Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1K Okurunun Evrimleşme Süreci
1.GÜN Siteye üye olur. Hemen okuduğu kitapları eklemeye başlar.Genellikle " Kürk Mantolu Madonna" ilk eklediği kitaptır. Ardından rastgele kişileri takip etmeye başlar. Erkek ise takibe dönen sayı üçü beşi geçmez.Kadınsa bu sayının onu bulduğu görülmüştür. Takip ettikleri: 55 Takipçileri: 5 2.GÜN Artık kitap incelemeye hazır
#haram #diyanet #midye
Bakara 173.ayet Allah size yalnızca murdar eti, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkasının adına kesilmiş olanı haram kıldı. Ama biri zorda kalırsa, haksızlığa sapmadıkça, sınırı aşmadıkça kendisine günah yoktur. Biliniz ki Allah bağışlayan ve esirgeyendir. Maide 3.ayet Murdar hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilmiş, boğulmuş,
Reklam
Eski Bir İstanbul Hanımefendisi anlatıyor; Yıl 1919. İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar. Biri avukatmış. Gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim. Nişanlandık. Nişanlımı seviyordum. Mutlu bir yuva kurmak hevesi ile lamba ışığının altında sabahlara kadar oyalar örüyor, çeyizler hazırlıyordum. Ama çok geçmedi ki mahallede bir dedikodu yayıldı. (Ayşe'nin nişanlısı avukat değilmiş, ipsizin biriymiş, üstelik cami önlerinden tabut taşıyarak karnını doyuruyormuş.) dediler. Alt üst oldum, babam götürdü, uzaktan izledik, gerçekten de tabut taşıyordu. Yıkıldım. Nişanı atıp, ayrıldık. Aradan 5 yıl geçti. Evlenmiştim, bir de çocuğum olmuştu. 1924 yılıydı. Artık ülkemiz özgürdü. Bir gün Beyoğlu'nda rastladım ona. Oğlum yanımdaydı. Beni görünce titredi, ceketini düğümledi. Saygı göstererek durdu önümde. “Vaktiniz varsa size bir çay ikram etmek isterim" dedi. "Olur." dedim. Bir büroya girdik. Burası bir avukatlık bürosuydu ve kapıda adı yazıyordu. İçerde yardımcıları çalışıyordu. "Siz gerçekten avukat mısınız?" dedim. "Evet" dedi. "Peki, avukatsanız neden cami önlerinden tabut taşıyordunuz ?" diye sordum. Durdu, başı öne eğildi. "Beni affedin" dedi. "İstanbul işgal altındaydı, her taraf İngiliz askeri kaynıyordu. Her şeyi didik didik arıyorlardı. Biz de Anadolu'ya, Milli kuvvetlere ancak, cenaze süsü vererek tabutlarla silah kaçırıyorduk. Bu ülke için hayati bir işti. Bunu size söyleyemezdim..!!"
Merhaba 1k okurları! Hani burası benim azcık da dertleştiğim yer ya, duvarımdakı iletilerin hiç birini kaldırmıyorum. İyisiyle, kötüsüyle buraya geldiğim bu süreçte nelerden geçtiğimi unutmamak için. Hani unutmak da verilmiş ya insana nimet olarak, unutursak bile yazdıklarımızdan hatırlarız. İşte bu iletide de azcık kendimle, azcık da okurlarla dertleşmek istedim. Gelelim konuya; Bu güne kadar her alıntıyı, her iletiyi ve dahi incelemeyi okuyarak beğendim. Okumadan beğeni atmam, çünkü beğeni atmış olmak okumuş olmanın göstergesidir benim için. Ha okumadan beğeni atan mağdurlara da çok rastladım. Mesela; dini inancı olan birinin dine küfredilmiş iletideki beğenisi, asla onaylamayacağı halde cinsel içerikli alıntılara beğeni atanlar. Bazen de okuduğunun perde arkasını anlamayıp "Aman bir beğeniden nolucak ki" diyenler. İşte tam da o "ne olacak"dan bazen pürüz doğar. Bazen bildirimde 1 dakikaya 10 üzeri alıntı/iletimin beğenisi aynı okur tarafından geliyor ya, acaba hepsini okuyup sonra komple mi beğeni atmış, yoksa teker teker ışık hızıyla mı okumuş diye düşünmeden edemiyorum. "Şimdi ne alaka?" diyebilirsiniz. Akışta bir kaç alıntı/iletiye rasladım da. Okumadan beğenenler bana bunu düşündürdü. Sabah akşam düşünüp kendimi yiyip bitireceğime yazarak iletimle ileteğim dedim:) Sona kadar okuduysanız, beraber bir şiir dinleyelim.🥰 youtu.be/cODcredIo1E Şiir: Şaşırdım kaldım işte. Yazar: Yavuz Bülent Bakiler. Seslendiren: Mehmet Kemal Keyifli dinlemeler🌼🌹
Bugünlere kolay gelinmedi..
Eski Bir İstanbul Hanımefendisi anlatıyor; Yıl 1919. İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar. Biri avukatmış. Gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim. Nişanlandık. Nişanlımı seviyordum. Mutlu bir yuva kurmak hevesi ile lamba ışığının
Reklam
*Performans Değerlendirme*
Küçük çocuk bir bakkal dükkanına girdi, kola kasasını aldı ve dükkânın hemen dışında duran kulübedeki telefonun altına koydu. Telefonun tuşlarına yetişebilmek için kola kasasının üzerine çıktı ve 7 haneli telefon numarasını tuşlamaya başladı. Dükkânın sahibi çocuğu gözlemlemeye ve aradığı kişi ile aralarında geçen diyaloğu dinlemeye başladı: Çocuk kadına, *“Hanımefendi, bana çimlerinizi kesme işini verebilir misiniz?”* diye sordu. Kadın, “ *Hâlihazırda çimlerim ile ilgilenen biri var.*” diye yanıtladı. Çocuk ise, “*Hanımefendi, çimlerinizi kesen kişiye ödediğiniz ücretin yarısına çimlerinizi keserim.*” diye cevap verdi. Telefondaki kadın şu anda çimlerini kesen kişinin yaptığı işten son derece memnun olduğunu söyledi. Kadının sözleri karşısında daha da hırslanan çocuk bu sefer de,” *Hanımefendi, çimlerinizi yarı fiyatına kestikten sonra bahçenizdeki yolları da süpüreceğim ve böylece bölgedeki en güzel bahçeye sahip olacaksınız.*” dedi. Kadın yeniden şu anda çimlerini kesen kişiden çok memnun olduğunu ve bahçesini başka birine emanet etmek istemediğini söyledi. Küçük çocuk kadına iyi günler dileyip telefonu, yüzünde bir gülümseme ile kapattı. Bütün konuşmayı dinleyen dükkân sahibi çocuğun yanına doğru gitti ve *“Oğlum, senin azmini beğendim bu yüzden sana bir iş teklifinde bulunmak istiyorum.”* dedi. Küçük çocuk, “Teşekkür ederim ama ben zaten çalışıyorum. Telefonda konuştuğum kişinin çimlerini ben kesiyorum. *Sadece çalıştığım işteki performansımı ölçüyordum.* “ dedi. Alıntıdır.
24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun.
Kendisi, 10 Kasım 1938 sabahı saat 09.05’te çok sevdiği vatanının bayrağının dibinde hayata gözlerini yuman kahraman bir vatan sevdalısıydı. Daha küçük yaşta yaşadığı türlü zorluklara rağmen eğitime önem vermiş, kitaplara ilgi duymuş ve bir insanın kendisini ancak ve ancak okuyarak geliştireceğini benimsemişti. Hayatı zorlu geçen ve kolay olmayan
Zihinsel Bariyerler :)
Biliyorum, şu anda bu satırları okurken çoğunuz bana öfkeleniyorsunuz. Çünkü beni takip edenler ve takip ettiklerimin katıldığı konular olurken, katılmayanların, karşı gelenlerin kızdıkları hususlar çok daha fazla olabiliyor. Anlamadığım ara sıra tepki vererek yorum yazdığım bana rahatsızlık veren hususları affınıza sığınarak belirtmek istedim.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.