Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İngiliz geleneği dünyanın en güçlü, en başarılı geleneğidir, ama aynı zamanda sanat için de en tehlikelisidir. En tehlikelisidir, çünkü en sinsisidir: Donmuş bir çöl değildir, gelenleri kovan kötü bir ev sahibi değildir, sıcak ocak ateşi ve yumuşak konforuyla insanları baştan çıkarır, ama onları ahlaki sınırlar içine kapatır, sıkıştırır ve kurallar koyar; hür sanatçı güdüsüyle geçinemez. Küflenmiş havasıyla mütevazı bir barınaktır, hayatın tehlikeli akımlarına karşı korunaklıdır; neşeli, dostane, misafirperver, burjuva memnuniyetinin şöminesinde yanan ateşiyle tam bir "yuva"dır, ama vatanı dünya, en derin arzusu sınırsız topraklar üzerinde göçebe gibi dolaşmak olanlar için de bir hapishanedir.
Şule : ayrılık: bir tür isyan-sabırsız! bir tür, ihtilal olma tutkusu yine, yürümek bir tür ayaksız bir tür, ayaksız ayağa kalkma arzusu! ayrılık : düşün ki: bir tür, sonbahardır düşlerin vardır yağmursuz, çamursuz ıslanmak, kirlenmek biçiminde! yine, bir tür, sinirlenmek sevdaların bitiminde sıkarken elini uğrunda hayatını verebileceğin kişinin ve ümit yaşar’dan “ayrılanlar için” kıpır kıpırken kulaklarında dolaşmak! dolaşmak! dalaşmak kendinle kıllı bir kadın memesini andıran İstanbul sokaklannda!
Sayfa 116
Reklam
Ayrılık: bir tür isyan-sabırsız! bir tür, ihtilal olma tutkusu yine, yürümek bir tür ayaksız bir tür, ayaksız ayağa kalkma arzusu! ayrılık: düşün ki: bir tür, sonbahardır düşlerin vardır yağmursuz, çamursuz ıslanmak, kirlenmek biçiminde! yine, bir tür, sinirlenmek sevdaların bitiminde sıkarken elini uğrunda hayatını verebileceğin kişinin *ve ümit yaşar’dan “ayrılanlar için” kıpır kıpırken kulaklarında dolaşmak! dolaşmak! dalaşmak kendinle kıllı bir kadın memesini andıran İstanbul sokaklarında!
128 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı tamamladığımda, sayfalar boyunca dolaşan bir hüzünle kaldım ve düşündüm: "Hangi diyarlara yolculuk ettim ben?" İlginç bir anlatım tarzına rastlamak gerçekten nadir bir deneyim. Olay akışı başlarda etkileyici ve gerçeküstü gibi görünse de, aslında bir rüya ve bir ışık hüzmesinden ibaretmiş. Ölümün ardında bıraktığı derin acının
Bir Hayalin Ardında
Bir Hayalin ArdındaMuhammed Tarık Koç · Hayy Kitap · 2023152 okunma
97 syf.
10/10 puan verdi
ATATÜRK BEYAZ EKMEĞE DÜŞKÜNDÜ
Mustafa Kemal 1917 Aralık ‘ında şehzade Vahdettin ile Almanya cephelerini dolaşmak için yaklaşık bir aylık seyahate çıkıyor .Seyahatten döndükten sonra tâ Trablusgarp Savaşından(1911) bu yana devam eden böbrek sancıları artık dayanılmaz bir hal alınca Viyana’da kaplıcalara bir aylık tedavi için doktor arkadaşlarının tavsiyesi ve reçete
Karlsbad Hatıralarım
Karlsbad HatıralarımMustafa Kemal Atatürk · Sesle Kitap · 202186 okunma
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Reklam
Sartre Sağ gözünü de zaten üç yaşındayken kaybetmiş.
M .C: Ya isyan duygusu? J-P.S: Kime karşı, neye karşı isyan etmemi bekliyorsunuz ki? Burada sakın stoacı bir tavır görmeyin -her ne kadar stoacılara karşı, bildiğiniz gibi, her zaman sempati beslemişsem de... Hayır, yalnızca, işler böyle oldu ve yapabileceğim bir şey yok, şu halde üzülmek için de bir nedenim yok. İki yıl kadar önce, belli bir dönem, bu şey daha da ciddileştiğinde, zorlu anlar geçirdim. Bir tür ufak çıldırmalar yaşadım. Simone de Beauvoir'la birlikte gittiğimiz Avignon'da, belli bir yerde, bir park sırasının üzerinde bana randevu vermiş bir genç kızı arayarak dolaştığımı anımsıyorum. Elbette ortada randevu falan yoktu...Şimdi, bütün yapabildiğim, olduğum şeye uyum sağlamak, bu şeyin etrafında dolaşmak, olanakları hesaplamak ve bu olanaklardan olabildiğince yararlanmak. Elbette beni asıl rahatsız eden görememek ve bu konuda, danıştığım hekimlerin söylediklerine göre, yapabilecek hiçbir şey yok. Bu da can sıkıcı, çünkü çevremdeki şeyleri yazma arzusu duyacak kadar, her dakika değilse de ara sıra duyacak kadar hissediyorum yeterince.
“Aniden gelen bir rüzgâr gibi çıktı ortaya. Plansız, hedefsiz… arzusu yok, bir isteği de… Ona bir şeyler önerdik ama tek bir şey bile yapmak istemedi. Başıboş dolaşmak mı? Hayır, onunki yavaş yavaş solup yok olmak. Hiçbir işe yaramadığını kanıtlayarak, reddettiği bir sisteme yardımcı oluyor. Onunki başıboş dolaşmak değil, solup gitmek”.
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.