“‘Acaba ondan hoşlanıyor muyum?’ Sözümü bitirir bitirmez, sorduğum sorudan pişman oldum.
‘Bunu bilse bilse senin kalbin bilir.’ Doktor Shim, gülüşüne son vermeden cevapladı.
‘Kalbim değil de kafam olmasın? Çünkü her şey, beynin talimatı doğrultusunda gerçekleşiyor.’
‘Ona rağmen biz, buna kalp diyoruz.’”
Sayfa 191Kitabı okudu
Yulaf Sütü
… yulaf sütü, hindistan cevizi sütü, badem sütü filan… Bu konuyu bir netleştirelim: Meme yoksa süt de yoktur aşkım!
Sayfa 23 - Doğan KitapKitabı okudu
“Ben kitaplardan pek hoşlanmam. Harfler bana zevk vermiyor. Çünkü hepsi oldukları yere çakılıp kalmış durumdalar. Ben ise hareket etmeyi seven birisiyim…
…Yine de eski kitapları yeğlerim. Sayfalarında hayat dolusu kokular var. Kuru yaprakların kokusunu da andırıyorlar."
Sayfa 186Kitabı okudu
“…benim anladığım kadarıyla sevgi denilen şey, uç bir kavramdı. Yani doğru dürüst tanımlanamayan bir şey, zorla bir kelimenin içine tıkıştırılmıştı. Ne var ki bu kelime de aşırı derecede kullanılmaktaydı. İnsanlar, sırf keyfimiz yerinde ya da teşekkür ederiz demek için sevgi kelimesini umursamazca ağızlarına alıyorlardı.”
Sayfa 171Kitabı okudu
Boka'yı hakem yapmak istediler mi kaçmanın bir yolunu bulurdu. Gereken karar verildikten sonra, taraflardan birinin küseceğini biliyordu, üstelik bu küskünlük çoğunlukla hakeme yöneliyordu. Yalnız iş çığrından çıkıp kavga büyür, öğretmenlerin işe karışacağı anlaşılırsa Boka araya girer, ortalığı yatıştırırdı. İşte o zaman, arabulucuya kızan da küsen de olmazdı. Uzun sözün kısası Boka aklı başında bir çocuktu. Hayatta çok ileriye gidemeyecek olsa bile her zaman namuslu ve onurlu bir insan olarak kalacaktı.
Sayfa 16Kitabı okudu
Lamartine, Fouché'nin Makyavelist dehasını takdir etmekten kaçınmaz. "Kabul edilmelidir ki," diye yazar, "oynadığı rolde az rastlanır bir serinkanlılık ve azimli bir korkusuzluk sergilemiştir. Kafası günbegün yıkıcı siyasi faaliyetlerle meşguldü; Napoléon'un yüreğinde kabaran öfke ve utanç duygusunun ilk hamlesiyle
Sayfa 224 - Can YayınlarıKitabı okudu
