Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Bu seriyi seviyorum. Hoş, sıcak, samimi. Kırsalda olması da başka hoşuma giden bir mevzu. Ayrıca bu kitapta eski aşıkların yeniden kavuşma durumu vardı ki, benim zayıf noktam.
Yalnız bu kez olay basit bir ayrılık değil. Yıllar önce bir şantaj yüzünden yaşanmış ve Foster'ın Talia'nın en yakın arkadaşıyla evlenip onu terk etmesiyle sonuçlanmış. Sebebi her ne olursa olsun (bana göre ihanet ve affedilmez) Aradan 7 yıl geçmiş ve gerçeği ona hiç açıklama gereği duymamışlar. Sonra gelip özür dilemek bana biraz çiğlik gibi geliyor. Bilemedim. Ben olsam o kadar kolay affedemezdim herhalde.
Bahaneleri her ne kadar ciddiymiş gibi görünse de, bence başka bir yol bulunabilir, iki taraf da bu kadar acı çekmeyebilirdi.
Talia'ya bu olayda Foster'dan daha çok üzüldüm yalan yok. Bence adam hiç geri dönmeseydi daha iyiydi. Benim fikrim bu tabii. Kitap kendini okutturdu yine de. Diğer kardeşlerin karmaşık hijayesinin spoilerını da finalde gördük. Şimdi yeni kitabı bekliyoruz.
HİZMETÇİNİN SIRRI || FREDIA McFADDEN
#spoileriçerir
Hizmetçi serisinin ikinci kitabıyla geldim. Birinci kitabı sevememiştim ikinciyle beni şaşırtsın diye bekledim ama yine tam beklediğim etkiyi yaratmadı diyebilirim. Ama diğerine göre kurgu daha iyiydi. En azından gizeme yer vermiş bu sefer. Son sayfalarda başka birini çıkarıp da işte bu
merhaba!
bugun kasım 2, 22 yılında başladığım kitap hakkında konuşacağım. öyleyse başlayalım.
ilk olarak ad konusunda biraz rahatsız oldum çünkü kitabın asıl adı “it ends with us” yani “bizimle bitti”, gelecek olan ikinci kitabın adı ise “it starts with us” yani “bizimle başladı.” ama çevirmen öyle bir şey yapmış ki 2023 yılında çevrilecek olan
Kan ve Bal Kitap Yorumu
Sonunda artık üçüncü kitap çıktığına göre beklettiğim Kan ve Bal’ı okuyabilirim dedim ama keşke demeseydim. Gerçekten sırf üçüncü kitabın güzelliğini bildiğimden dolayı devam edebiliyorum yoksa Reid’i okumaya şu noktada son vermiştim.
Bir insan nasıl sevdiği kadından bu kadar şüphe edecek şeyler düşünebilir ya da onu o yapan şeyleri bu kadar inkar edebilir aklım almıyor. Reid’in bakış açısını okurken başımı ciddi ciddi ağrılar girdi ve bazen kapatıp sinirlendim kitabı.
Onun aksine Lou’da o kadar iyiydi ki sonuna kadar sadece onu okuyabilirim.
Ansel, Beau, Coco.. Hepsi birbirinden güzel karakterler ama galiba en çok Ansel’i seviyorum Ne kadar az da olsa bana çok naif geliyor ve onu etrafta görünce bir mutlu oluyorum.
Ve ciddi anlamda bu gruba aşina olmaya ve onlara alışmaya başladım. Ne kadar ilk kitabı okumamın üzerinden zaman geçse de sanki daha yeni okumuş gibi onları unutmamışım.
Olaylar ise sürükleyiciydi ama o sürükleyici ortamda Reid ve onun bir yere varmayan düşüncelerini okumak baya zaman aldı benim için. Umarım üçüncü kitapta topluyordur ki Derya’dan duyduğum kadarıyla öyle yoksa seriyi elimden çıkaracağıma emin olabilirsiniz
Puanım 4/5 (%76/100)
Çok beklentim yoktu sadece başlıkta Odysseus geçiyor diye aldığım bir kitaptı. Buna rağmen beklediğimden daha iyiydi. Aslında başlıkta Odysseus demeseydi bile nostalji ve eve dönüş temalarından bahsedildiğinde otomatik olarak Homeros beklerdim. Yazar önce kendi hayatından örnek vererek başlıyor ve eve dönüş, özlem ve nostalji gibi konulardan bahsediyor. Bu konulardan bahsederken bol bol referans yapıyor ve kelimelerin kökeninden de bahsediyor. Kitap zaten bir deneme olarak geçiyor ve ilerideki bölümlerde de başlıktan da görüldüğü gibi Odysseus, Aeneas ve Arendt'den bahsediyor. İlk ikisi hakkında bilgim olduğu için çok yeni şey öğrendiğimi söyleyemem fakat Arendt daha önceden girmek istediğim vazgeçtiğim bir şeydi. O yüzden örneklerle bu kadar açık şekilde açıklanmasını sevdim. Genel olarak güzel bir kitaptı fakat deneme okumayı sevmiyorsanız yorabilir bazı kişileri.
#ZAMİR
#HakanGünday
Doğan kitap
368 syf
"sadakayla sadakatin kökeni aynı... birilerinin sana sadık kalmasını istiyorsan onlara sadaka vereceksin. ama tabii bunun için de ilk yapman gereken şey, insanları sadakaya muhtaç hâle getirmek!" (s. 275)
Merhaba kitap dostlarım, bir alıntı yla yorumuma başlamak istedim. Sekiz yıl aradan sonra
384 syf.
7/10 puan verdi
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Gençlik kurgu kitaplarını pek okumasam da etrafımdan çok tavsiye edilince okumak istedim . Açıkçası psikoloji kitaplarını severim bu yönüyle beni yakalar diye ümit etmiştim fakat yazarın kalemine alışık olmadığımdan belki sürekli tekrar cümleleri beni biraz rahatsız etti. Kurgusu, karakterlerin tanıtılması iyiydi . Kitabın sonu merak uyandırıcıydı aslında (yazar sürekli sonunda öğrenecektim neler olduğunu gibi tekrarlara düşmeseydi eğer ). Kitaba pek ısınamasam da elimden de bırakamadım garip bir şekilde...;) Gençlik kurgu kitaplarını sevenler için okunabilir bir kitap . Yazarın farklı bir kalemi var gerçekten
keyifli okumalar
Ali Lidar’ı Ot’tan düzenli olarak takip ediyordum. Genç kızların sevgilisi hem karizmatik hem yazar hem öğretmen, adeta bir rol model. Neyse. Hatta düzenli olarak katıldığım Ankara kitap fuarında ölümcül Ot imza günü sırasını bekleyip o ayın dergisinde beğendiğim yazarlara kapağı değil de kendi sayfalarını imzalatıyordum. Sonra aksamaya başladı.
