Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
72 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kızıl veba #lacklondon dan okumayı severim şimdi ye kadar da beni olumsuz etkileyen bir kitabi ile karşılaşmadım. Kızıl veba kitap okumaya yeni başlayanlar için önerebileceğim.kısacık ama çok güzel bir eser. Aşağıya alıntı olarak konusunu bırakacağım. Ben çok etkilendim. Bir çırpıda okunacak bir eserdir. Keyifli okumalar dilerim. Alıntı Jack London, 1912 yılında İngiltere'de London Magazine'de yayımlanmaya başlayan Kızıl Veba yapıtıyla "kıyamet sonrası" edebiyatın öncüleri arasına girmiştir. Nüfustaki, bilim ve teknikteki, ekonomideki sıçramaların büyüsüyle gözlerin kamaştığı bir çağda yazar, uygarlığımızın kırılganlığını anımsatır. Yapıtı milyonlarca insanın doldurduğu şehirlerin ve kırların ıssızlığa teslim oluşundaki hızı bütün çarpıcılığıyla ortaya koyar. Yalnızca nüfusun değil, bilginin, üretimin, hatta dilin yitirilişi, eski uygarlıkla köprü olan bir profesörün gözünden yeni insanlığa anlatılır. Peki yeni insanlık bu ihtiyara kulak verecek midir? Kızıl Veba'da yirminci yüzyılın başından yüz yıl sonrasına, 2010'lar dünyasına bakan Jack London'ın öngörülerindeki keskinlik, kitabı bir klasik olmanın ötesinde, günümüz için hala canlı bir eleştiri kılıyor.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,2bin okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
41 günde okudu
Mektuba "Hayal edilemeyecek kadar mutluydum." Diyerek başlayan bir adam. Makar Devuşkin, sevgili dostuyla tüm hayatı boyunca unutamadığı bir mektuplaşma serüvenine giren iki sadık dost. Her anlarını ayrıntılı bir biçimde birbirlerine anlatan, mektuplarını yazarken heyecan içinde sanki birbirleriyle konuşuyormuş gibi içindekilerini döken iki sadık dost, böyle devam eden bir dostlukta elbetteki sonunda alışkanlık haline gelecek ve birbirlerinden kopamayacaklarını bile bile sürdürecek olmanın gururunu yaşayan Varvara ve Makar Devuşkin bir süre boyunca böyle devam ederler. Aralarında ki dostluk ne denli ilerideydi tahmin edemedim ama ihtiyar bir adamın ve genç bir kızın konuşmaları tam bir dostluk konuşmasıydı. birbirlerine hitap edişleri aşırı hoşuma gitti Devuşki'nin Varvarayı Anacığım diye sevmesi Varvara'nın aynı şekilde sürekli en sadık dostum demesi çok hoş bir sohbet gibiydi. Mektuplaşma değil de dip dibe oturup konuşulan bir sohbet gibi ilerledim. Arada biraz sıkıcı tarafları vardı tabii, anlamadığım bir kaç yerde oldu elbetteki ama hep böyle değil midir seni kendine bağlayan biraz saçma, biraz karmaşık ve çokça anlamsızdır... Sonu beni gene şaşırtmadı artık okuya okuya alıştım yazarların nasıl romanlarını bitirmek istediklerini. Onların asıl amaçları okuyucuyu meraklandırmak başarıyorlarda meraklı bir şekilde okuyup bitirdim. Bu arada Ordu'ya yolculuk yaparken bitirdim bu kitabı belki de o yüzden biraz da keyif verdi. Yolculukta kitap okumaya bayılıyorum. Tam bir yol arkadaşı oluyorlar banaaa (Keyifli okumalar dilerim.)
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · İletişim Yayınları · 201861,9bin okunma
Reklam
60 syf.
6/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Eser 2 hikayeden oluşuyor. Kitaba ismini veren Zanaat hikayesini beğendim. Zanaat bir yankesiciyi anlatıyor bize. Ama onu bir başka kişinin gözünden inceliyoruz. Diğer hikaye de giyinmeyi seven bir kadını okuyoruz. Onu beğenmedim. -Gözlerim yorulana, kalbim hızla atana dek sana bakmak, seni duymak istiyorum ve bunun için yanıp tutuşuyorum. -Bir yol işçisinin ağır matkabı ile asfaltı delmesini saatlerce seyredebilirim, seyrederken işçinin her omuz titreyişini elimde olmadan kendi omzumda hissederim. -İnsanın ruhunun derinliklerini yanan bir kibritin alevi gibi bir anda aydınlatan da küçük ayrıntılar değil midir zaten?
Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma
Bir Zanaatla Beklenmedik KarşılaşmaStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 20236,5bin okunma
76 syf.
10/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
"Yüreğinizin sıcaklığını esirgemeyin benden; yaklaşın, biraz daha yaklaşın, size öykümü anlatmak zorundayım.” Hayatımıza dokunan birden çok öğretmen vardır. Kime sorarsak soralım herkes ilk öğretmenini hatırlar. Kimimiz iyi hatırlar kimimiz kötü. Bu kitap öğretmenlik eğitimi almayan bir öğretmenin hikayesini anlatıyor. Öğretmen olmadan öğretmenlik yapılır mı, demeyin. Öğretmenlik bilgiden çok gönül işi değil midir? Kırgızistan'ın bir dağ köyünde öksüz olan küçük ve zeki bir kız çocuğunun hayatını değiştiren ilk öğretmeni Düyşen'in hikayesi beni çok duygulandırdı. Okumanızı diliyorum arkadaşlar, belki günlük hayatta karşılaşmadığımız ama bildiğimiz tanıdık bir hikaye bu.
İlk Öğretmenim
İlk ÖğretmenimCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 20217,3bin okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
“Çok gülen bir insan, aynı zamanda çok ağlayan değil midir?” Pandora Kutusu, Osamu Dazai’den okuduğum 6. kitap. Her kitabında olduğu gibi burada da o karamsar ve melankolik ruh halini sezebiliyorsunuz. Kendisini kasmadan, -mış gibi yapmadan hislerini, duygularını kitaplarında yansıtmasını çok seviyorum. Hem çok gerçekçi buluyorum hem duygusal anlamda böyle şeffaf olması kendisine yakın hissettiriyor böylelikle. Diğer kitaplarında olduğu gibi otobiyografik ögeler barındıran bu kitap, tüberküloz sebebiyle Sağlık Dojosu olarak adlandırılan bir sanatoryumda tedavi gören bir gencin en yakın arkadaşına yazdığı mektuplardan oluşan bir eser. Tarlakuşu lakabını alan bu genç kendisi gibi takma adları kullanan hasta ve hastabakıcılar ile ilişkilerini, rutinini, sevincini, öfkesini paylaşıyor arkadaşıyla. Yazarın intih@rından 3 yıl önce kaleme aldığı bu kitap aynı zamanda bir yeniden doğuş hikayesi aslında. Kitapta yer alan bir mektupta da bir asma benzetmesi yaparak “güneşe doğru büyüyorum” ifadesini kullanıyor. Acaba Dazai o dönemde gerçekten içindeki çıkmazlardan yeni bir umut ışığı görmeye başlamış mıydı ve sonradan bu ışığı yeniden mi kaybetmişti düşünmeden edemedim. Yine derin düşüncelere daldım sayende Tarlakuşu…
Pandora’nın Kutusu
Pandora’nın KutusuOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20232,346 okunma
151 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Bugün @sibeldgn___ Sibelcimmle konuşurken çok eskilere gitti kafam. Dile kolay 15 yıl. Ve ona dedim ki psikolojik destek filan hikâye. Kendine destek olmayana kimse destek olamaz. İstese de olamaz. Benden bu kadar. Ruhuma gönderdim gizlice Hayatı heceledikten sonra bu harflerin bazılarını. Ve ara ara ruhum bana döndü Ve fısıldadı "Ben
Düşüncenin Gücü
Düşüncenin GücüJames Allen · Koridor Yayıncılık · 20082,360 okunma
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
Ee, Ne olacak şimdi ha?
Öncelikle Bu uzun yazıdan önce hazırladığım videoya buradan göz atabilirsiniz. youtube.com/watch?v=K1FIENB...
Anthony Burgess
Anthony Burgess
"İyilik içten gelir ve seçiliyor olmalıdır" Antony Burgess'in romanı Otomatik Portakal'ın dönüp dolaştığı mevzu tam olarak bu cümledir diyebiliriz. Roman bir distopyadır, insana dair bir umut
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,7bin okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Susmak konuşmaktan daha ağır değil midir? Diyor kitabında
Halil Cibran
Halil Cibran
Kırık Kanatlar
Kırık Kanatlar
Acımasız toplum yapısının kıskaca aldığı bir aşkın öyküsü anlatılmaktadır. Derinden etkileyen etkisi uzun süre geçmeyecek bir kitap. Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Değerli çevirisi için Kenan Sarıalioğlu’na
Kırık Kanatlar
Kırık KanatlarHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20189,5bin okunma
126 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Werther Sendromu ≠ Aşk
Bence ucunda vuslat olmayan bir sevdadan hemencecik vazgeçilmesi lazım. Yoksa insanın sonu Werther gibi oluyor azizim. Zaten Werther Lotte’nin nişanlı olduğunu öğrendiği an ona bağlanmaması gerektiğini anlamalıydı. Yoksa zaten iş işten geçmiş miydi? Orasını bilmiyorum. Kafamda fırtınalar yaratan bir mevzu var aslında, kesinlikle konuyla alakalı: Aşk acı veriyorsa ya da taraflardan biri ölümünü kendi eliyle gerçekleştiriyorsa bu duygu gerçekten aşk mıdır? Aşk acı mı verir? Aşk güzel bir duygu ise neden acı verir? Aşk acısı mantıklı bir tabir midir? Bence hayır. Eğer insan bir noktadan sonra acı çekmeye başlıyorsa, yaşama sevincini kaybedip ölmek istiyorsa bu aşk değil tutkudur ki aşk ve tutku asla eşdeğer değildir. Werther’in de Lotte’ye karşı besleyip büyüttüğü his aşk değil tutkuydu aslında. Tutkusuna karşılık alamayınca yaşamaya dair içindeki bütün kıpırtılar kayboldu ve karamsarlığa kapılıp ölümü diledi. Bir süre sonra da bunu kendisi yapmaya karar verdi. Son olarak şunu söylemek istiyorum, aşk acı vermez, vermemeli. Veriyorsa aşk değildir. Eğer aşkınız tutkuya dönüşecek ve intihar etmenize sebep olacaksa basit bir taktik: Romantizmden uzak durun:D
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,6bin okunma
120 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
“Okunanlar Unutulunca Yaşanmış Olur”
Everest Açıkhava serisinden bu yıl okuduğum ikinci kitap, oyun türünde bir eser: Melih Cevdet Anday (ö.2002) imzalı “Mikado’nun Çöpleri” Oyun iki perdedir. Soğuk bir kış gecesi sokakta çocuğu ile birlikte kalan kimsesiz bir kadına Üzülüp onu evine getiren bir adamın şafak sökene kadar onunla sohbet etmesini konu edinir. Bitmek tükenmek bilmeyen
Mikado’nun Çöpleri
Mikado’nun ÇöpleriMelih Cevdet Anday · Everest Yayınları · 20211,516 okunma
Reklam
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
“Bugün, dünün yarını için alınan ibret, ama aynı zamanda yarının dününe verilen bir emanet” Bir otobüs yolculuğunda ya da okumaya ayırdığınız birkaç saatte, dizelerle taçlandırılmış güzel bir yazı seçkisi olmuş. Yazarın da dediği gibi, tam bir ‘Vaziyeti Derle(me)’ kitabı. Yazar, yer yer gülümseten, çokça düşündüren dijital dünyanın eleştirileri, kapitalizmin insanlığı robotlaştırması, insanlığın doğa katliamı gibi kısacası insan olmaya dair konuları ele almış. Kitabın sonunda okuyucuyu bekleyen yazarın kaleminden çıkan özlü sözleri çok beğendim. Okuma eyleminin insanların temel ihtiyaçları arasında olmasını düşündüğüm yazıya katılmamak elde değil. Günümüzde kitap okuma yerine özeti bulma telaşı hatta özetin özeti bulma telaşını bende anlamlandıramıyorum. 52 Hertz Balinalarını bilir misiniz? En yakın türdaşlarının iletişim frekanslarının 12-25 hertz arası olduğunu düşünürsek dünyanın en yalnız canlısına çok üzüldüm. Benim de kendime sorduğum sorular bunlar oldu: Neden çoğumuz olduğumuz gibi yaşamayı seçmez diye kendinize hiç sordunuz mu? Yeryüzünün grileşmesi mi, gökyüzünün grileşmesi mi yoksa insanın grileşmesi midir en korkuncu olan? Seri üretimden çıkmışçasına aynı olmanın takdir edildiği bu dünyada, kendi gibi olmaya çalışan çoban yıldızlarına selam olsun.
Vaziyetname
VaziyetnameE.B.U · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20227 okunma
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Nasılmış Bu Yaşam Denen Şey?
"Öyle miymiş?"... Ne var bu soruda? Belki üstten bir tavır, bir kinaye ya da bir bilmeyen kişinin sancısını belli edişi, bilmediğini öğrenme çabası ya da bir şey bilmesi ama bu bildiğinin ötekilerin bildiklerine uymayışı sonucunda duyduğu şaşkınlık, yabancılık... Hepsini tek hamlede düşündüren bir soru "Öyle miymiş?". Kitabı da
Öyle miymiş?
Öyle miymiş?Şule Gürbüz · İletişim Yayınları · 20161,420 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Müşfik Baba’dan mıdır yoksa bulunduğumuz mekandan mıdır bilinmez müthiş huzurlu başladı bu kitap benim için. Mis gibi kahve ve kitap kokusu arasında bir sahaf dükkanındayız. Müşfik Baba kapının önündeki delikanlıya hayranlıkla bakarken biz de daha kim olduğunu bile bilmeden sahipleniyoruz onu. Yazarımız Güven Kemerkaya‘nın
Güven Kemerkaya
Güven Kemerkaya
okurunu hemen
Tripoliçe'nin Külleri
Tripoliçe'nin KülleriGüven Kemerkaya · Çınaraltı Yayınları · 038 okunma
160 syf.
1/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
YARIM PUANLIK BİR KİTAP DAHA
Allah'ım ben ne okudum? Bu herif de kim ve neden bu kadar ünlü? Nasıl bu kadar yüksek puanlar alabilmiş? Kimler okuyor lan şu herifi? Kafamda deli sorular... Zeus Kabadayı... Waaoow ne kadar da karizmatik bir isim, dibim düştü. Bu yüzden bir kez daha Waoow çekeceğim müsaadenizle -ama öyle sıradan bir wow değil, Milyoner yarışmasındaki
Beni Neden Sevmedin?
Beni Neden Sevmedin?Zeus Kabadayı · Hayy Kitap · 20171,154 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
Hem olmak, seyyah olmak
Bursa’ya bir seyahatimde bana eşlik eden yol arkadaşlarımdan birisiydi
Yaşadığımız Şehir - Otobüsname
Yaşadığımız Şehir - Otobüsname
. Mükemmel bir okuma süreciydi benim için.
Fatma Barbarosoğlu
Fatma Barbarosoğlu
bir Türkiye fotoğrafı için bir davranışlar albümü olarak tanımlamış kitabı. Bilmem daha bir ek yapmam gerekir mi? Bir seyahatimde okumamın etkisi de bir başka oldu. Kitabın her bir kısmı anlam kazandı gözümde. Yol
Yaşadığımız Şehir - Otobüsname
Yaşadığımız Şehir - OtobüsnameFatma Barbarosoğlu · Profil Kitap · 202088 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.