"Tıpkı Descartes gibi sıkı bir rasyonalist olan (Antoine) Arnauld, 'The Art of Thinking' de mantığın temel amacının açık düşünceyi dile getirmek olduğunu savunur. Bu nedenle çalışmalarda üzerinde durulması gereken en önemli noktanın doğruluğu sahtecilikten ayırmak olduğunu dile getirmektedir. Düşüncenin kesinlik ve tamlığı, yaşamın her alanı için önemlidir. Gerçeği hata ile ayırt etmek yalnızca bilimde değil, yaşamın her alanında işlerin yürütülmesini kolaylaştıracak etkiye sahiptir. İnsanlar hayatın her alanında alternatif yollarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu yolların bazıları doğru veya iyi iken, bazılarıysa yanlış veya arızalı olacaktır. İnsanların iyi ve kötü arasında yaptığı bu tercihler, zekâlarının yansıması niteliğindedir. Gerçeği ve doğruyu seçebilme özelliği, insan zihninin sahip olabileceği en önemli özelliktir."
Sayfa 98 - Yakamoz KitapKitabı okudu
Düşünebiliyor olmak değerlidir ve değerli olanın bir bedeli vardır. İnsanın düşünce ile girdiği ilişki tercihi doğurur ve bu da ödemesi gereken bedeli beraberinde getirir. Tercih, düşünebilir olmanın bedeli ve aynı zamanda da lanetidir. Tercihler insan için ne kadar önemli ise bir o kadar da tehlikelidir. Doğru olduğuna inanılarak yapılmış yanlış tercihler ölümcüldür. Bu tehlikenin farkındalığı ile nefes alan insan da kurtuluşu bencillikte arar.
Sayfa 61 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Devletler de, tıpkı insanlar gibi, zaman zaman sıkıntılara ve krizlere düşebilirler. Önemli olan böyle durumlarda doğru tercihler yapmak ve doğru insanlara görev vermektir.
Nesil
İslami toplumlarda, Batı toplumlarında çok daha önemli bir fonksiyonu olan “değer”lerin yerine “normlar” geçmektedir. Kişisel planda tercihler daha azdır. İnsanlar Riessman’ın ifadesiyle “dışa doğru” dönüktür. Ne yapmaları gerektiğini kendi vicdanlarıyla yaptıkları muhasebeden çok, toplum normlarında ararlar.
Sayfa 78Kitabı okudu
GÖZLEMDEN HAYAL GÜCÜNE
Bir Pazar akşamıydı. Babamın o akşamki okuma faslına başlamak üzereydik. Hafta başında, Monte Kristo Kontu’nu bitirmiştik. Aylar süren, asap bozucu bir serüven olmuştu bizim için. Haliyle çıta da epey yükselmişti ve derken kalelerden, burçlardan ve Fransız hazinelerinden çok uzakta, hayatında ilk defa gördüğü bir adamın
