Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ay dîlberê ne menale Feqîyê Teyran êdî kal e Nexweşekî pir bêhal e
Feqiyê Teyran
Feqiyê Teyran
Bu meyanda seninle çekişiyoruz ya. Ey ay yüzlü dilber, ne de güzel meydan; fakat kimin atı topalsa onun harcı değil bu meydan, topallar gidiyorlar bu meydandan.
Reklam
Şu altı kapılı tekkenin kapıları kapalı bile olsa o ay yüz­lü dilber, mekânsızlık âleminden doğar, penceremden başını sokar, gene girer içeriye.
Ben Aslında Kim Değilim?
sözleri işveli şivebaz bir naib kılıcı pek keskin bir şövalye sözü tok bir muzaffer kral sandılar beni ilkin, aslanı doğuranın beni de doğurduğunu… ebced ve cifirden anladığımı
SAHİLDEN
Merak ederdim eskiden seni Ne hal üzeredir diye diye Merak ederdim sendeki geceyi Aydınlığa çıkar mı diye Atlar geçerdi sahilden Kiminin rengi ak kiminin rengi sarı Ah beni vursalar bir at yerine Gökyüzüm sallanır da durur Geçerler koynumdan dilber ruhlu kadınlar Değemem uzansam ellerimle tenlerine Namahrem değerse gözlerime Işığından olur gündüz ve gece Sokaklar sessiz, aynalar düşman Kimi beklersem bekleyeyim gelmeyecek inan Uzanır boynum yaklaşır düşman Kim bekler genç yaşında ölcem diye diye Günün yarısı tamamlıyor diğerini İşte güneş battı geliyor ay' ın matemi Serde hatırlanacak bir şey kalmadı eskisi gibi Gün oldu devran döndü gençligim dönmedi geri.. C.S.A
Ay yüzlü güzelim, lûtuf üstüne lûtfetmede; o yüzden kararım yok a gönül. Gönlüm abıhayat kaynağında, bedenim lâlelikte a gönül. Her ağacın altına, padişahın yüzünü görmek için bir alımlı dilber, bir ay yüzlü Yusuf, bir gül yanaklı güzel oturmuş a gönül. Can güzellerinin gönüllerine de kendi canının, teninin aşkından bir kıvılcım salmış, beden güzellerinin gönüllerine de a gönül. Narın içindeki taneler gibi kullarının gönüllerine neşeler doldurmuş a gönül. Meclisinde sarhoşlar kucaklaşmaya, lûtuflarla sevişmeye başladı mı, su da onun aşkıyla tutar, ateşle kucaklaşmaya koyulur a gönül. Güzelleri kendi öz kadehiyle okşadığı o halvette Rûhü’l-Emin bekçidir, Hızır perdeci a gönül. En aşağılık kulu, sarhoş bir halde meclisinden çıktı mı, mala mülke de boş verir, saltanata, tahta da, bahta, devlete de; bunların hepsini ayıp görür, âr sayar a gönül. Onun bahçesini dünya say; şu dünyaysa bil ki bir mağaradır âdeta; lûtfu seni şu daracık mağaradan çıkarır a gönül. Toprağın, yelin, suyun, ateşin üstünde gül bahçeleri var, reyhanlar var, çeşit çeşit, renk renk şakayıklar var, lâlelikler var a gönül. Şu topraktan biten çiçekler de onun aksinden bitmede; sen burda toprak yemedesin; orda ne işin var senin a gönül. O efendiler efendisinin aşkıyla el çırp, oyna; onun bir öpücüğünü elde ettin mi, âfetler bir yanda kalır gider a gönül.
Sayfa 1510Kitabı okudu
Reklam
Aşko kuşko kız bekleyen manitaya Dilber Ay şoku.
387 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.