Kazandığı bir savaşta düşmanına gurur taslamamak bir Türk geleneğiydi. Asırlar önce Malazgirt'te Diyojen'i mağlup eden Alparslan da ona iyi davranmış, çadırında misafir etmiş ve elinden geleni yaptığını ifade ederek onu teselli etmişti.
Napolyon sorar Diyojene "Benden korkuyor musun?"
Diyojen soruya soru ile cevap verir "Sen iyi bir insan mısın?"
Napolyon şaşırarak "İyi bir insanım tabii"
Diyojen son bir şey sorar ve Napolyon cevap veremez "İyi bir insansan madem niye korkayım senden?"
Biri, "Dost nedir?" diye sorunca, "İki bedende yaşayan bir ruh," cevabını verdi.
Bir çok derdi olan birinin iyi bir dost dışında güvenilir bir kurtuluşu yoktur.
"İnsan kendini düşmana karşı nasıl koruyabilir?" diye sorulunca Diogenes, "İyi ve dürüst bir insan olduğunu kanıtlayarak," cevabını verdi.
Söylediğine göre mutluluk insanın nerede olursa olsun ve başına ne gelirse gelsin gerçekten iyi kalpli olması ve hiçbir zaman kederli olmamasıdır.
Gerçek mutluluk zihnin ve ruhun her zaman huzurlu ve neşeli olmasıdır.
"Yaşam kötü", diyen birine "Yaşam değil, kötü yaşamak kötü", dedi.
"Sinizm ekolünün kurucusu Yunan filozof Diyojen bir fıçıda yaşardı. Büyük İskender güneş altında dinlenmekte olan Diyojen'i ziyarete gidip ona yapabileceği bir şey olup olmadığını sorduğunda Diyojen o hiçbir şekilde itiraz edilemeyen cevabını vermişti: 'Sizden istediğim tek şey kenara çekilmenizdir. Bunu yaparsanız güneşime mani olmazsınız ve bana vermeniz mümkün olmayanı benden almamış olursunuz.'"
"Diyojen'e sorarlar, 'Üstat, bir adamın zekasını nasıl anlarsın?' diye. Diyojen de 'Konuşmasına bakarım,' der. Tekrar sorarlar 'Peki ya hiç konuşmazsa?' Üstat cevap verir: 'Henüz o kadar akıllısına hiç rastlamadım.'"