"Bazen bir insan, Çok mutluyum diyemeyecek kadar çok acı çekmiş olabilir."
Çok zalim gözleriniz var bence ve şehvetle bakıyorsunuz acı çekenlere. Şehvetiniz kılık değiştirip de merhamet adını almadı mı sadece?
Dosta söylenen sevinç iki kat olur acı ise yarıya iner, çünkü bir sevinci paylaşmakla daha çok sevinç duymayacak, bir acıyı paylaşmakla acısı hafiflemeyecek kimse yoktur.
Biz denizciler her limanda âşık oluruz, ama bizim aşkımız umutsuz aşktır ve eğer umut yoksa o aşk çabuk unutulur. Denizcilik iyisiyle kö tüsüyle, artısıyla eksisiyle alışılmışın çok dışında bir hayat biçimi, bu meslekte kavuşmaya yer yok, bu meslekte uzun süren dostluklar, uzun süren sevgiler, uzun süreli aşklar yok. Sevdiğinle vedalaştığın gün geçmişte yaşanan her şey mazide kaybolup gider. Geride kalan sadece, yıllar sonra hissedeceğin yürek sızısıdır. İşin en acı yanı da bu.
En önemli faydası şudur: Kırmızı acı biberin kanserli hücreleri öldürdüğü kanıtlanmıştır. Bunu yaparken sağlıklı hücrelere hiçbir zarar vermemektedir. Kısaca acı kırmızıbiber doğal bir kemoterapidir. Bu özellik en çok Urfa ve Antep yöresinde tüketilen isotta bulunmaktadır.
İnsanları affedip sana acı verdikten sonra bile onları sevmenin ne demek olduğunu biliyorum.
Sayfa 81Kitabı okuyor
Bazı kişiler ise diğer insanların sorunlarıyla özellikle ilgilenirler; kimin derdi olsa, nerede bir acı yaşansa orada belirirler. Normal insanın yardımseverliğinden farklı olan bu tür tutumlarda üstü kapalı bir sadistlik öğesi bulunur ve kişi diğer insanları zor durumda ya da acı çekerken görmekten ötürü dolaylı bir doyum sağlar. Bazen bu mekanizma bir başka biçimde işler ve kişi bilincinde olmaksızın diğer insanları zor durumda bırakacak bir ortam sağlar ve onların bocalamasını gözlemekten sinsice bir haz duyar.
Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, açık saldırganlığı konu alan filmlerin yanı sıra, deprem, yangın, kaza, vb. içerikli filmlerin çok sayıda izleyici bulabilmesi ve bu tür filmlerin sayısının giderek artması da oldukça anlamlıdır.
“Yüzünde çok şey görüyorum. Acı, pişmanlık, başka ne var?”
Sayfa 276 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Çok acı çekiyor musunuz, dostum?
"Biri paranın, utancı ve üzüntüyü zengin insanların evinden uzak tutmaya yetmediğini keşfetmiş; diğeri yoksul olsa da gençliği, sağlığı ve neşesi sayesinde, hayatın keyfini süremeyen huysuz ve güçsüz yaşlı bir kadından çok daha mutlu olduğunu anlamış. Üçüncüsü ekmek parası kazanmanın zor olduğunu ama bunun için dilenmenin çok daha acı olduğunu öğrenmiş. Dördüncüsü ise akik taşlı yüzüklerin bile iyi davranışların yerini tutamayacağını kabul etmiş."
Sayfa 63 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reddedilme. İnanılmama. Utanç. Çaresizlik. Acı. Çok derin acı. Anlaşılamama. Ümitsizlik. Anlaşılabileceğine dair bir ümit bulamama. Kendini nasıl ifade edersen et bunun karşı tarafa geçemeyeceğine dair o his. Yalnızlık.
Sayfa 26 - Okuyan Us, 1. Baskı, 2024Kitabı okuyor
"Acı çok zalim bir şeydi! Neden bütün ağırlığıyla bir seferde gelip aynı hızla geçmiyordu?"
Sayfa 120
Acıma
Anlayıştan daha başka bir şeye, hassas bir kalbe ancak içten insan şefkatinin verebileceği güce ihtiyacı olan benim gibi biri için, basit bir acıma bakışının ne kadar acı ve yıkıcı olabileceğini o anda anladım. Bunu daha sonra pek çok kez görecektim. Onun acıyan bakışları karşısında başımı eğdim, ikimizde tek söz etmedik. Jenny yavaşça arkasını döndü ve beni bahçede yalnız bıraktı.
Sayfa 75 - Nora KitapKitabı okuyor
"Bağışlama iki yönlü bir sokaktır. Ne zaman birini bağışlasak, aynı zamanda kendimizi de bağışlamış oluruz. Başkalarına karşı hoşgörülü olursak, kendi hatalarımızı kabul etmek çok daha kolaydır. Böylece, suçluluk ve acı duymaksızın, hayata karşı yaklaşımımızı iyileştirebiliriz."
