"Sevgili Bilge,
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz
Seninle ben hangi günahın sarhoşluğunda?
Bak yine acılar kadehi dolduruyor.
Benim rüzgarım senin gözlerini arıyor.
Bir baksam, bir bakabilsem sana.
Bakışlarımız mahşerde mi buluşacak?
Acaba hangi vicdan bizi kurtaracak?
İkimizi yaşatanlar bir daha mı doğacak?
"Affedersiniz, hatalıydım, şimdi anladım, bilmiyordum, tebrik ederim, özür dilerim, nasıl öğrenebilirim, çok iyi düşünülmüş, çok güzel, benden daha iyi, ben o konuda iyi değilim, o çok başarılı..."
- Serhan Kansu
Halı lükstür, sıhhat lüks değildir.
Eller, kollar, gözler, yürekler sağ oldukça eskilerinden daha şahane nice halılar dokunur. Ama ben gidersem beni hangi tezgâhta dokuyacaksın?
Sayfa 34 - Berikan Yayınevi, Ankara, 2003, 2.ciltKitabı okudu