Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Pozitivist Aydınlanma paradigması çerçevesinde bilinç, sadece merkezi sinir sistemi gelişiminin en uç noktası olarak görülüyor, yani dikey gelişim boyutundan soyutlanıyordu. Atom altı parçacıklar, atomlar, mole­küller, kendi kendine yeterli moleküller ve bunların oluşturduğu sistemler, sonuç olarak insan beyni ve bilinci ile noktalanmıştı. Bi­linç, atomların ve akrabalarının gelişigüzel dans etmeleri sonucun­ da meydana çıkmış, "tesadüfi bir epifenomen"di. Psikoloji bilimi de bu açıdan bakıldığında, bu "yan ürünü" inceleyen bir bilim da­lıydı ve fizikalist bilim adamları tarafından hep küçük görüldü.
Sayfa 54 - KaknüsKitabı okudu
Bizim inancımıza göre zübde-i alem (evrenin özü) olması ge­reken "Hz. İnsan" ve onun bilinci, sadece yatay değil, bir de dikey tekamül potansiyeli olan bir süreçtir. ..
Sayfa 54 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
"Sen hangi duyguya gayb aleminin yolunu açarsan o duygu artık eskimez, yıpranmaz, ölmez ..." Hz. Mevlana Böyle duygu üstü bir duygunun veya duyunun olabileceğini fark etmek, James'e göre kurtuluş sürecini başlatan ilk adımdır. ..
Sayfa 54 - KaknüsKitabı okudu
Düşünce ırmağının yüzeyi çer çöp taşır ... Bazısı hoş, bazısı nahoş, su üstündeki tohum kabukları, görünmez bahçenin meyvelerinden düşmüş. Gel bahçenin ardındaki çekirdeklere bak, çünkü su, bu bahçeden kaynaklanır. Hayat ırmağının akışını görmüyorsan, gel bari düşünce ırmağında dalgalanan yosunları gör. Hz. Mevlana
Sayfa 50 - KaknüsKitabı okudu
Amerikalı Psikolog William James 1850
Bütün bu eğitim sürecinin sonunda edindiğim bilgi, halihazırda­ ki bilincimiz le oluşan dünyanın aslında, var olan birçok bilinç dünyasından sadece bir tanesi olduğu, öte yandan diğer dünya­ ların da bizim açımızdan anlamlı deneyimler içerdiğidir." James, biz insanların bilincinin, her an akmakta olan birkaç ırmaktan oluştuğunu ve her ırmağın kendine ait bir "manzarası" olduğunu savunur. Hz. Mevlana 6 asır önce bu konuda neler söylemiş ?
Sayfa 44 - KaknüsKitabı okudu
Biz, ego veya ben denen insanın nefs yapısını, nefs-i emmare olarak an­lıyoruz. Nefs-i emmare; nefs-i şehvani, nefs-i natıka, nefs-i derrake diye üç gelişim mertebesi çerçevesinde anlaşılabilir. Nefs-i şehvani, Freud'un "id" kavramına uyabilir ve birincil süreç (primary process) düşünme ve hareket tarzlarını temsil eder. Nefs-i natıka, konuşan/insani nefs mana­sına gelir ve hayatın ilk yıllarını, erken çocukluk dönemlerini kapsar. Nefs-i derrake ise idrak eden, kavramsal işlevler gösteren nefs mertebe­si olarak anlaşılır (gerçek değerlendirmesi, itki kontrolü, muhakeme, duygusal dayanıklılık, sağlıklı savunma ve sentetik işlevler).
Sayfa 43 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
insan nefsinin asaletini, özünü ve ilahi yönünü göremeyen, biyolojik yönelimli Batılı psikiyatristler nedeniyle, binlerce senedir "muhabbet" adı altında tanımlanan in­san ilişkileri "bozulacak" ve "nesne ilişkileri " haline dönüşecekti ! ..
Sayfa 41 - KaknüsKitabı okudu
Mad­di dünyayı kavramada kullanılan metotlara başvurarak "ruh" gi­bi farklı boyuttaki bir oluşumun kavranması ne kadar mümkün­dür? Psikoloji bilimi, bilimsellik adı altında, temas etti­ğimiz spekülasyonlar ile insanı ne denli anlayabilmiştir? ..
Sayfa 41 - KaknüsKitabı okudu
Jung'un arketip kavramı (toplumsal bilinçdışı), İbn Arabi'nin (k.s) ayan-ı sabite kavramıyla kısmen benzerlik gös­terse de, ayan-ı sabite kavramı daha kutsi ve aşkındır. ..
Sayfa 36 - KaknüsKitabı okudu
Freud'un bilinçdışı kavramı, karanlık güçlerin hüküm sürdüğü kötü ve kaotik bir yapıdayken; Jung'un bilinçdışında, insanın ge­lişimini dostça destekleyen figürler öne çıkıyordu! ..
Sayfa 35 - KaknüsKitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.