Birbiri ardına sıralanmış iki farklı hayat. İki farklı yaşam çabası.
Celine ve Cosi artık unutamayacağım en
önemli iki karakter.
'Bir tarafta 1943-1944 yıllarında Alman işgaline karşı Fransa 'da hayatta kalabilmek için mücadele veren, sevginin, fedakarlığın, iyiliğin, nilüfer çiçeklei gibi her daim beklenen tükenmez umudun, yaşanılan anın kötülüğüne dair geleceğe hep güzel umut ve hayallerle sıkı sıkıya tutunan fakat sonunda acımasızca, korkuyla, büyük bir hüzünle birbirlerinden koparılan Celine, babası ve Cosi.'
'Diğer tarafta ise 2000 yıllarında kendi yaşam savaşına düşmüş, kızı Alma'yı çok küçük yaşta büyük bir acıyla kaybetmiş, acısını içinde tutarak yaşamaya tekrar tutunmuş, Celine ve Cosi'nin geçmişteki acı hayatını günyüzüne çıkararak onların yaşadığı iyiliği, sevgiyi, acı dolu umut bekleyişlerini kalbinde hissederek artık yaşamı boyunca kalbinin Şakayıklarla dolu köşesinde onları sonsuza dek yaşatan Caroline.'
.. Keşke savaş olmasaydı. Sarah Jio'nun derinden etkilediği başka bir yapıtı. Yine dilim tutuldu. Çok farklı hikayeyle karşımıza çıkmış. Ruhum dinlendi. Okurken o hayatları bende yaşadım. Derinden etkilendim..
" ... Sevginin yaptığı da budur. İnsanları zamandan, savaş ve yıkımdan, kötülükten ya da acıdan daha güçlü olan bağlarla birbirlerine bağlarlar."