Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Dilara Kenan
Dilara Kenan
@dilarakenan
instagram.com/ travelerlibrary
Öğrenci
Yeditepe Üniversitesi
İstanbul
Kastamonu, 10 Mayıs
101 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
HAYAL MEYAL- Tarık TUFAN
“Harfler amaçsızca kafamın içinde dönüyordu ve bir süre sonra anlamlı bir kelimeye, sese dönüşemeden can verip yığılıyorlardı. Cansız harflerin üst üste yığıldığı bir toplu mezar olmuştu zihnim. İnsanın söylemek istediklerini söyleyebilmesi nasıl da büyük bir nimetmiş meğer, o zaman anladım..”
Tarık Tufan ile Düşerken kitabı ile tanışmıştım ve kalemine hayran kalmıştım. Ve bu kitabı da bir çarpıda okudum.
Kahramanımız, kendini iyileştirmek üzere çocukluğuna dönmesiyle başlayan hatıralarını anlatıyor bizlere.. Sadece anlatmıyor yaşatıyor da bize aslında o eski günlerimizi. Zamanı geri döndüremeyeceğimizi bir bir vuruyor yüzümüze haklı olarak.. Naif ama bir o kadar da etkileyici bir hikaye. Duygu tasfirlerini o kadar iyi yansıtıyor ki yazar, özellikle kitabı bitirdiğinizde uzun bir süre son sayfasıyla bakışıyorsunuz.
Velhasıl şüphesiz iyi ki tanışmışım dediğim yazarlardan Tarık Tufan, tavsiyeyle..
HİÇ KİMSE- Arzu SAÇLI
"İçimdeki tüm duygulardan o an bana en çok lâzım olanını çıkardım ve sadece ona tutundum: umuda."
Son zamanlarda şüphesiz başından hiç kalkamadığım, soluksuz okuduğum ve içimdeki heyecanı hissettiğim kitaplardandı “hiç kimse”
Kitaba ilk başladığımda acaba sıkılıp yarıda bırakır mıyım dedim… Çünkü psikolojik romanlar çoğu zaman o heyecanı yansıtamıyor. Fakat öyle olmadığı gibi, kitabın son sayfasında “nasıl yani, bitti mi şimdi?” deyip bakakaldım.. Sevgili karakterimiz Çimen ile çok şey yaşadık bu kitapta. Kimi zaman güldük, kimi zaman ağladık ve en önemlisi bütün yaşadıklarını bana derinden hissettirdi. İnanarak diliyorum ki, kitabın devamı gelir..
Yazarımız Arzu Hanım, hatta samimiyetimle söylüyorum “Arzu Ablam” kitabın baskıya çıkardığını duyurduğunda çok heyecanla bekledim.. Ve hiç pişman olmadan sonuna kadar heyecanım devam etti. O kadar ustaca yazmış ki, ilk kitabı olabileceğine asla inanamadım. Gerçekten çok beğenerek ve farklı bakış açılarıyla kitabı yorumlamama sebep oldu..
HEPYEK- Seray ŞAHİNER
“İyi bir kitap okuduktan sonra dünyayı kurtarabileceğine dair bir hisse kapılanlardan...korkmazlardı” demiş sevgili yazarımız..
Daha önce yazarın Gelin Başı ve Kul kitabını okudum. Ve yazarın kalemine hayran kalınca külliyatını okumaya karar verdim. Ve çıkar çıkmaz Hepyek’i alarak okumaya başladım.
Kitabımız 12 öyküden oluşuyor ve her birinde ayrı ayrı günümüz anlatılmış. Betimlemeler o kadar ayrıntılı ve güzel yapılmış ki okurken sanki bir tiyatro sahnesindeymiş gibi hissettiriyor.
Türkan,Karaca,Selma birbirinden renkli birbirinden farklı hayatlar. En çok beğendiklerim kesinlikle, Karaca ve Bulyondur. Okurken o kadar yaşadım ki bu iki öyküyü, tam olarak “ işte bu “ dediğim cümlelerden oluşmuştu. Kesinlikle tavsiyemdir. Su gibi bir kitap.. Keyifli okumalar diliyorum şimdiden..
Okur Takip Önerileri
DUALAR KALICIDIR – Tuna KİREMİTÇİ
“Hayat dediğiniz bir mucizedir. Yaşadıklarımız bazen acı veren mucizelerdir belki ama dediğim gibi mucizelerdir. Buna inanmazsanız kalbinize giden yolu kolay kolay bulamazsanız.”
Kitabın adını gördüğümde çok etkilenerek almıştım. Çünkü dualar kalıcıdır nerde ne zaman olursa olsun her zaman dua ederiz.. Gelelim kitabımızın konusuna..
Pelin okuduğu ülkede iş aramaktadır. Gazetede gördüğü ilan üzerine iş başvurusu yapmaya gider ve Bayan Rosella ile tanışır. Bayan Rosella’nın tek istediği şey her gün onunla Türkçe konuşacak birisidir. İlk başlarda Pelin bu işe çok şaşırsa da daha sonra Bayan Rosella ile kurdukları diyalog bambaşka yolculuklara kapı açar.
Birbirlerinin hayatlarını karşılıklı konuşma şeklinde ele alınmış bir kitap. Konu çok ilgi çekici olsa da sadece karşılıklı konuşmadan ibaret olması okurken beni çok yordu açıkçası. Bir betimleme, bir doğa olayı veya herhangi bir zaman dilimi aradım bu kitapta.. Hayata bir mola vermek istediğinizde okuyabileceğiniz kısacık bir kitap.. Daha nice kitaplarda bulaşmak üzere..
SEV- Serdar ÖZKAN
“Çünkü bazen hayatta önemsiz gördüğümüz şeyler önemli olabilir. Önemli gördüğümüz şeyler ise önemsiz olabilir. İşte zaten hayatta fark yaratan şey de bu değil midir? Ne önemli ne önemsiz, bunun ayrımını yapabilmek.”
Sev.. Ne kadar anlamlı bir kelime değil mi? Çünkü hayata önce kendini sevmekle başlamalı insan..
Bu kitap bize o kadar anlamlı mesajlar veriyor ki aslında, 122 sayfa olmasına rağmen vermek istediği mesajlar çok derin..
Kahramanımız Melis’in bir güzellik yarışmasıyla başlayan hayat öyküsüne konuk oluyorsunuz bu kitapta. 75 yılına neler sığdırdığını, kısa ve anlamlı mesajlar halinde anlatıyor bize kahramanımız.. Kitabın birçok bölümlere ayrılması kitabı roman türünden bir nebze de olsa uzaklaştırmış ve biyografik roman niteliğinde “sev”menin ne demek olduğunu en derinlere kadar anlatmış yazarımız..
Melis’in hayatında bir dönüm noktası olan güzellik yarışması onu 2 farklı kılığa sokar. Atlanta adını verdiğini mutsuz, kindar ve kendini bile görmeyecek derece de hırslı olan Melis mi yoksa her ne olursa olsun kendini seven Melis mi? Gelin bunun cevabını kitapta beraber verelim..
Eminim ki Melis’in hayat öyküsü sizi de çok etkileyecektir..
CAMDAKİ KIZ-Gülseren BUDAYICIOĞLU
“Kader motifi işte tam da böyle bir şeydir. Çocukken o motif size ne yaşattıysa, ne hissettirdiyse, çevreniz değişir ama motif değişmez. Ne yapar eder sizi aynı motifin saldığı kokulara doğru mıknatıs gibi çeker.
Sevgili Gülseren Budayıcıoğlu’nun okuduğum ikini kitabıydı ve her iki kitapta da kalemine hayran kaldım. Kendisi psikiyatri doktoru olan sevgili yazarımız, kitaplarında hastalarının gerçek yaşamını ele alıyor.
Hayri, Nalan, Zeynep.. hepsinin hayatları o kadar başka ki.. Yaşarken belki de çoğu gerçeği idrak edemediğimizi veya kabul edemediğimizi okurken bir kez daha anlıyorsunuz. Aşk, psikoloji ve hayat.. Bu üçünün en güzel güzellemesi olabilir bu kitap ve yeri geldi birçok cümle de duraksadım, duygulandım. Yeri geldi bir çok cümlenin altını çizerek notlar aldım.. Bir kitap sizi daha ne kadar etkileyebilir ki..
Bir kez daha okuduğum için iyi ki diyorum!
Sizde mutlaka hayatınızın bir köşesinde gerek bu kitaba gerekse Gülseren Budayıcıoğlu’nun başka kitaplarına yer verin. Pişman olmayacaksınız.. Sağlıkla, sevgiyle, kitapla kalın..
ÖMERİN ÇOCUKLUĞU- Muallim NACİ
“Bir damla gözyaşı, edebi saadetin vesilesi olabilir”
Klasik okumayı, eski çağlara dönmeyi o kadar çok seviyorum ki. Konusundaki anlam derinliklerine indiğimde çok etkileniyorum.
Ömer’i bir köpeğin kovalaması ve hırkasının yırtılmasıyla başlıyor hikayemiz. 8 yaşındaki bir çocuğun masumane anılarını okumak o kadar keyif veriyor ki, 39 sayfalık bu kısacık öykü bittiğinde tadı damağınızda kalıyor. Kendi çocukluğunu, ailesini bize küçük paragrafların arkasında derinlemesine anlatmış sevgili yazarımız. Edebiyat derslerinde kimi zaman çok fazla gördüğümüz ama okumadığımız bir kitap belki de bu.. Dili ne kadar ağır gibi görünse de İş Bankası çevirilerine her okuduğumda tekrar tekrar hayran kalıyorum Büyük küçük herkesin okuması gereken bir kitap.
Çok beğendim, sizlere de bu anılara ortak olmanızı öneririm.. Keyifli okumalar...
AŞIKLAR GECE ÖLÜR-Gülşah ELİKBANK
Nezih kırtasiyede gezinirken bir anda gözüme çarpan bu kitabı okumalıyım dedim. Evet bu kitap bir aşk romanı. Yıllar sonra yeniden karşılaşmış doktor Melis ve rock yıldızı Hakan’nın hikayesi..
Kitabın kurgusunu, yazarın kalemini çok beğendim fakat olayı anlatırken metnin içinde verdiği mesajlar beni bazen olaydan uzaklaştırdı. Olaylara tam hakim olduğum an kendimi kişisel gelişim kitabı okuyormuş gibi hissettirdi bana.
Siz kitabı okurken kitap aslında sizinde ilişkilerinizi sorgulatıyor. Kimi zaman okurken kendinizi buluyorsunuz. Pembe bir aşk romanından ziyade aslında hayatı tüm acısıyla ele almış sevgili yazarımız.
Bu tarz kitaplara sevenlere tavsiyemdir. Keyifli okumalar dilerim..
RÜZGARIN ŞARKISINI DİNLE- Haruki MURAKAMİ
“Herkes yürekten verdiğinin karşılığını alır”
Murakimi uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı. Yazarla tanışmak için son çıkan aslında Murakami’nin ilk yazdığı kitabı seçtim. Fakat hayal kırıklığına uğradım. Parçalara ayrılmış olan bölümler,konunun ana temasından kopuk olduğunu hissettim. Anlatımı dağınık olsa da ben toparlamak istedim ama yine de kafamda bir sürü soru işareti kaldı.
Kitap Murakami’nin yazarlık sürecini anlatıyor. Ayrıca yaşamından verdiği kesitlerle yazarın hayatına yoldaşlık ediyorsunuz. Yazarın ilk romanı Yaban Koyunun İzinde olarak bilinse de aslında ilk romanının bu kitap olduğunu öğrendim.
Kitabı beğendim veya beğenmedim diyemiyorum. Çünkü kitabı kafamda bir türlü toparlayamadım.. Fakat usta yazar Murakami’nin diğer kitapların mutlaka okuyacağım.. Siz neler düşünüyorsunuz?
ARAYIŞLAR-Lou Andres SALOME
“Hayatta her şeyin bir bedeli var, en fazla da mutluluğun.”
Salome’den okuduğum ilk kitaptı ve yazar hakkında pek fazla bilgim yoktu. Kitabı okumadan önce yazar hakkında yaptığım araştırmalar sonucu Salome’ye hayran kaldım. Nedeninden kısaca bahsetmem gerekirse; küçük yaşta Almanca ve Fransızca öğrenmiş,17 yaşındayken felsefe dersleri almış. 1882'de Nietzsche'nin evlenme teklifini reddetmiş ve yazar aslında Freud’un dostu ve öğrencisi olmuş. Oldukça ilginç ve takdire şayan bir hayatı olmuş Salome’nin..
Kitaptan bahsedecek olursam, bir kadının sadece ev kadını olmasından ötesini anlatmış bizlere. Bir kadının neleri başardığını ve istese dünyayı bile yerinden oynatabileceğini anlatmış yazarımız. Arayışlar adının da anlaşıldığı gibi, bir kadının kendini araması, kendini var etmesi asıl temel konu aslında. Süregelmiş geleneklerden uzaklaşmış, kendi hayalinin peşinden koşan ve aslında kuzenine aşık olan bir kadının hayatını okuyorsunuz bu kitapta.
Betimlemeleri, ana karakterin ruhsal tahlilleri o kadar güzel anlatılmış ki, nasıl başlayıp nasıl bitirdiğimi hatırlamıyorum bile. Yazarın hayatı ve eserleri gerçekten ayakta alkışlanası.
Çok ama çok beğendim. Sizde mutlaka ama mutlaka bu Salome’ye hayatınızda yer verin derim ben. Pişman olmayacaksınız..
Şimdiden keyifli okumalar diler, sevgilerimi sunarım..
MAKYAJ HÜZNÜ KAPATMIYOR- Emir TALİ
“Hiçbir yerden bakarak geçmiyoruz.
Acelemiz var.
Kimseyi dinlemiyoruz.
Acelemiz var.
Hep kendimizi, sürekli kendimizi anlatıyoruz.
Acelemiz var.”
Kitap bir erkeğin gözünden bir kadını anlatıyor. Bir kadın olarak sanırım bende kitaba ön yargıyla yaklaştım. Başlarken çok merak etsem de biraz tereddüt ettim.
Kitabımızın ana karakteri Gizem 30li yaşlarda bir kadın ve kitabı okurken Gizem’in hayatını sizde yaşıyorsunuz. Gizem’in İstanbul’a gelip ayakta kalma ve dik durma mücadelesi okuyan herkesi etkileyecektir aslında. Geçmişle, gelecekle ,yarınla o kadar iyi bağlantı yapmış ki yazarımız okurken hiç sıkılmadım. Hatta birazcık kitabın konusuna bakıyım derken 2 saatte bitirdiğimi fark ettim..
Bu aralar kendinizi keyifsiz, yorgun veya okuyamama durumunda hissediyorsanız bu kitap size neşe katacaktır. Benim sınav zamanımda beni alıp başka diyarlara götürdü. Fakat beklentiniz çok yüksek olmasın ki, Gizem’in samimiyetine kapılıp, başka diyarlarda yolculuk yapabilin..
Nice kitaplarda buluşmak dileğiyle….
BAZEN BAHAR- Melisa KESMEZ
"Bir roman kahramanı mesela. Kitapta bir laf eder. Altı çizilecek cilalı cümlelerden değil ama,kendi halinde bir cümle. Bir tek sen cımbızlarsın o kitabın kalabalığından. Sırf sana bir şey anlatır o cümle. Başka herkes susar"
O kadar çok sevdiğim bir öykü kitabıydı ki, söze nasıl başlayacağımı inanın hiç bilmiyorum. Çok sevdiğim kitapların yorumunu yapmakta hep zorlanmışımdır..
10 farklı öykü,10 farklı hayat.. Hangi öyküsü seni derinden etkiledi diye sorsanız hiç şüphesiz hepsi derim! Öyküler o kadar hayatın içinden ki, kendinizi ana karakter gibi hissediyorsunuz. Her öyküden sonra durup bir nefes almanız gerekiyor ki kitaptaki gerçekliği fark edebilin. O kadar çok etkiledi ki beni, sanırım uzun zamandır bu kadar çok beğendiğim bir öykü kitabı okumamıştım.
Yazarın dili, betimlemeleri ve vermek istediği mesaj o kadar ama o kadar anlamlı ki, kitabın hiç bitmesini istemedim. Bitmesin diye resmen her gün 1 öykü okudum. Ben kitabı anlattıkça eğer merak ettiyseniz, hemen okumalısınız. Çünkü benim keşke daha önce okusaydım dediğim bir kitap oldu..
En kısa zamanda Melisa Kesmez külliyatını bitireceğim.. Keyifle, sağlıkla , mutlulukla kalın…
TEK KANATLI KUŞ – Yaşar KEMAL
“Dünya görmüş, ömür geçirmiş, okumuş insan başkadır.”
Elinize bir bardak kahve alın ve okumaya başlayın derim ben. Kahve bittiği zaman belki de kitabı çoktan bitirmiş olacaksınız..
Olaylar bir tren yolculuğunda başlıyor ve Anadolu’nun yokuşlu kasabasına tayini çıkan Remzi Bey ve Melek Hanım konuk oluyor bizlere.
Okuduğum ilk Yaşar Kemal kitabıydı ve açıkçası çok umduğumu bulamadım. Nedenine gelecek olursam, kitap benim için bir romandan ziyade bir hikaye kitabıydı. 70 sayfa boyunca okuduklarım sanki kitabın giriş kısmıydı ve maalesef kitabı bitirmeme rağmen kitap yarım kalmıştı. Resmen bir kitaba tam bağlandım ve kitap beni terk etti..
Yaşar Kemal’in yazı dilini çok sevdiğimi belirtmeliyim. Gerek diyaloglar gerekse betimlemeler o kadar doğaldı ki, bir Anadolu’yu saf duygularınızla okuyorsunuz. Elbette Yaşar Kemal bu kitapla sınırla kalmayacak ve tüm külliyatını bitireceğim. Sizler de görüşlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim, daha nice kitaplarda buluşmak dileğiyle..
FERDA- Ebru CÜNDÜBEYOĞLU
“Ama yuvarlak dünya kanunlarını unutmamak lazım; bir şeyden arkana bakmadan hızla uzaklaşırsan, onu yine önünde bulursun “
Ferda.. Ferda, yarın demekti, gelecek zaman demekti. Belki de en büyük endişe yarınımızı unutacak olmamızın eminliğidir…
Emekli felsefe öğretmeni Ferda, Şile’de tek başına yaşamaktadır. Yazdığı kitaplarla adını duyurmuş olan Ferda, zaman geçtikçe düşünce yetisini kaybetmeye başlar. Hayatını etkileyecek kadar unutkanlık seviyesi arttığında doktora gider. Ve asıl serüven burada başlar. Çok sevdiği kızına yük olmamak için yaptığı fedakarlıklar, insanı derinden etkiliyor. Kurgusuyla sizi kitaba bağlayan merakla sonunu beklediğiniz, karakterimizin adını taşıyor kitap. Temelinde hüznü barındıran bir kitap olsa da, verdiği mesajlar o kadar ince ki, hayatın içinden derin mesajlar içeriyor. O kadar çok altını çizdiğim ve üzerinde düşündüğüm cümleler oldu ki.. Tasvirleri gözümde canlandırırken resmen o anlarda ben yaşadım. Çok ama çok beğendim.. Ferda Hocayla tanışmak isteyenleri, bu kitabı okumaya davet ediyorum.. Mutlu haftasonları..
KAĞIT EV – Carlos Maria DOMİNGUEZ
“İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplumu değildir asla”
Kağıttan ev yapabilir misiniz? Yapamazsınız belki ama kütüphaneden bir ev oluşturabilirsiniz.
Bazen birden çok kitap alırız ve daha okunacak çok kitap var deriz. Aldığımız her kitap, kütüphanemizin eşsiz parçası haline gelir.
Bu kitap ise,20.000den fazla kitaba sahip olan, kitap aldıkça mutlu olan ve verdiği paraya asla acımayan bir adamın öyküsü. Kitapları nasıl hayatının bir parçası haline getirdiğini, kitap okumanın boş zamanı değerlendirmek için bir araç olmadığını en derinliklerine kadar anlatmış sevgili yazarımız. Cümlelerde verilen mesajlar, betimlemeler o kadar güzel ki..
Kitaplardan ev inşa etmiş Carlos’un hayatına siz kitap severlerin de dahil olmasını isterim.
Daha nice kitaplarda buluşmak dileğiyle..
