Din, insan aklının hakimi; Mülkiyet, insan ihtiyaçlarının hakimi; Hükümet de insan davranışlarının hakimi olarak, insanın köleliğinin kalesini ve onun getirdiği her tür korkuyu temsil eder.
Öğretmen konuşuyor:
"İnsanların çoğu mutluluktan korkuyor. Onlar için bu sözcük alışkanlıklarının bir bölümünü değiştirmek ve kimliklerini yitirmek anlamına gelir. Çoğu zaman başımıza gelen iyi şeylere layık olmadığımızı sanırız. Onları kabul etmeyiz çünkü kabul edecek olursak tanrıya borçlanmış olacağımız duygusuna kapılırız.
Söyle düşünürüz: 'En iyisi mutluluk kapısından şu içmemektir, yoksa boşaldığı zaman korkunç acı çekeriz.'
Küçülmek korkusuyla, büyümeyi unuturuz. Ağlamak korkusuyla, gülmeyi unuturuz."
Ateş ve buz insanın derisine dokunduğu ilk anda aynı etkiyi yaratır. Ani bir ürperme... Bu yüzden ilk anda ayırt edilmezler. Sonra biri yakar diğeri dondurur.