Kadınlar, hayatlarının kapılarını açıp onun ücra köşelerindeki katliamı incelediklerinde, çoğu zaman en önemli düş, hedef ve umutlarının azar azar öldürülmesine izin verdiklerini görürler. Orada cansız düşünceler, duygular ve arzular bulurlar; bunlar bir zamanlar hoş ve vaat edici olsa da, artık kanlan çekilmiştir. Bu umut ve düşler, ister İlişki arzusuyla, isterse de bir başarı, bir ustalık, bir sanat yapıtıyla ilgili olsun,
insanın psişesinde böyle ürkütücü bir keşif yapıldığında emin olabiliriz ki, düşlerde de çoğu zaman hayvani damat olarak simgelenen doğal yok edici iş başındadır ve yöntemli bir şekilde kadının en çok değer verdiği arzu, ilgi ve özlemlerini tahrip etmektedir.