Nereden başlasam hiç bilmiyorum. Yazacak çok şey var ama ifade etmekte zorlanıyorum gerçekten. Zihnimde dolanıp duran bir sürü kelime var ama zihnimi dökemiyorum. Artık konuşacak gücüm bile kalmadı; içimi kağıtlara dökmeye, kelimelerimi kalbimden ve gözlerimden aktarmaya karar verdim.
Sustum; bu sessizlik değildi çünkü, gözlerim konuşmaya devam ediyordu.
Konuştum; konuşan dudaklarım değil, zihnimdi.
Her zaman olduğu gibi, kimse yok. Kimse kalmadı, kimse beni duymuyor, kimse görmüyor, görünmez olmaktan bıksam da bu sürekli devam ediyor.
Zaten son zamanlarda hiçbir duyguyu hissetmiyordum, şu an ise daha berbat durumdayım. Hatta hissetmiyorum değil, hissedemiyorum. Gülmek istiyorum, yanaklarımdaki gamzeler ortaya çıksın istiyorum ama beceremiyorum. Kızmak istiyorum, kaşlarım çatılsın, duvarları yumruklayım istiyorum ama olmuyor. Ağlamak istiyorum, belki içimi dökerim, dudaklarımın haykıramadıklarını gözyaşlarım haykırsın istiyorum ama onu da başaramıyorum.
Hissizim, yorgunum ve kimse yok.
Kalbimde, belki de ruhumda bir yerlerde gizlice kanayan yaralar var. Ruhumdaki yara en büyük yaram. Oluk oluk kanıyorum. Akan kanları da kimse görmüyor.
Ben çok yoruldum, en çok da görünmez olmaktan.