Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Dilara Kenan
Dilara Kenan
@dilarakenan
instagram.com/ travelerlibrary
Öğrenci
Yeditepe Üniversitesi
İstanbul
Kastamonu, 10 Mayıs
101 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
BENDEN NE OLUR- Aslı KIZMAZ
“Birinin mutluluğuna ortak olmak, acısına ortak olmaktan çok daha zor. Acı hepimizde var, hepimiz ondan besleniyoruz. Zor olan mutluluğu bulmak ve bulan için sanki kendininmiş gibi sevinmek...”
Benden Ne Olur? Hayatında kendine hep bu soruyu sormuş bir kadının, ne olmak istediğini anlatan romantik komedi kitabı. Yolculuğunuza eşlik edecek, komik ve cesur karakterimiz Sertab Bal.
Edebi bir roman değil bu kitap, zaten yazarında öyle bir iddiası yok. O yüzden kitaba ön yargılı yaklaşmayın derim. Tam olarak Pucca tarzı bir kitap. Pucca sevenler eminim bu kitabı da seveceklerdir.
Karakterimizle sohbet edermişçesine, yer yer onlara cevap vererek ya da yeri geldiğinde “ yok artık Sertab “ diyeceğiniz bir güldürü kitabı okumak istiyorsanız tavsiye ederim. Hayatın yoğun temposundan sıkılanlara, ne olmalıyım diyenlere bu kitabı okumaya davet ediyorum..
BANA MUTLULUKTAN BAHSET – Ezgin KILIÇ
"Bazen her şeyi olduğu gibi kabullenip kaldığın yerden devam etmek gerekir."
Yüreğinizde hissedeceğiniz bir kitapla geldim size. Kurgusu belki de birçok kitapta bulabileceğiniz bir kitap olsa da, kitabın vermek istediği mesaj kalbinize dokunuyor. Sevginin ne demek olduğunu, sevmek ve sevilmenin bir nedene ihtiyaç duymadığını anlatıyor sizlere.
Kitabı basit bulup eleştirenlerde var, kitabın verdiği mesajı çok sevenlerde.. Ben kitabı okuduktan sonra bana hangi mesajı verdiğiyle ilgileniyorum açıkçası. Yani bu kitaptan ben ne öğrendim diye soruyorum kendime. Ve bu kitap içinde aynı şeyi sorduğum da sevmenin engel tanımadığını bizzat hayatımda hissettirdi. Aile, sevgili kim olursa olsun gerçekten sevdikten sonra hiçbir şeyin önemli olmadığını gösterdi bana. Toplum tarafından sürekli evlendirilmek istenen kızların bile hikayesi olabilir bu. Ezgi ve Yusuf’u hayatınıza alıp okumaya başladığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız aslında.
Genel olarak ben kitabı beğendim, sonunda oldukça hüzünlendim ve durup düşündüm. Sizinde okumanızı isterim. Kitabın adında anlaşıldığı gibi, herkese mutluluktan bahsedin. İyi olun, pozitif olun, sevin , sevilin.. Keyifli okumalar dilerim..
ARAMIZDAKİ EN KISA MESAFE- Barış BIÇAKÇI
“Buraya kadar!” deyince neyin sonuna geldiğini anlıyorsun.”
Barış Bıçakçı’nın okuduğum ilk kitabıydı Aramızdaki En Kısa Mesafe. Kısa bir aile öyküsü aslında. İçinde birer ikişer sayfalık başlıklar halinde, adeta bir günlükmüşçesine yazılan aile anıları var.
Bir çocuğun gözünden aynı soyadı taşımayı, aile olmayı ele alan bir öykü kitabı. Çocuğun gözünden aile ne demektir? Bir çocuk için aynı soyadı taşımak ne ifade eder? Gibi birçok sorunun cevabı olacak bir kitap.. Yazar, birçoğumuzun aile yapısındaki gerçekleri ele almış ve 1980li ve 1990lu yıllarda yaşamış olanlar okurken o anlara tekrar geri dönecektir.
Anlatımı, yazı dile oldukça sade, başladığınız gibi bitirebileceğiniz bir kitap.
Öykü kitaplarından beklentimin yüksek olması, ve sanırım ilk defa Barış Bıçakçı ile tanışmış olmamdan dolayı bu kitap beni aşırı etkilemedi. Yazarın diğer kitaplarının daha etkileyeceği olduğunu yorumlarda görmüştüm. Bu yüzden mutlaka diğer kitaplarını da okuyacağım.
Siz bu kitap hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı paylaşın lütfen..
Sevgiyle..
Okur Takip Önerileri
SARSINTI- Arda EREL
"Sadece anne karnından çıkmakla doğmuyor insan. Hayatta bir acının içinden geçince de doğabiliyorsun, kendi içinde başka bir senle tanıştığında da."
Aşırı merak ederek aldığım bir kitap, ve kesinlikle iyi ki okumuşum dediğim kitap.
Derin ve Doruk’un hayatına dair bir yolculuk yapacaksınız bu kitapta. Yeri gelecek derin üzüntüler yaşayacaksınız yeri gelecek kelimelerin büyüsünden doruklara çıkacaksınız. Gerçekten ismi gibi kitap bittiğinde sarsıntıya uğrayacak ve “ Nasıl yani “ diyeceksiniz. Kitabın son sayfasında burada bitemez dedim ve sevgili Arda Erel’e ikinci kitap ne zaman ? diye mesaj attım. Kitabın beni nasıl etkilediğini siz düşünün..
Anlatımı sade, sizi sıkmayacak ve ilk sayfasından son sayfasına kadar sizi içine çeken bir kitap. Kurgusu, karakterlerin tasviri son derece başarılıydı. Mutlaka bu kitaba hayatınızda yer vermenizi istiyorum..
Sevgilerle...
AMOK KOŞUCUSU-Stefan ZWEIG
“Belki de insan içine atmaktan boğuluyor zamanla”
Amok, Güneydoğu Asya bölgesinde ve bu bölge kültüründe "cinnet" hâlini ifade etmek için kullanılan bir tanımdır.
Zweig,bu kitabında kahraman olarak bir doktoru ele almış. Kadın doktorun muayenesine gelir ve bir istekte bulunur. Doktorun hayatı kadının bu isteği ile birden bire değişir. Doktor kendi yaşamını sorgulamaya başlar. Ve Zweig’in muhteşem ruhsal betimlemesiyle olay bize içine çeker.
Ben bu kitabı konu olarak Kızıl’a benzettim. Fakat Kızıl kadar sürükleyici gelmedi bana, eksik bir şey varmış gibi hissettim. Birçok Zweig kitabı okudum ama sanırım ben bu kitabı pek sevemedim. Okurken diğer kitaplarındaki konu akışını yakalayamadım. Ama bunun göreceli bir kavram olduğunu belirtmek isterim.
Hepinize keyifli okumalar, mutlu günler dilerim..
PİŞMANLIK ÖLÜMÜN EN UZUN HALİ- Aslıhan ELİF
“İnsan yalnızdır; şehrin en kalabalık caddesinde bile, trafiğin en çok kitlendiği noktada bile yalnızdır. En sevildiği anda bile kimsesi yoktur aslında.”
Merhaba, bu kitabın yorumuna nasıl başlayacağımı inanın hiç bilmiyorum. İlk defa bir kitap yorumunda bu kadar zorlandım. Sebebi ise, 100. Sayfaya kadar her şeyin kafamdaki gibi gitmesi ama 100. Sayfadan sonra ters köşe olmamdır.
Kitap , Laura ve Tarık’ın hayatını, evliliklerini anlatıyor diyebiliriz. Fakat öyle bildiğiniz basit bir hayat hikayesi değil. Laura yazar olmak istiyor , Tarık ise doktor olmasına rağmen hırslarına yenik düşüyor ve olay bambaşka boyutlara geliyor. Kitabı okumaya başladığınızda sayfaların gizemi sizi içinize çekiyor adeta. Kitap elime ulaştığında, şöyle bir göz atayım derken kitabın yarısını okuduğumu fark ettim.. Siz düşünün..
Evet, kitabı isminden esinlenerek aldım. İçeriği ve yazarı hakkında hiçbir bilgim yoktu. Kitabı bitirdikten sonra yazar hakkında inceleme yaptım ve yazarın aslında Twitter fenomeni olduğunu öğrendim. Şimdi belki sizin de kafanız karışmış olabilir ama kitabın kurgusu gerçekten insanı şaşırtacak kadar etkileyiciydi. Özellikle kitabın sonlarına doğru geldiğimde acaba ben mi yanlış okuyorum diye bir sayfayı birkaç defa okudum ve donup kaldım resmen. Uzun zamandır bir kitap hakkında bu kadar ters köşe olmamıştım. Spoiler vermeden anlatmak o kadar zor ki, ben sadece bu kitaba bir şans vermenizi ve beni anlamanızı istiyorum. Hepinize keyifli okumalar diliyorum.
BİRİNİ PENCERE KENARINA ÇİÇEK KOYACAK KADAR SEVMEK LAZIM – Kemal HAMAMCIOĞLU
“Uzayan kısalan saçlardan, sana ait olmayan anlardan, gitmediğin yollardan yorulmadın mı ? “
Kitabın arka kapağını okuduktan sonra, “ ben bu kitabı kesinlikle okumalıyım” dedim.
Kitap, tam günümüzü anlatılıyor aslında. Sosyal medyayı, hayatımızı şekillendiren olayları açık bir şekilde ele almış. Kitabın en sevdiğim yanları, hem günümüz aşklarını anlatmış olması hem de karakterlerin ruh hallerini çok iyi yansıtması. Betimlemeler o kadar güzeldi ki, okurken neredeyse her sahne gözümde canlandı. Çok akıcı, sade ve monolog anlatımıyla iki günde bitirdiğim bir kitap oldu benim için. Özellikle kitabın son sayfalarına geldiğimde, tepkim aynen “ yok artık “ oldu. Çok ama çok şaşırttı beni.
Kitabın sevmediğim bir yanı ise, argo kelimelerin kullanılmasıdır. Okurken maalesef bu tarz anlatımlar beni gerçekten rahatsız ediyor. Gerek kitabın verdiği mesajlarla, gerek ise kitabın akıcılığı ile bu olumsuz yanının göz ardı edilebileceğini düşünüyorum..
Okuduktan sonra yorumlarınızı benimle paylaşın lütfen.. Nice kitaplarda buluşmak dileğiyle..
Birini Pencere Kenarına Çiçek Koyacak Kadar Sevmek LazımKemal Hamamcıoğlu · Doğan Kitap · 2017884 okunma
ÜÇ YAPRAKLI YONCA – Ayşe AYHAN
“Üç yapraklı yoncanın dördüncü yaprağına ihtiyaç yoktu. Çünkü hayat böyleydi. İnsan kendi şansını kendi yaratırmış. Bunu bilememiştim. Ve hep oturduğum yerden bir şeylerin olmasını beklemiştim. Şimdi hiçbir şeyi beklememe gerek olmadığını bir şeyi istiyorsam, kalkıp yola koyulmam gerektiğini biliyordum. “
Hani bazı kitapları okurken dizi izliyormuş hissi verir ya, bir sonraki bölümde ne olacağını merakla beklersiniz. İşte bu kitapta tam olarak öyle. 34 bölüm var ve her bölümü bitirdiğinizde bir sonraki bölüme merakla okuyorsunuz.
Sevgili Yonca ile dolu dolu geçen 2 günüm, yeri geldi kahkaha attık yeri geldi ağladık. Kitabı okuduğum süre boyunca her şeyi beraber yaşadık.
Seni içine çeken, heveslendiren, yeri geldiğinde sesli tepkiler verdiğin ama asla elinden bırakamadığın bir kitap Üç Yapraklı Yonca…
Kafamın yorgun olduğu zaman okumaya başlamıştım ve beni alıp Yonca’nın hayatı ile tanıştıran , yorgunluğumu geçiren , hayata başka bir pencereden bakmamı sağlayan yazarımız Ayşe Ayhan’a çok teşekkürler..
Çok severek okuduğum, sizin de okumanızı istediğim kitaplardan..
Sevgiyle, saygıyla, kitapla kalın..
İNTİHAR ORMANLARI- Ezgi DURMUŞ
“Olacakmış gibi olup da olmayınca insanın amacı için biriktirdiği tüm heves uçup gidiyor bir anda “
Sevgili Ezgi Durmuş’un okuduğum ilk kitabıydı. Ve okuyacağım son kitabı olmayacağı daha ilk sayfadan belli olmuştu..
Sonunu bildiğiniz bir kitap okudunuz mu hiç? Çok değişik değil mi? Kitabın başından sonuna kadar her
SON-Ayşe KULİN
"Hayatın nasıl ve nerede sona ereceği hiç belli değil, biliyor musun..! Gerçek hep kocaman bir keşke oluyor!”
Son, Ayşe Kulin’in Kördüğüm kitabındaki Esra’nın hikayesinin devamı niteliğinde. Yarım kalmışlıkları tamamlayan bir kitap. Evet tam olarak bir “ son “ niteliğinde. Esra, Derya, Hakan Vural.. Çeşitli karakterlerin ağzından olaylar anlatılıyor. Fakat bu noktada ilk defa Ayşe Kulin’in bir kitabı beni hayal kırıklığına uğrattı. Olaylar anlatılırken karakterlerin ağzından sürekli aynı durumları okuduğumu fark ettim. Kitabın ortalarına geldiğimde biraz sıkıldım ve bana sanki sürekli aynı şeyler anlatılıyormuş gibi geldi. Fakat kitabın son 100 sayfasında olayların seyri değişti ve daha da heyecanlandırmaya başladı. Sonuna kadar aralıksız okudum ve beklemediğim bir şekilde sonuçlandı. Ayrıca kitapta dönemsel olayları da anlattığı ince mesajlar sizi çok etkiliyor. Kısacası Son, savrulanların kesişen hikayesi..
Umarım sevgili Ayşe Kulin’in son kitabı değildir diyerek sözümü şu cümleyle noktalıyorum. “ Ben seni hiç unutmayacağım, sen beni hiç hatırlamayacaksın”
YAZ-Kürşat BAŞAR
“Yıllar önce bir gece kendi kendime sormuştum, mucizeler var mı diye? Sahi, mucizeler var mı? Düşler, bir an için bile olsa gerçeğe dönüşebilir mi?”
Kürşat Başar’ın okuduğum 3. Kitabı Yaz.. Ve her kitabı gibi bunu da çok sevdim..
Annesini kaybeden Murat’ın Kıbrıs’tan İstanbul’a yolculuğu.. Aşkla başarıyla bir hayat hikayesi okuyorsunuz.. Murat’ın gözünden olaylara bakıyor ve yeri geldiğinde kalbinizde sızı hissediyorsunuz..
Bir Kürşat Başar kitabı ve efsanesi.. Hikayenin içinde verdiği mesajları, olay örgüsünü, geçmişle şu anı birleştirmesini o kadar çok beğeniyorum ki. Her kitapta ruhumdan, kalbimden bir parça buluyorum mutlaka. Şüphesiz bir sürü notlar aldığım, altını çizdiğim cümlelerle dolu bir kitap. Kitabın her ayrı olayında ayrı hislere kapılıyorsunuz, ‘acaba şimdi ne olacak’ cümleleri beyninizde dolaşmaya başlıyor. Çok ama çok sevdim. Sade, akıcı ve naif bir hayat öyküsü okumak isterseniz bu kitapla tanışmanızı tavsiye ediyorum..
LYON’DA DÜĞÜN- Stefan ZWEIG
“Fakat hayat mucizeleri sevse de, gerçek mucizeler konusunda cimri davranır”
Stefan Zweig okumayı çok seviyorum. Verdiği mesajları, kısa ama öz olan romanlarındaki etkileyiciliği benim için o kadar farklı hisler uyandırıyor ki..
Lyon’da Düğün ise 3 kısa öyküden oluşuyor. İlk öyküsü Lyon’da Düğün kitaba ismini vermiştir. Kitap toplumda belli sebeplerden (engelli, kendini beğenmeme gibi..) dışlanan insanlara mesajlar vererek onları mutlu olmaya teşvik eden içinizi ısıtacak sıcacık öykülerden oluşuyor. Öyküler:
Lyon’da Düğün
İki Yalnız İnsan
Wondrak
Her 3 öyküyü de ayrı ayrı sevdim. Çünkü vermek istediği mesajlar o kadar içten ve o kadar etkileyiciydi ki.. Her Zweig kitabını büyük bir heyecanla okuyorum.
Bildiğiniz gibi Zweig psikolojik tahlil konusunda en başarılı yazarlardan. Kitaplarında bunu derinlemesine hissedebiliyorsunuz. Her kitabı aslında dünyadaki farklı sorunlara değiniyor. Okurken sizi asla sıkmıyor. Kısacık eserlerine büyük umutlar aşılayan Zweig’e mutlaka herkes hayatında yer vermeli der sevgi ve saygılarımı sunarım..
ÇARPIŞMA-Tuğba SARIÜNAL
“Hayatın sadece yüzde onu başımıza gelenlerden yüzde doksanı onlara verdiğimiz tepkilerden oluşur.”
Bu ara çok fazla yeni yazarlar keşfettiğimden ötürü, Aralık ayının ilk kitabı da sevgili Tuğba SARIÜNAL’ın Çarpışma kitabıydı.
Kitabın kapağındaki yazıya vurularak ( “Mutlu olacaksın “ dedi hayat, “Fakat önce seni güçlendireceğim”) aldığım gün hemen okumaya başladım. Komiser Serhan sizi birkaç saatte olsa hayatın gerçekleriyle tanıştırıyor.. Ve kitap su gibi aktı geçti adeta.
Psikolojik ve polisiyenin birleştiği sırlarla dolu bir roman. Hayatın gerçeklerine değinen muhteşem kurgu. Sayfalar ilerlerken her sayfa da ayrı bir şaşırıyorsunuz ve kitabın sonuna geldiğinizde karakterin düğümü çözülüyor. Resmen film gibi bir kitap okuyorsunuz. Dili oldukça sade, sizi alıp başka dünyalara götürecek kadar saftı… Çok severek ve heyecanla okuduğum bir kitaptı. Sizde bu serüvene dahil olmak isterseniz, mutlaka okumalısınız...
YANLIŞ GİDEN BİR ŞEYLER VAR-Mesud TOPAL
“Hayat ne kadar acı da, zor da olsa yaşamaya değer. Biraz tevazu, biraz samimiyet, biraz tebessüm kimseyi incitmez”
Yeni yazarlar keşfetmeyi ve yeni yazarların dünyasına girmeyi çok seviyorum. Bu kitabı da çok merak ederek almıştım. Ve resmen kitabı bir nefeste okudum.
Kitap Cevat’ın hayat hikayesini anlatıyor. Geçmiş, gelecek ve şimdi öyle güzel birleşmiş ki, okurken kafamda soru işaretleri yoktu. Çeşitli şairlerin, şiirleriyle buluşmuş, birçok mesaj veren bir kitaptı. Kitapta o kadar çok cümlenin altını çizdim ki, birçok nokta benim hayatıma değindi. Kitabın son kısmında nefesim tutuldu adeta. “ Nasıl yani?” dedim birçok nokta oldu. Biraz kafamda sorular kalarak bitti kitap aslında ama karakter ağırlıklı roman severler bu kitabı da sevecektir. Lakin kitapta çok fazla argo kelimeler vardı. Yani diyaloglara fazla yer verilmiş evet ama geneli argo kelime ağırlıklı diyaloglardı. Genel hatlarıyla akıcı ve sade bir kitaptı. Okunacaklar listenize almanızı öneririm. Sevgiyle, saygıyla, kitapla kalın...
SABIR-Sadettin TUNCAY
“Sabır, güzel hayallerle tatlılaşır. Çünkü her şeyden evvel içinde bulunduğun sıkıntıdan kurtulma hayaline düşersin. O kurtuluş ümidi, içteki imandan gelir. Bundan dolayıdır ki, sabrı olmayanın imanı da yoktur. “
Adından da anlaşıldığı gibi sabrın ne kadar önemli olduğunu anlatan mesneviden, Kur’an’dan, Divan-ı Kebir’den sözler mevcut. Çeşitli deneme yazılarıyla olaylar anlatılıyor ve sabrın ne kadar önemli olduğu hakkında destekleyen birçok hadisler mevcut.
Yazarımızın kalemi oldukça akıcı ve sade, bir günde bitirebileceğiniz fakat hayatın her anında mutlaka yanınızda olması gereken bir kitap. Tasavvuf severler mutlaka bu kitabı okumalı..
