Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve gece
Aydınlandı gökyüzü. Gece korkudan kapatılmayan lamba söndü. Kuşlar sabah şarkısı söyledi. Onlara eşlik etmek isteyen çiçek yüzlüler camlara dizildi. Arabalar tatlı uykularından uyandırıldıkları için çok kızdılar ve buna karşılık dumanlarıyla bizleri zehirlemeye kara verdiler. Bazılarımızın kalbini ele geçirdi bu kara dumanlar. En büyük yan etkisi sevgi damarını tıkaması oldu sanırım. Sevgi tıkanması yaşadı insanlar. Filmlerdeki ölümcül virüs bulaşmış zombilerden beter halde dolandılar sonra caddelerde, sokaklarda, duraklarda, cafelerde, ofislerde... Gündüzün gücü yetmedi insanların hallerini gözlerde gizlemeye. Ve sonra ne mi oldu? GECE oldu!!! D.Delikanlı
Şimdi sahneye dost görünümlü sahtekar iki yüzlüler çıktı. Bunlar bu ikiyüzlülük rolünü çok sevdiler.
Reklam
KASİDE Esti nesîm-i nevbahar açıldı güller subh-dem, Açsın bizim de gönlümüz, sakıy medet; sun câm-ı Cem. Erdi yine ürdibehişt, oldu hava anber-sirişt, Âlem behişt ender behişt, her gûşe bir bağ-ı irem. Gül devri ayş eyyamıdır, zevk u safa hengamıdır, Âşıkların bayramıdır bu mevsim-iferhunda-dem. Dönsün yine peymaneler, olsun tehî
Into The Wild (2007)
- Çünkü neyi anlamadığımı biliyor musun? Neden insanların, neden her bir kahrolası bireyin birbirlerine karşı bu kadar sık, bu kadar çok kötülük yaptığını anlamıyorum. Bana anlamsız geliyor. Muhakeme. Kontrol. Tüm bunlar, tüm bu geniş yelpaze. Aslında bu yalnızca... - Hangi "insanlardan" bahsediyorsun? - Bilirsin; ebeveynler, iki yüzlüler, politikacılar, kalleşler.
" Hayatı çok ciddiye almadım. O da beni ciddiye almadı. Yokmuşum gibi davrandı. Olsun , küskünlüğüm yok. Zaten büyük hesapların adamı olmadım hiç. Bir an sonrası belli olmayan hayatta , uzun vadeli planlar yapmadım. Her an bir yerlere gidecekmiş gibi , valizimi hazır beklettim. İki yüzlüler maske takmamı istediler. Bıyık altından gülenler de oldu. Olsun ,geceleyin yastığa başımı rahat koyuyorum ya , bu yeter bana. Şöyle geriye dönüp mazime baktığım zaman , çok ta kaybettiğim bi şey yok esasen..." ~Charlie Chaplin~
Kafes
Bulunduğum kafesin içinden yazıyorum. Aslında çıkabilirim, kavuşabilirim özgürlüğe ama alışmışım esarete bir kere. Gökyüzü burdan çok güzel gözüküyor,hep mavi. Üstelik bulutlar da  bembeyaz. İnsanlar buradan bakınca çok masum... Kötülükleri gözükmüyor ve hep güler yüzlüler. Hayvanlar aç değil ve zehirlenmiyorlar. İnsanlar evlerinde yemek pişirirken,bir kapta onlara ayırıyorlar. Ve elbette ki çocuklar... Onlar herşeyden ve herkesten masumlar. Hepsinin yaşantıları aynı, biri yerken biri bakmıyor.        Ne olur du kafesin içinden gözüktüğü gibi olsaydı dünya? Aşklar hep sadık, çocuklar hep güleç ve insanlar hep iyi olsaydı? "Düzen bu!" diyenlere cevap vermek istiyorum... Düzen ne? Düzen bu mu? Sen evinde uyurken dışarıda hayatları kaybolan insanlar mı? Sen gülerken odanın en köşesine sıyrılıp ya da çıkmaz sokaklarda ağlayan çocuklar ve susmayı öğrenen insanlar mı? Düzen bu mu gerçekten? Susma insanoğlu! O çocuk sendin unutma! Köşelerde çaresizce susmak zorunda olan sendin hatırla! Susma!      Ne mi yapmalı? Tutmalı bir çocuğun elinden, çocuk olmalı. Ne yaşarsan yaşa, salıncakta sallanmalı ama öyle laf olsun diye değil? En yükseğe çıktığın zaman yüreğin ağzına gelmeli,böyle gökyüzü yüzüne değmişcesine coşmalı. Ben böyle bir dünya hayal ettim... Nereden mi biliyorum bunları? Bu kafese girmeden önce aranızdan biriydim.                                                                                                           MERYEM ŞİŞMAN TAŞDEMİR edebiyatffakultesi.blogspot.com/2019/04/kafes.html
Reklam
Neslican Tay
"Benim için sol bacağınızı da sevin" demişti. Senin için sol bacağımı da seviyorum güzel kadın. Yaşamayı çok istiyordun. Kalbimizde yaşayacaksın hep. Keşke dünyada bu kadar pislik insanlar varken senin gibi melek yüzlüler daha çok yaşasa.
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.