Sen benim düşmanımdın; hiç kimsenin böyle bir düşmanı olmamıştır. Ben sana hayatımı verdim, sense insanın en aşağılık, en alçak tutkularını, "nefret", "gurur" ve "hırs”ı doyurmak için benim hayatımı harcadın. Üç yıldan az bir zamanda beni her bakımdan mahvettin. Benim için seni sevmekten başka yapılacak şey yoktu. Senden nefret etmek konusunda kendime izin versem, üzerinde yol almak zorunda olduğum, hâlâ da yol aldığım hayat çölünde her kayanın gölgesinin kaybolacağını, her hurma ağacının kuruyacağını, her kuyunun kaynağının zehirli çıkacağını biliyordum. Şimdi biraz anlamaya başladın mı? Hayal gücün derin uykusundan uyanıyor mu? Nefretin ne olduğunu zaten biliyorsun. Sevginin ne olduğunu, nasıl bir şey olduğunu sezebiliyor musun? Öğrenmek için gecikmiş sayılmazsın, sana bunu öğretebilmek için hücreye tıkılmış olsam da.
İnsan sürekli olarak koynunda bir yılan besleyemez, her gece kalkıp ruhunun bahçesine diken tohumları ekemez. Bana birazcık yardım edersen seni affetmem hiç de zor olmayacak.
Bir psikiyatriste içini döken insanlar, bir papazla günah çıkarırken olduğundan daha rahat konuşuyorlardı, çünkü hekimler onlara cehennem ateşinden söz etmiyorlardı.
TANRI
Yok mu söyleyecek başka sözün bana?
Hep şikayet için mi gelirsin buraya?
Beğenmez misin hiçbir şeyi bu dünyada?
MEFİSTOFELES
Hayır, Efendimiz! Orası her zaman gerçekten kötü.
Üzülüyorum insanların perişan haline;
İşkence etmek istemiyorum zavallılara ben bile.
TANRI
Faust’u tanır mısın?
MEFİSTOFELES
Şu doktoru mu?
TANRI
Kulumu!