Mert Yeğin
@di_angelo
Şeylerin özünü ve doğasını araştırıyorum. Hiçbir şeyi töze indirgemiyorum, kabul eden taraf olmak istiyorum. Ahlak-sız olanı seviyorum, zincirimle yürümüyorum; insanda tanrıyı paralıyorum.
Felsefe Lisans Öğrencisi
Ankara
Münih, 2001
289 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
"Ama bütün intihar edenler aynı saçmalığı yaparlar. Kendilerini öldürmezden on dakika önce, yaşamdan çok düzgün bir şekilde ayrılmak gururuna kendileri kaptırmadan edemezler. Başlarına kurşunu sıkmazdan önce tıraş olup çamaşır değiştirirler. Hatta bir tane kadından söz edildiğini bile anımsıyorum: kendini dördüncü kattan aşağı atmadan önce saçlarını kıvırttırmış, makyaj yapmış, çok ünlü bir lavantadan sürmüştü. Mantık bakımından, açıklaması olanaksız bu duygudur ki..."
"Ey ruhum! Şimdi artık hiçbir yerde daha çok seven, daha çok kapsayan ve daha geniş bir ruh yok! Gelecek ve geçmiş, birbirine sende olduğundan daha çok nerede yakınlaşabilirdi?"
"Ah, bu her şeyi tanrıya yükleyen insanlar! Nerede küçüklük, hastalık ve adilik varsa bir bit gibi oraya sokulurlar. Onların belini bükmemi engelleyen tek şey ancak mide bulantısı olabilir."
Okur Takip Önerileri
Ve sahte hikmet... Hepsi kölelikten, yorgun şakalardan, karanlık ve tuhaf papaz deliliklerinden ibaret. Tüm papazların, dünyadan sıkılmış herkesin, köle ruhluların ve dişilerin bütün oyunları bencilliğin hesap defterine yazılmıştır. Halbuki bencillik içeren her şey erdemden sayılmalıydı. Bu dünyadan sıkılmış korkaklar, bu put örümcekleri vazgeçmiş gibi görünmek istiyorlar. Ama hiç şüpheleri olmasın ki adaletin kılıcı ve o büyük öğle vakti onlar için geliyor. O vakit ki tüm bilinmeyenler ortaya çıkacak. Benliği ilahi ve saygı duyulan bir şey olarak görenler, bencilliği kutsayanlar, bunu bildiklerini söyleyecekler. Tıpkı kâhin gibi, 'O geliyor, o büyük öğle
yakındır,' diyecekler."
Zerdüşt, böyle buyurdu.
"Kendin koparıp alabileceğin bir hak var ise, müsaade etmeyeceksin sana vermelerine! Senin yaptığını kimse yapamaz tekrar sana. Bak, misliyle mukabele yok."
...
"Soylu ruhların huyu budur. Onlar hiçbir şeyi bedavadan istemezler. Özellikle de hayatı!"
"Aramak ve denemek cesaretini gösterenler ve usta yelkenlerle korkunç denizlere açılan sizler: Siz bilmeceler yüzünden sarhoşsunuz ve ruhlarınız alacakaranlıkta durmaktan öyle memnun ki ruhlarınız, en ufak bir düdük sesiyle bile girdaba girmek için kandırılabilir. Sizin eliniz korkaktır ve gördüğünüz bir ipi çekip kontrol etmekten de geri durursunuz. Keşfettiğiniz bir yer olsa bile orayı ele geçirmeyi hiç sevmezsiniz. Bir bilmece gördüm ve size bunu anlatacağım.
En yalnız adamın yüzünü!"
"Gerçekten, buydu hep sizin işiniz: benim en tatlı balımı bana zehir ettiniz ve en iyi arılarımın emeğini. Benim hayırseverliğime en arsız dilencileri yolladınız hepsi merhametimin etrafını onulmaz yüzsüzlerle sardırdınız. Böyle yaraladınız faziletimin inancını. Ve en kutsal şeyimi kurban olarak sunduğumda, 'sofuluğunuz' hemen hediyeler koydu yanma. Öyle ki, sizin yağınızın dumanında boğuldu en kutsal şeyim. Ve bir defasında, öyle bir dans etmek istedim ki, hani evvelce hiç etmediğim biçimde; yedi kat göklerin ötesinde dans etmek istedim. Derken en gözde çalgıcımı kandırdınız."
"Ey yalnız adam! Bugün hâlâ kalabalığın acısını çekiyorsun. Bugün hâlâ bütün cesaretine ve ümitlerine sahipsin. Fakat öyle bir zaman gelecek ki, yalnızlık seni iyiden iyiye yoracak. Bir zaman gelecek gururun yerlere inecek ve cesaretin kırılacak. Öyle bir zaman gelecek ki, 'Ben yalnızım!' diye bağıracaksın. Öyle bir zaman gelecek ki ne kadar yüksek olduğunu görmeyecek ve alçaklığı pek yakından hissedeceksin. Kendi yüceliğin bir hayalet gibi seni korkutacak. Öyle bir zaman gelecek ki, 'Her şey yanlış!' diye haykıracaksın. Yalnız insanı öldürmek isteyen hisler vardır. Seni öldüremezlerse de kendilerinin ölmesi gerekir. Peki katil olmayı başarabilir misin?"