Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dertler hep aynı...
Türkiye "Recepkrasi" ile idare edilir. "Recepkrat" bir idare vardır. Recepkrasi'nin de aslı Recepos ve kralostan gelir.
Sayfa 164Kitabı okudu
Sadece takvim değişecek. Dertler hep ayni fazla telaş yapmayın.
Reklam
Büyük bir şey değildir yaşamak:Uşaklar da, hayvanlar da yaşıyor, ama dürüstçe,akıllıca ve sağlam yürekle ölmek büyük bir şeydir. Düşün nedir kaç zamandır yaptığın,hep aynı şey: Yemek,içmek,uyumak;içmek,uyumak ve yemek. Hep bu çember içinde dönüp durmaktayız gerçekten.Yalnız başa gelen dertler,dayanılmaz acılar değil,yaşamaya doymak da ölümü istetir insana.
Sayfa 274Kitabı okudu
“Uğraşma Marcellinus, önemli şeylere kafa yorarmış gibi. Büyük bir şey değildir yaşamak. Uşaklar da hayvanlar da yaşıyor ;ama dürüstçe ,akıllıca ve sağlam yürekle ölmek büyük bir şeydir. Düşün ,nedir kaç zamandır yaptığın,hep aynı şey.Yemek, içmek, uyumak; içmek,uyumak ve yemek. Hep bu çember içinde dönüp duruyoruz gerçekten. Yalnız başa gelen dertler,dayanılmaz acılar değil, yaşamaya doymak da ölümü arzulatır insana.”
Sayfa 221Kitabı okudu
Yalnız beden değil, can da değişir. Tabiat, huy, inanışlar, arzular, zevkler, dertler, kaygılar, bunların hiçbiri kimsede aynı kalmaz, biri ölürken, bir yenisi doğar. İşin en tuhafı, bilgilerimiz bile bir yandan doğar, bir yandan ölür, bilgi bakımından da hiç aynı kalmayıp, hep değişir bildiklerimiz. Bilgi yitirildiği içindir ki öğrenme diye bir şey vardır. “Unutma” bir bilginin silinmesidir. Öğrenme, gidenin yerine bir yenisini belletmekle bilgiyi yaşatır, böylece de bilgi hiç değişmemiş gibi görünür. Bütün ölümlü varlıklar, bedeniyle ve her şeyiyle ölümsüzlüğe bu yoldan erişir.
" 'Otur yerine, aptal kadın,' dedi Elecia, Vhalla onu karşılamak üzere ayağa kalkmaya çalışırken. Aldrik parmağını bile kıpırdatmamıştı, kolu Vhalla'nın omuzlarına sıkıca kenetlenmişti. 'Ben de seni özledim,' diyerek güldü Vhalla. 'Pekala, bakalım kuzenim sana sana ne bulaştırmış.' Elecia, İmparatoriçeye yaklaştı. Aldrik onları izliyordu. Erkekler -en azından iyi olanları- kadınlarını çocuklarının hatırına ne büyük dertler çekmeye mecbur bıraktıklarını gördüklerinde hep küçük bir suçluluk duyarlardı. Öyle de olmalıydı, Elecia buna inanıyordu. Her erkeğin doğum sırasında hazır bulunmasına istemesinin temelinde de bu vardı. Sadece destek olmak ve evlatlarını görmeleri için değil, kıymetli eşlerinin nelere katlandığını anladıklarından emin olmak için. Aynı zamanda anne ve bebeğin maruz kaldığı riski göstermenin de doğrudan bir yoluydu bu. İşin aslı şuydu ki doğum odası bir hayatın ilk anları kadar son anlarına da sahne olabilirdi... "
Reklam
Biraz önce konuştuğumuz gibi, ölümlü varlıklar elinden geldiği kadar sonsuz, ölümsüz olmaya çalışırlar. Bunun için de yapabilecekleri bir tek şey vardır; doğurmak, eskiyen bir varlığın yerine yenisini koymak. Bir insan için, çocukluğundan ihtiyarlığına kadar hep kendi olarak kalıyor deriz, oysa ki, hep aynı adı taşısa da, hiçbir zaman aynı varlık değildir; saçları, eti, kemiği, kanı, bütün bedeni durmadan değişir; bir yandan yenilenir, bir yandan ölür. Yalnız beden değil, ruh da değişir. Tabiat, huy, inanışlar, arzular, zevkler, dertler, kaygılar; bunların hiçbiri aynı kalmaz; biri ölürken bir yenisi doğar. İşin en tuhafı, bilgilerimiz bile bir yandan doğar, bir yandan ölür, hiçbir zaman aynı kalmaz, bildiklerimiz hep değişir. Bilgi yitirildiği için, öğrenme diye bir şey vardır. Unutma, bilginin silinmesidir. Öğrenme, gidenin yerine bir yenisini koymakla bilgiyi yaşatır, böylece bilgi hiç değişmemiş gibi görünür. Bütün ölümlü varlıklar, bedeniyle, her şeyiyle ölümsüzlüğe bu yoldan erişir. Bunun başka da yolu yoktur. Böyle olunca, artık neden bütün canlılar, yavruları üstüne bu kadar düşüyor diye şaşırma. Bütün o emekler, sevgiler hep ölümsüzlük uğrunadır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Geri123
352 öğeden 346 ile 352 arasındakiler gösteriliyor.