Dünyaya ve içindekilere dair pek fazla umut beslemeye lüzum yok. Değil midir ki;
"Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için
Gelmesin reddeylerim billahi öz kardaşımı
Gözlerim nev-i beşerden o rütbe yıldı ki
İstemem ben Fatiha tek çalmasınlar taşımı"
Diyen Şair Eşref'in mezar taşı parçalanmıştır.
Hep şikayet eder
Suçsuzluğunun diyetini öder
Biz olmak için
Hiçbir şey yapmaz
Sustukça susar
Sesini kıstıkça kısar
Kendini tanısa her şeyi çözecek
Fazla değil
Biz olabildiği kadar
Bu iğrenç düzeni değiştirecek
Ne büyük aptallık demi
Biz olmadan bir şeyleri bahane ederek
Hep mazeret hep şikayet
Var mıdır biz olamamaktan daha büyük afet
Gökhan Furkan ER
I 01 Mayıs 2024 I
Seni seven bir kalp bulursun
Ama o kalbi avuçlarının içine koyamazsın
İnsan böyledir işte hep sevilmek ister
Sevgiyi buluncada o olmadığını fark eder.
Yada ondan kaçar
Engeler vardı belki de o engellere takılır
Ama sevmek ve sevilmek insanlara bahşedilen en güzel şey değil midir
Sevgi olmayınca hayat ne yarar
Nefes alıp vermenin bir anlamı kalır mı ?
Kim kimin yalnızlığını bilebilir ya da yazabilir ki? Her yalnızlık biricik değil midir?
1doludünya
@1doludunya
·
01 Mayıs 00:37
Ey benim yalnızlığım! Bu kadar eğilmeselerdi üstüne senin. Bu kadar anlatmasalardı seni. N'olurdu, yalnız ben yazsaydım bu yapraklara seni. Seni yalnız ben bilseydim.
Herkes Müslüman olabilir,
Herkes Müslüman kalamaz.
Zirvelere çıkmak zordur,
Zirvelerden kalabilmek çok daha zordur.
Bir cahil çok kolay bir şekilde Müslüman olabilir,
Ama kolay kolay Müslüman kalmaya devam edemez.
Yahudilik ve Hristiyanlığın gündelik ibadet pratikleri İslam gibi yok,
Bizim günümüzün 24 saatinde her bireyi çevreleyen ibadetler
Bu söz sizce hangi insanlara söylenmiştir. Hiç düşündünüz mü? Hangi motivasyon kanalına baksam sürekli insanlara bunları pompalamaya çalışıyor. Peki bu söz neden bu kadar yanlış kullanılıyor?
Bu gibi sözler genellemeden ibaretdir. Genelleme sözlerle de yola çıkılmaz. Yolda kalırsınız. Her sakallıyı dedeniz sanarsanız günün sonunda siz pişman olursunuz. Önce bir kendi hayatınıza bakın doğru yerde miyim? yanlış yerde miyim? Doğru yerdeyseniz ne ala. O zaman neden konfor alanınızdan çıkıyorsunuz ki?
İnsanların hayat amacı zaten mutlu ve huzurlu olmak değil midir?
Örneğin: Siz zaten sevdiğiniz işi yapıyorsanız. İşinizden memnunsanız neden başka işlere atılmaya çalışma gereği duymak istersiniz ki? Böyle düşününce bu sözün sizin için ne kadar saçma olduğu ya da saçma olmasından ziyade sizin için söylenmemiş olması mutlak bir gerçektir.
Bu yüzden eğer doğru yerde olduğunuzu düşünüyorsanız zaten ekstra bir şey yapmanıza gerek kalmıyor. YAPSANIZ BİLE o sizin sorumluluğunuz değil. Sizin hobilerinizden sadece bir tanesi olur. Bu yüzden bu yazımı dikkatle okumanızı temenni ediyorum. Buraya kadar okuduğunuz içinde teşekkür ediyorum.
Nasıl olsa mukadder bir ölümü Şehadete çevirmek?
Neden olmasın ki.. yaşamak bir an değil midir ve o an gelmeyecek mi? ve nasıl yaşarsak öylece ölmeyecek miyiz?
Şehit olmak için Şehitler gibi yaşamak gerek.
İslam'ın şafağı ve Cennet rengini ve kokusunu Şehitlerin gül yaralarından almaz mı?
Bu aralar gündemde olan bir şey hakkında konuşmak istiyorum. Özellikle fantastik kitaplarda ana kadın karaktere bir güçlü kadın yükleme furyası var ve bunu sadece iyi savaşması, laf sokabilmesi gibi unsurlar üzerinden yapılandırıyorlar. Bence güçlü kadın dediğimiz kişi sadece iyi savaşıyor olmamalı, güçlü kadın olmak için başkalarına korku salmamız gerekmemeli. Güçlü kadın ağlar da, güler de, hata da yapar vb. Güçlü kadın kimdir biliyor musunuz bir örnek vereyim
Çalıkuşu bu kitaptaki Feride'dir güçlü kadın.
Yazarlar karakter güçlü olsun diye onları acımasız yapıyor ama güçlü kadınların merhametli olduğunu unutuyorlar.
Kadın karakterlerine yıllarca taşıdıkları bir intikam duygusu yüklüyorlar ama güçlü kadınların bir olayı aşıp içinde öfke değil de rahatlama hissi taşıdıklarını unutuyorlar.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz, sizce güçlü kadın sadece iyi dövüşebilen kadın mıdır, ağlayan kadınlar güçsüz müdür?