Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne güzel cahildik, Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
Reklam
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, Yine ben geldim. Merak etme okuldan çıktımda geldim. Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de Onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen, Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
Memet vardı, benim bu mahrumiyet bölgesi tepede tek arkadaşımdı. doğru düzgün yaşıtımız çocuk da yoktu zaten,bi ikimiz işte.kız memet derdim, korkağın tekiydi. kurbağa yakalamayı, ağaçtan kılıç yapmayı ,ben öğretmiştim ona.ve de karınca beslemeyi ...karıncalarımız vardı yandaki arsada. önce dedim ki: uzun zaman sadece izleyeceğiz ve hangisinin
Ben top oynarken kara lastikten yapılma ayakkabı giymiş bir adamım. Ayağıma kara lastik ayakkabıyı giyebilmem için babam el arabasıyla pazarda kaç kilo domates satardı bilmiyorum, hiçbir zamanda bilemedim. Yağmurlu havalarda oluşan çamurda kayardı kara lastikten yapılma ayakkabı, birde ayağımın kenarını daima yara yapardı, kokusu ve esnekliği
Reklam
Enes Onur Aydın, Hakkari Çukurca Işıklı Karakolunda Askerliğini Yapan Birinin Sözleri.. 15 aylık askerliğimin 13 ayını dünden beri sayısız şehit düşen lanet olası yerde yaptım. Hiç moralimi bozmadım. Fotoğraftaki gibi hep güldüm. Annem, babam, ailem, arkadaşlarım beni üzülürken görmesin de üzülmesinler diye hep güldüm. Sabah kantinde sıra kavgasında şakalaştığım 3 arkadaşım, kardeşim o günün gecesi şehit düştü. Hiç bişey için ağlamadım. Yalnız kaldım, ağlamadım. Ailemden uzaktım, onları çok özledim ama ağlamadım. Ne zaman askerlikten nefret ettim biliyor musunuz? Ben 13 ay boyunca Hakkari'de bir tane bile sağlam domates yiyememişken, karakolumuza teslim olan terörist için hazırlanan kahvaltı tabağını gördüğümde. İşte o gün nefret ettim oradan. İşte o gün benim arkadaşlarımı, kardeşlerimi öldüren orospu çocuklarına verilen değeri gördüm. Şimdi içim açıyor, annem her telefonumu açtığında ağlayarak konuştuğunda o ailelerin neler hissettiğini anladım. Gencecik kardeşlerimiz 3 terörist vuracak diye şehit düştüğü için içim açıyor. Biz artık gülemiyoruz, en azından ben gülemiyorum. Birileri buna dur demeli. Birilerinin bişey yapması gerekli. Ben artık bir annenin ne olursa olsun üzülmesini istemiyorum. Umarım birileri duyar bunu, umarım birileri bir şeyler yapar. ÇÜNKÜ ARTIK VATAN SAĞ OLMUYOR..
Ben top oynarken kara lastikten yapılma ayakkabı giymiş bir adamım. Ayağıma kara lastik ayakkabıyı giyebilmem için babam el arabasıyla pazarda kaç kilo domates satardı bilmiyorum, hiçbir zamanda bilemedim. Yağmurlu havalarda oluşan çamurda kara lastikten yapılma ayakkabı kaymakla kalmaz birde ayağımın kenarını yara yapardı, kokusu ve esnekliği
Bir insanı anlamak için onu sevmek gerekir. Peki ama sevmek için ne gerekir? İşte tam bu noktada nedensizliğin arsız kuşları üzerinize pisler. Ciddiyim, bir de bakmışsınız, seviyorsunuz. Biri çıkar karşınıza, balkon yıkamanın çok güzel bir şey olduğunu söyler, seversiniz. Bir başkası çıkar, çocukluğundan beri bir gülümsemenin dudaklardan, yüzden nasıl silindiğini takip ettiğini söyler, seversiniz. Bütün çocukların okuldan koşarak çıktığını fark edip etmediğini sorduğunuzda, "Evet, üstelik kışın, paltolarını giymeden yalnızca kapşonlarını başlarına geçirip öyle koşarlar.” yanıtını veren genç bir kadını, güzel domates kesen orta yaşlı bir adamı, Oktay Rıfat'ın “bir uykuda” şiirini çok seven birini, ispirto ocağını, cezvesini ve fincanını yanından ayırmayan bir kahve tiryakisini, kızının saçlarını tarayan bir babayı, “bal kavanozu” diyemeyip “bal kavanözü” diyen bir anneyi, herkesi, herkesi sevebilirsiniz. İnsan sevilecek bir canlıdır. Gezegenimizdeki en güzel şeydir.“ -Barış Bıçakçı, Veciz Sözler
"zenginlik; sabahları poğaça yiyebilmektir. zenginlik; merdivenleri yardımsız çıkabilmektir. pencereden bakıp, yoldan geçenleri görebilmektir. her akşam kendi kapını kapatabilmektir. saçının okşanmasıdır. kolundaki saatin geleceği göstermesidir. bir sonraki hafta için plan yapabilmektir. güzel günleri bekleyebilmektir. bazen bir tabak makarnadır. bazen iki tane domates ve bir taze ekmektir. kendine inanabilmektir. zenginlik varlığından mutluluk duyabildiğin herşeydir... fakirlikse... bir kez tanıyıp, sonra yokluğunu öğrenmektir." Can Yücel
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.