Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dadıcığım, dedi Züleyha, bir bilsen dün gece ben. Dadısı Züleyha'nın yüzüne bir kez daha baktı. Dün gece ben düşümde, ayın tam on dördünde ve çöllerde... Âh, dedi dadı, benim kızım Mısr'ın en güzeli, sen anlat yine de, içinde kalmasın. Ama şu gözlerinde açan yıldız, şu tenine konan çiçek, ben çoktan anladım.
" Öte yandan, eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, bizimki gibi toplumlarda, kırk beş yaşından sonra kadınların bir köşeye çekilip, gelinlerine cehennem, torunlarına dadı, eğer hâlâ yanındaysa kocalarına da fıkra olması beklendiğinden, bu yaşlı kadının kendine güveni, hayata bağlılığı ve zekası onu tedirgin etmişti."
Reklam
-Aa, dadı! Şimdi beni kızdırıyorsun. Yirmi bir senedir beraber yaşıyoruz, tabiatımı anlamadın mı? Hiçbir defa sormadın, merhum kocam beni öyle mi almış? Ben bir kızı bir kere görmekle nasıl tanıyacağım? Yüzünü bile anlayamam.Sonra gelin yalnızca güzel mi olmalı? Ben bir kızı akıllı olmadıkça, iffetli olmadıkça, tabiatı iyi olmadıkça hiç kendime gelin yapar mıyım? Sonra benim beğendiğimi, senin beğendiğini oğlum beğenir mi bakalım? Cümle alem nasıl yapıyorsa biz de öyle yapalım diyorsun. Lakin görmez misin, el alemin çoğu bugün evlenir yarın kocası karısını yahut karısı kocasını bırakır. Bin türlü rezalet olur. Olacak tabi! Görmeden, bilmeden bir kız alırlar, hiç sormadan bilmediği bir kocaya verirler. Acaba çocuk o kızla anlaşabilecek mi? Beğenecek mi? Sevecek mi? Kız da onu isteyecek mi? Babaları, anaları işin burasını hiç düşünmüyorlar.
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri : Ömer Aslan, VI. Basım: Şubat 2020Kitabı okudu
YÜZBAŞI Ah dadı, sen de mi artık benim dostum olmak­tan çıktın! MARGRET Ben mi? Allah korusun! Böyle bir şeyi nasıl söyleyebiliyorsun Adolf? Küçüklüğünde benim çocu­ğum olduğunu nasıl unutabilirim?
1929da bir kadının günümüze ait düşünceleri
Mantıksal olarak bakıldığında onlara yasaklanan tüm faaliyet ve uğraşlara gelecekte iştirak edebilecekleri ortada. Dadı kömür taşıyacak. Manav kadın motorlu taşıt kullanacak. Kadınlar korunan cins iken gözlemlenen gerçeklerde temellenen varsayımların hiçbirinden - örneğin (tam bu sırada sokaktan bir bölük asker geçti) kadınlarla din adamlarının ve bahçıvanların diğer insanlardan uzun yaşadığı varsayımından eser kalmayacak. Kadınlar o korumanın kaldırılmasıyla birlikte erkeklerle aynı uğraş ve faaliyetlere maruz bırakılıp asker, denizci, motorlu taşıt sürücüsü ve liman işçisi yapılınca erkeklerden çok daha genç yaşta, çok daha çabuk ölmeyecekler mi ve böylece, nasıl şimdi "Uçak gördüm," deniyorsa, ileride de "Bugün bir kadın gördüm," denilmeyecek mi?
Səni, məni görən yoxdur, hərə öz mənində qalıb....
Çoxlarımız oyun bilib bu həyatı oynayırıq, Kimisində sudan duru, kimisində keçir qatı oynayırıq. Aldanmışıq bu oyuna, ömür artıq olub yarı, Əvvəl-axır gedəcəyik haqqa sarı. Yaşayanda düz yaşayıb düz öl barı. Bəzən də biz qulağımız, gözümüzlə oynayırıq, Hərdən-birdən yalan deyib sözümüzlə oynayırıq, Heç fərqində olmayaraq özümüzlə oynayırıq. Öz-özüylə oynamağın dadı nədir, bilən varmı? Bu oyunun ismi nədir, adı nədir, bilən varmı? Səni, məni görən yoxdur, hərə öz mənində qalıb. Bizsə qalıb təkbaşına mənəmçilik kölgəsində "Biz"imizlə oynayırıq, "siz"imizlə oynayırıq. Heç fərqində olmayaraq özümüzlə oynayırıq.
Reklam
ASTROV: Önümüzdeki nesiller, bizden bir iki yüzyıl sonra yaşayacak olanlar, kendileri için yol açmakta olduklarımız, bizi hayırla anacaklar mı acaba ? Hayır, dadı, unutacaklar bizi.
Sayfa 10 - KapraKitabı okudu
"Bizden yüz, iki yüz yıl sonra yaşayacak olanlar, kendileri için yollar açtıklarımız bizi hayırla anacaklar mı acaba? Yok dadı, anmayacaklar! İnsanlar anmazsa, Tanrı anar."
"Bacaklarını aç benim için." Julia lavabonun üzerinde oturuyordu. Ellerini ha- reketsizce karnının üzerinde tutarak bacaklarını iyi- ce açtı. Clay, onun eteğini beline kadar sıvadı ve iç çamaşırının dışı boyunca burnunu gezdirerek onun kokusunu içine çekti; duyularını tamamen Julia'nın kontrol etmesine izin verdi. Julia derin bir
Sayfa 121
Kafamızdaki bazı cevaplar bizi korkutur...
Rakım bu soruların sebebini bulmak için çok kafa yormaya muhtaç değildiyse de bulduğu sebepleri beğenmediğinden aklına gelen her şüpheyi hertaraf eder ve her soruya uygun bir cevap bulup mesela kızın şu an evde ne hizmet ve amaç için bulunduğuna da "Dadı kalfa pek yalnızdır. Zaten yukarı hizmeti için de birisi lazım değil mi? İşte Canan evin içinde yukarı hizmetinde görevli bir kızdır" demişti.
Sayfa 132 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çevirmen: Emrah Balcı, V. Basım 2019Kitabı okudu
Reklam
Bak sen...
Zira dünyada Canan'ın annesi, sırdaşı, her şeyi dadı kalfaydı. Efendisiyle olan maceraların hepsini dadı kalfaya haber verip, efendisinin karşısında ne hal ve harekette bulunacağına dair ondan aldığı talimata harfi harfine uyardı. Zaten Rakım'ı bu kadar deli divane edecek terbiye ve tavrın kaynağı neydi ya? Dadı kalfa, elinde büyütmüş olduğu çocuğun her halini, her ahlakını layıkıyla bildiği için Canan için öyle bir hareket yolu tayin ederdi ki, Rakım, kızı hiç sevmeyecek olsa bile çaresizce sevmeye mecbur olacaktı.
Sayfa 98 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çevirmen: Emrah Balcı, V. Basım 2019Kitabı okudu
Marya dimitriyevna güzel sarı saçlı,çilli,otuz yaşında olan çocuksuz bir kadındı. Geçmişi ne olursa olsun, şimdi binbaşının sadık bir dostuydu,ona bir dadı gibi bakıyordu ve bu sık sık sarhoş olan binbaşı için gerekliydi.
Sayfa 119Kitabı okudu
Hiç unutmam tevkifinden bir hafta önce lhsan'la beraber Halic'i sandalla geçiyorduk. Koluma hafifçe vurarak fısıl­ dadı: "Şu Süleymaniye camiinin minareleri arasına, minarelerin arasını dolduracak büyüklükte bir resim asmalı ... Bir gece, kim­ seye sezdirmeden ... Mustafa Kemal'in resmini . . . Sabahleyin, kar­ şısında Mustafa Kemal'le uyanmış bir Beyoğlu gözünün önüne geliyor mu? lşte meydan resmi dediğim zaman ben böyle bir şey düşünüyorum." lhsan'a hak vermiyor musunuz? - Haklı, evet... Nedime Hanım, Ayşe'ye gülümsedi: - Sen "Mustaf a Kemal" ismini hiç duydun mu? - Hayır efendim. Resmini de görmedin öyleyse ... - Görmedim. - Peki! Ben yarın sana bir tane yollayacağım . . . Akşam baban gelince istemeyi unutma! - Peki efendim. - Adını da öğren! Mustafa Kemal... Söyle bakalım. - Mustafa Kemal... - Aferin!
"İşte, şimdi beni yine tahrik ediyorsun," diye fısıl dadı. "Külot giymemiş olman iyi bir şey." "Öyle mi, nedenmiş?" Clay geriye çekilip etrafı kolaçan ettikten sonra ar- ka cebine uzandı. Etrafta kendileri gibi yemek yiyen birkaç kişi, barmen ve garson vardı. İçinde çok gizli bir şey varmışçasına elini yumruk
Sayfa 128
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.