Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir şey duydum bu gün: kılıç yarası iyileşir ama dil yarası ve kalem yarası iyileşmez. Ne çok hakaret ediyoruz değil mi, ne çok küfür... Ben çok ince düşünmüyorum aslında bu çağın yontulmaya ihtiyacı var...
İnce Memed 2
İnce Memed 2
proje ödevimdi diye okumuştum ve gerçekten iyiki okumuşum zaten çevremdekiler de çok övüyordu
Reklam
Çok şiirden değil, yalnızlıktan öldü Cansever.
Yaşın getirdiği vicdan azabı çokluğu da getiriyor yanında Ne kadar çok kelimelerim var oysa ki azlığımın olduğu şu garip dünyada Her gün yeniden yakılan sigaralar, geçip gidilen taş kaldırımlar, yükü bedenimden ağır hayatlar Erkekliğin günahından uzak kadınların yaşadığı, dar ince sokaklar arasında yükselen çığlıklar. Hangi yana baksam gölgem
Çok ince
"Düşmanının bilmesini istemediğin şeyi dostuna söyleme."
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
+ Vazgeçmemek ve vazgeçmek arasında çok ince bir çizgi vardır bilir misin evlat? - Benim çizgim ince değildi. Sonuna kadar vazgeçmemi sağlayacak çok kalın bir çizgiydi. + Evlat çizgi kalın değildi sadece sen çok yakınında duruyordun. - Ne yapacağım şimdi? + Uzaklaşacaksın evlat, uzaklaşacaksın. Her şeyden, herkesten, bütün yaşadıklarından, ailenden, sevdiklerinden, dostlarından, geleceğinden, geçmişinden, düşüncelerinden, en önemlisi kendinden.... ~HM~
Günaydın. İçimizi çürütüyoruz; kötülüklerle, değiştiremeyeceğimiz musibetleri düşünmekle, anlatmakla, konuşmakla... Ne yazık. Aynı kitapta geçer: "Gülmek zorundasın çünkü aksi takdirde için ölür. Bedenin her şeyi depoluyor, biliyorsun. Acıyı da depolar." Bu sabah, ne olmuş olursa olsun, bir gülümsemeyle dolduralım içimizi sevgili okur.
Reklam
Bugün gülüşlerimin arkasındaki zifiri okyanusuna uyandı gözlerim. Bir batışın hikayesi...Ara ara gelen ses etmeden ve aniden kopan bir parça gibi. Bu bilinen batışların aksine çıkmaya çalışan bir çabanın daha derine düşmesine benzeyen...Hani bir sakarlık gibi değil de; bu umutvar tavrın ne zaman iyi niyetle sonuca varacağını merak etme haliydi daha çok. Neyse:Uyandı sonra zaten bütün bedenim yeni güne; güneş ışığından sızan o ince ışıkla. Her uyandığın yeni gün... bu sözcüğü anımsadı bilincim ne de olsa; çoğu zaman gerisinin önemi de yoktu zaten.
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi Sıcak bir kara sevda Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu; Acımsı, buruk. mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde Sessizliği üstümüzden atamıyorduk Bir saçak altında kararsız, yorgun Saatlerce duruyorduk Kimse görmüyordu
şubat - 27.bölüm
saltuk: deli, ihanet dediğin şey öyle olmaz! ihanet dediğin ince ince yılan gibi adamın arkasından sokulur ve fark ettiğinde artık çok geç olmuştur, tamam mı?
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.