ilgi, sevgi... Lakin hastalık bu bir süre beklemek, bir süre çekmek gerekir. Ne yaparsanız yapın o zamanın geçmesi gerekir. Öyle olunca Martin de karar vermişti. "Ben de onunla yanacağım. Ben de onunla ateşe atlayacağım. Acı çekeceğim, ağlayacağım. Lakin onun alevlerinde aydınlanacağım. Bedenim acı çekecek, ruhum huzur bulacak. Zira o alevler bilahare bana merhem olacak." Sonra Martin karar verdi. Ben de onunla hasta olacağım. Hastayken mütemadiyen onu düşüneceğim. İçimi büsbütün onunla dolduracağım. Hem o öyle hastayken ben böyle dipdiri, capcanlı rahat edemem ki. Sonra Martin, Ruth'u öpüşleriyle, sevmeleriyle kucaklayıp duruyordu. Ruth'a olan ilgisini, sevgisini tamamen gösteriyordu. Martin böyle yapıyordu. Çünkü Martin, başka türlü bir sevmek bilmiyordu. Martin neyse oydu. Martin sevdi mi zarar da görmeyi göze alırdı. Bazen acı çeker, üzülür ama yine de severdi. Çünkü Martin bilirdi ki kendisinin kırıldığı, üzüldüğü yerden o tekrardan çiçek açardı. Bilhassa Martin daha iyi olmaya başladığında o çiçeği tekrardan yârine sunardı. Yâri mutlu olsundu. Onun tek istediği artık buydu..." (Martin'den)
Filmlere ağlayanlar gerçeklere sustu! Şu film olsaydı dünya festivallerinde ödüllere boğarlardı gerçek olunca görmemezlikten geldiler. dünyayı bir sete çevirip oyunları ile gerçek insanları figüran ettiler herkes bu filmi sevdi kimse dursun istemiyor! O kadar tarifsiz acı ki, Sanki başka mahluklardan bahsediyoruz Bir avuç üniversitelinin derdi olmuş Gazze, Bir avuç insanın “marjinal” derdi olmuş Gazze Ama böyle sürmeyecek “zulüm ile kimse anda olmadı olamaz! Herkes imtihan oluyor insanlık imtihan oluyor, 8 milyar sandığımız insanlık aslında bir avuçmuş! Evet üzgünüz ama pes etmek yok! Asla alışmak yok! Asla bu kahpe düzene oymak yok! Hep böyle oldu hep bir suskun güruh vardı, ayet “onların çoğu inanmaz” (Yusuf Suresi 106) diyor yeni değil çoğunun susması o kadim atalarımızın verdiği imtihanı biz de veriyoruz “onların çektiğini çekmeden cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz” (bakara suresi 214) diyen ayet bize hesap soruyor. Bu dünya bir gölgelik iyi biliyoruz gölgeliğe sahip olanlar cennetimizi çok kıskanıyor hepsi bu!
Reklam
Filmlere ağlayanlar gerçeklere sustu! Şu film olsaydı dünya festivallerinde ödüllere boğarlardı, gerçek olunca görmezlikten geldiler. Dünyayı bir sete çevirip oyunları ile gerçek insânları figüran ettiler, Herkes bu filmi sevdi kimse dursun istemiyor! O kadar tarifsiz acı ki, Sanki başka mahluklardan bahsediyoruz, bir avuç üniversitelinin derdi olmuş Gazze, Bir avuç insanın "marjinal" derdi olmuş Gazze, Ama böyle sürünmeyecek " zulüm ile kimse âbâd olmadı, olamaz! Herkes imtihan oluyor insanlık imtihan oluyor, 8 milyar sandığımız insanlık aslında bir avuçmuş! Evet üzgünüz ama pes etmek yok! Asla alışmak yok! Asla kahpe bu düzene uymak yok! Hep böyle oldu hep bir suskun güruh vardı, ayet "onların çoğu inanmaz" (Yusuf Suresi 106) diyor yeni değil çoğunun susması o kadim atalarımızın verdiği imtihanı biz de veriyoruz "onların çektiğini çekmeden cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz?" (Bakara suresi 214) diyen ayet bize hesap soruyor: Bu dünya bir gölgelik iyi biliyoruz gölgeliğe sahip olanlar cennetimizi çok kıskanıyor hepsi bu.
Said Ercan
Said Ercan
Sabırsızlık, insanı daha kırılgan yapar. Yakınlarının ölümünden daha çok etkilenir o insan. Birinin kaybından sonra ona Allah sabır versin denir, ama düşünür mü ki ben hayatta ne kadar sabırlı biriyim ki bu acıyı aşabileyim? Sabır gösteren insan susacak, acısını içinde yaşayacak ve bu acıyı hüzne dönüştürecektir. Bu yüzden hüzünlü görünen insanlar daha merhametli olurlar ve diğer canlılara karşı empati yapabilirler. .Yani son minvalde, asıl soru; düşünebiliyorlar mı, akıl yürütebiliyorlar mı değil, acı çekebiliyorlar mı, acıyı dönüştürebiliyorlar mı olmalıdır. İ.S. 27.4.2024
İnsanlar bana öğretti ki sorsan herkes melek hiç kötü insan yok ve benden başka hata yapan hiç kimse de yok Kendini melek sanan insanlar hiç acımadan seni kırıyorlar kiyiyorlar melek dediğin hiç kötülük eder mi ? Ama kimi insanlar ediyorlar bunun neden böyle olduğuna dair hiçbir fikrim yok ama bazı insanlar mutsuzluğu la mutlu oluyorlar ‼️😈 Gözyaşın çiftetelli gibi eğlenceli bir şey de sanki hiç ar etmeden düşmüş olmamla bayram ediyorlar insanlar bana öğretti ki çok çabuk sırt donebiliyorlar oysa paylaştığın birçok şey vardı ama onca şeyi çok kolay yok sayiveriyorlar hatta herkes o kadar tatlı o kadar şeker ki hayata bir armagan tatlandirci sanki bu nasil insanlarda maske bilmiyorum ama gerçeği o kadar acı ki ..
Sana kırılmayı bıraktım artık Senden beklentilerimi azalttım desem daha doğru olur aslında çünkü anlaşılmayı bekledikçe daha çok kırıldığımı fark ettim üstelik bu durumun üzdüğü tek kişi de bendim. Sevginin acı veriyor olması sencede çok saçma değil mi? Sonuçta hiç kimse mutsuz olmak için sevmezdi kimseyi... Önce yüzünü uzak tuttun benden zamanla sesini... Sevginden söz etmiyorum o hiç olmadı zaten. En sonunda koca bir buza çevirdin yüreğimi. O kadar yalnız bıraktın ki beni hayatımdaki en büyük fazlalığın sen olduğunu fark ettim. Çok üzüldüm, çok ağladım ama iyiki gelmedin. Çünkü sen bana en büyük iyiliği gelmemekle yaptın. Artık dilediğin yerde olabilirsin. Benim yüreğim bir daha ısınmaz sana...
Reklam
📌Bu not sana: Neredeysen orada ol! Geleceği çok fazla düşünüp durma. Mutluysan da acı çekiyorsan da bununla yüzleş. Ne dediğimi duyuyor musun‽.. Başa çıkmayı öğrenmen lazım... Muhyiddin Şekûr🍃
"İnsanı en çok yaralayan şey fiziksel acı değil, haksızlığın, mantıksızlığın verdiği ruhsal ıstıraptır."
Herkesten çok güldü.. Belli ki acı çekiyor. Tolstoy
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.