Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tanrı hakkında pozitif düşünen kişi pozitif çıkarımlarda bulunacağından çabuk iyileşmektedir. Diğer taraftan Sebastian Murkel, cezalandırıcı bir Tanrı inancı olanların hastanelerde daha fazla korku yaşadıklarını ve depresyon geçirdiklerini belirtmiştir.
Zekaları bakımından birbirine hiç benzemeyen insanlar, bazı defa aynı isteklere, aynı hırslara, aynı duygulara sahip olurlar. Din, ahlak, po­litika, sevgi, nefret gibi duygular alanına giren şey­lerde, en yüksek insanlar, adi bireylerin derecesini pek geçemezler. Ünlü bir matematikçi ile kunduracı arasında entellektüel karşılaştırma bakımından uçurum bulunabilir. Fakat ahlak ve inanç bakımından ya hiç fark yoktur, veyahut da varsa da pek azdır.
Reklam
96 syf.
5/10 puan verdi
Psikoloji ve Din
Psikoloj ve Din ayrı ayrı başlık olarak, sıkça merak edip araştırma yaptığım ve çokça sevdiğim iki konu. Dolayısıyla ikisini de tek bir kitabın ismi olarak görmek beni okumam hususunda oldukça iştiyaklandırdı. Burda da çokça alıntı ve incelemelerine denk geldiğim bir eserdi, şimdi zamanı hadi okuyayım dedim :) İsviçreli bir papazın oğlu, Charles
Psikoloji ve Din
Psikoloji ve DinCarl Gustav Jung · Okyanus Yayıncılık · 2017571 okunma
143 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
“Eski imgelerin anısından bir türlü kurtulamaz insan, bu nedenle de bu anıyı anlamsız bir yük gibi taşır durur.” . “İnsan yaşamının esas gailesi, kendi tedavisidir, yani kendi eksikliklerini tamamlamak, çatışmalarını çözümlemek ve zedelenmişliklerinin ıstırabını azaltmaktır.” | Dört Arketip | Carl Gustav Jung Arketip kavramı Jung’la literatüre
Dört Arketip
Dört ArketipCarl Gustav Jung · Metis Yayınları · 20211,796 okunma
Okuyalım okutturalım
Fikri Sahada Materyalizme ve İslam'a Göre İnsan / Muhammed Kutub İslam'ın Etrafındaki Şüpheler / Muhammed Kutub Biz Müslüman mıyız? / Muhammed Kutub İnsanlık Tarihinde Gelişme ve Duraklama / Muhammed Kutub İslam'da Sosyal Adalet / Seyyid Kutub Dünya Barışı ve İslam / Seyyid Kutub İslam Düşüncesinin Özellikleri / Seyyid Kutub İşte
(الساكت عن الحق شيطان اخرس ) "Haksızlık karşısında sükût eden 'Hakkı söylemeyen' dilsız şeytandır." Bu ne büyük sözdü, demokrasinin rûhu idi. Hak ancak böyle korunurdu. Bu, kuvvetli bir imân eseri idi. Inanan adam önce hakkı korumakla mükelleftir. Hoca efendilerimiz de halka bunu öğretmekle mükelleftir. Nasıl olur da kendileri tatbik etmezdi? Bu sukût neden olabilirdi? İkinci seçimi garantiye almak için mi idi? Hadiseleri görmeyen ve muhitini bu kadar tanımayan kimse nasıl ikinci seçimden ümit edebilirdi? İşte bu imân zaafı, bir milletin rûhunu tereddîye sürüklemek için kâfi idi. Montesquieu'nun "Her millet lâyık olduğu idâreye mazhar olur" sözünü söyleyişinden bin sene evvel, en büyük hikmet ve hakikatleri bütün cihâna ilân eden son Peygamber Hazret-i Muhammed (s.a.v) (كما تكونوا يولى عليك) yani; "Siz nasılsanız ona göre idâre olunursunuz" düstûrunu vaz'etmişti Montesquieu'nun ilham menbai da o idi. Fakat Şark kultüründen bîhaber Garp hayranları, bütün sosyal kaideleri Garp medeniyetinin vaz ettiğine inanıyorlardı. Çünkü din sosyolojisi, din psikolojisi kimse tarafından ele alınmamıştı. Medrese kültürü bu lüzûma hiç yönelmemişti. Son asrın bütün içtimaiyat ve rûhuyat nazariye ve kanunları Kur'ân ve hadîslerle bin üç yüz sene evvel vaz'edilmişti.
Sayfa 144
Reklam
İnsan, bedeninden çok ruhunda yaşadığını fark edebilirse, yaşadıklarını da pencereden bakar gibi dışarıdan seyredebilir.
Sayfa 52
712 syf.
10/10 puan verdi
Dune
Kitabı, Dune: Çöl Gezegeni(2021) filmini izledikten sonra okudum. Film ile kitabı karşılaştırdığımda her iki sanat eserinin de çok başarılı olduğunu ifade etmeliyim. Kitap filme göre eşsiz ayrıntılarla dolu. Bu da sinema tekniği ile edebiyatın anlatma imkanlarının doğal sonucu. İnsan kitabı okurken yazarın yeni bir dünya yaratırken gösterdiği başarıya hayran oluyor. Bu yeni dünya sadece tarihi, kozmolojisi, coğrafyası veya teknolojisiyle değil; felsefesi, kültürü, sosyoloji, psikolojisi, din anlayışıyla birlikte bir uyum içinde yaratılmış. Bilim-kurgu severlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Dune
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111,6bin okunma
43 syf.
7/10 puan verdi
Tanrı'ya Uzanan Eller ve Boşlukta Yankılanan Dualar
Anton Çehov'un Kara Keşiş'i, Manastırda yaşayan ve inanç krizi geçiren Sofron adında bir keşişin hikayesini anlatıyor. Sofron, ne yaparsa yapsın Tanrı'ya yakın hissedemiyor ve günah ve pişmanlık duyguları arasında gidip geliyor. Hikaye oldukça kasvetli ve Sofron'un kafasının içi de pek parlak değil. Ama bu durum kitabı sıkıcı yapmıyor, aksine insan ruhunun karanlık köşelerine derinlemesine bir bakış sunuyor. Çehov, Sofron'un çelişkilerini ve duygularını o kadar güzel tasvir ediyor ki, okurken sen de onunla birlikte inanç ve varoluş üzerine düşünmeye başlıyorsun. Eğer insan psikolojisi ve din felsefesi gibi konular ilgini çekiyorsa, Kara Keşiş'i kesinlikle okumalısın. Ama karanlık ve kasvetli ortamlardan hoşlanmıyorsan, bu kitaptan uzak durman en iyisi olabilir.
Kara Keşiş
Kara KeşişAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 20226,8bin okunma
Din, siyaset, ahlak, sevilen ve sevilemeyen șeyler gibi duyguları alakadar eden konularda, en seckin kişiler bile en vasatlarin derecesinin üstüne nadiren çikar. Büyük bir matematikçi ile ayakkabıcısı arasinda entelektüel manada bir ucurum olabilir ama karakter itibariyla tamamen aynı veya oldukca az farklı olabilirler.
Sayfa 25
Reklam
V. İki Yapay Kitle: Kilise ve Ordu
İşte bundan dolayıdır ki, kendini sevgi dini olarak adlandırsa bile bir din, kendisine ait olmayanlara karşı sert ve sevgisiz davranmaya mecburdur. Aslında temel olarak ele alındığında, aynı şekilde her din, sadece kucakladığı insanlar için bir sevgi dinidir. Öte yandan kendisine ait olmayanlara karşı ise zalim ve hoşgörüsüz olmak bütün dinlerin tabiatında vardır. Yine de kişisel olarak bu şekilde davranmak bize ne kadar zor gelirse gelsin, inananları bu sebepten dolayı fazla sert bir biçimde kınamamamız gerekir |
Batıdaki aydınlanma çağı, dinsel bilimleri dinler tarihi, din fenomenolojisi, din sosyolojisi, din psikolojisi, din felsefesi gibi kollara ayırmıştır.
Sayfa 6 - Umuttepe YayınlarıKitabı okudu
Kıyamet psikolojisi her devirde etkiliyor insanı...
Hicri 1000 yılının yaklaşmasınında etkisiyle, Osmanlı entelektüelleri Sultan Süleyman'ı İslam dünyasının "müceddidi" olarak lanse etmeye başlamışlardı. Özellikle saltanatının ilk yirmi yılında, Süleyman yaklaşan Kıyamet'ten önce Hak Din'i yayacak ve tüm dünyayı yönetecek hükümdar (sâhibkırân-ı âlempenah / sâhib kırân-ı rub-ı meskün) olarak görülüyordu. Şarlken ile olan rekabeti de bu şekilde değerlendirilmeliydi; onu mağlup edip İslam'ı muzaffer kılacak olan Mehdi (Mehdi-yi sâhib-zamân / Mehdi-yi âhirü'z-zamân) Osmanlı hanedanının bu onuncu sultanından başkası olamazdı."
Sayfa 44 - Kronik KitapKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.