Arap milliyetçiliğinin en önemli aktörü konumuna yükselmiş olan Mısır ve onun da milyonları etkileyen lideri Nasır merkeze alınarak yazılmış, diğer Arap devletleri ve liderleri ile olan ilişkiler yumağı açıkça vurgulanmış, güzel bir kitap.
Arap milliyetçiliği olgusunun esasında çıkarlar uğruna kullanılan bir malzeme olduğu, en nihayetinde görülebilmektir. Türklük üzerinden geliştirilen ideolojiler nasıl bir noktada tıkanıyor ve gerilemeye neden oluyorsa, aynı şekilde Arap milliyetçiliğinin de işlevselliği sadece dilde kalan bir mefkure konumuna geçiyor.
Ne yazıkki İslamın birleştirici gücünden kopan Arap devletleri, birbirinden kopuk ve kavmiyetçi, yeri geldiğinde devletçi birer politika izlemek suretiyle esasında batı ve doğu arasında git-gel yaşayan şamaroğlana dönüyor.
Neticesi ise; Filistin başta olmak üzere, ezilen halklar.. Çatışan değerler.. Bir türlü oluşturulamayan İslâm kardeşliği..
.
Öncelikle Ketebe yayınlarını tebrik ederim. Kitabı orjinal dili Boşnakçadan dilimize çevirerek mükemmel bir iş çıkarmışlar. Biliyorsunuz kitabın daha önce ingilizceden çevirilmiş bir baskısı vardı. Çevirinin çevirisi olduğu için dili çok kötüydü. Bu kitap ise harika olmuş, tekrardan tebrik ederim.
Izzetbegoviç bana göre 20. yy.'ın en büyük
Güzel kıraatli imamların ardında kılınan cuma namazlarında kalbe düşen nedamet cemresini tanıyanlar vardı orada. Bir de ahşap camilerde kılınan yatsı namazına müteakip okunan Amenerrasulü inşirahını yüreğe neşredenler. Sabah ezanları bana hep ölümü hatırlatır mesela. Nedamet, inşirah ve ölüm. Mütmain bir ölüm. Bir Cuma vakti kopacak kıyamet. Ruhun
Bilginin İslamileşmesine Girmeden İlmin Tezahürleri ne Dair
Not: İncelemenin devamı olacaktır.
İnsanın algıladığı her şeyin ilmini öğrenme isteği Hz. Adem'den beri gelmekte, potansiyelini daha da arttırmaktadır. İnsanın şartları iyileştikçe ilme talep artmakta, dinamikleştirmektedir. Allah insanı ilimle zenginleştirmiştir. Keza ilim arttıkça insanın bir bütün durumu güzelleşmektedir. İlim, insanı sürekli