Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ragif

656 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Birbirlerinden tamamen farklı, üç ayrı karaktere sahip kardeşlerin hikayesi ve tabii ki cinayetler. Bir ucu mazide olan, Kongo'ya, Belçika'ya, Fransa'ya yayılan cinayetin öyküsü. Yıllar önce seri cinayetler işleyen katin bu kitabın polis kahramanının babası tarafından öldürülerek etkisiz hale getirilmiş. Şimdi seneler sonra ölmüş seri katilin yöntemine benzeyen taklit cinayetler işlenmeye başlıyor ve işin ucu polisin ailesine kadar uzuyor. Kapsamlı bir kurguya sahip, heyecanı diri tutarak kendini okutuyor. Sonunda yarım kalmışlığın sebebi de devam kitabı niteliğindeki Kongo'ya Ağıt romanıdır. Onu da okumak gerek.
Lontano
LontanoJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20163,960 okunma
Reklam
304 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Zaman, yaşamın kendisidir Ve yaşamın yeri yürektir. Kitap başta çocuk kitapları gibi başlayıp, masalsı bir havada devam ediyordu. Fakat sonrasında duman adamların hikayeye dahi olmasıyla olaylar hem ilginçleşti, hem de romanın derinliği arttı. Yazar Momo ve arkadaşlarının hayatına duman adamların girmesiyle gerçekleşen değişimle insanlara sunulan modern hayat anlayışının aslında onları nasıl yozlaştırabileceğini, hayattan, yaşamın renklrinden soyutlayabileceğini anlatıyor. Kitabın ana fikirini çok beğendim. Zaman etrafında dönen bütün konular çok güzeldi. Özellikle hayata zaman ayıramayan insannların ayıramadıkları zamanın mazereti olarak zamansızlıktan şikayet etmeleri veya İnssanların birbirlerini dinlemeye bile tahamülü olmaması, böyle bir toplumda sadece yalın şekilde dinleyebildiği için Momo'nun diğer herkester seçilmesi. Yazarın vermek istediği mesajlara bayıldım. Dinlemenin önemini, daha fazla çalışan insnaların, daha başarılı olma çabası içindeyken hayatı ıskalayabileceğini anlatıyor. Fantastik öğeler içerse de okunması gereken kitaplardan birisi olduğunu düşünüyorum.
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201765,6bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
56 günde okudu
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Güzel kitaptı ama beklentilerimin altında kaldı. Muhtemelen sorun romanda değil beklentidedir. Efsane bir hikaye bekliyordum. Her ne kadar aşk romanı olsa da kitap Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkasyadaki değişimlerden de bahsediyor. Savaşın bu coğrafyadaki etkilerini hissediyoruz kitapta. Gençlerin arasındaki aşk, kitabın en güzel kısmı. Onların masmiyeti, birbirlerine hissettikleri duygunun saflığı, fedakarlıkları mutluluk verici. Üstüne üstelik kültür çatışmasına rağmen. Birisi Doğuyu birisi Batıyı temsil ediyor ve burada da ters kutuplar birbirlerini çekmiş. Kitaptaki müslüman cenahın kaadına bakış açısı yer yer rahatsız edici düzeye ulaşıyor. Ama dinlerle az da olsa ilgilenene herkes iyi bilir ki bu onlar için yardırganacak brir durum değil. Sorun kitapta değil, coğrafyanın benimsemiş olduğu yaşam tarzında. Laik bir ülkeden geçmişe bakınca bazı garipliklerin göze çarpması gayet doğal. Bu vesileyle ulu önderi saygı ve minnetler anıyorum
Ali ve Nino
Ali ve NinoKurban Said · Elhamra Yayınları · 20182,434 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
304 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yazarın kaleme aldığı ilk kitabı olmasına rağmen çok başarılı buldum. Hem konusu, hem anlatım şekli bakımından beğendiğim kitaplar arasına girdi. Dili, akıcılığı, hissettirdiği duygu çok güzeldi. Romanın iki anlatıcısı ve üç bölümü var. İlk bölüm ve aynı zamanda birinci anlatıcı kısımında anlatılan hikaye kelebek koleksiyonu yapan bir adamın koleksiyonuna bir insanı, bir kızı eklemesi ve onu kapattığı odada aralarında gerçekleşen diyaloglar. İkinci bölümde de kaçırılan kızın günlüğünde yazanlar anlatılıyor. Bu tür anlatım dilini çok beğeniyorum. Çünkü bu sayede olayın her iki tarafını da okuyucu olarak inceleme fırsatını buluyoruz, her iki tarafa da empati yapma şansımız oluyor.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
568 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Irkçlığın el kitabı
1924'te Münih Halk Mahkemesi tarafından hapse çarptırılan Hitler, bu kitabı cezaevinde geçirdiği zaman zarfında kaleme almıştır. Otobiyografik niteliktedir ve çocukluğunu, gençliğini, askerlik dönemlerini ve sonrasında gerçekleşen bazı siyasi faliyetlerini kapsamaktadır. Kitabı okuyan herhangi bir insanın sayfalatıdakı ırkçılığı sezmemesi resmen imkansız. Böyle bir kitap yazan adamın devamında bu tür olaylara sebebiyet vermesine şaşmamak gerek. Özellikle yahudilere karşı olan nefretinin artan bir çizgide devam etmesi şiddetli bir şekilde kendini gösteriyor. Nitekim adamın iktidara geldikte sonra yaptıklarına bakarsak yazdıklarının arkasında durduğunu hatta üstüne koyup, şiddetin dozunu arttırdığına şahit oluyoruz. Bence takdir edilmesi gereken tek bir yön var. O da Hitlerin kafasına koyduğu her şeyi neredeyse gerçekleştirmiş olmasıdır. Siyasi hayatında hep ileriye doğru bir yürüyüş var. Savaşı kaybetmesi dışında tabii ki. Bir de savaşı kazansa kim bilir neler olurdu? "Neler olabilirdi acaba?" diye merak edenler Philip K. Dick'in Yüksek Şatodaki Adam kitabını okuyabilir. Kitap diziye de uyarlandı.
Kavgam
KavgamAdolf Hitler · Olimpos Yayınları · 201910,7bin okunma
Reklam
424 syf.
9/10 puan verdi
Hayatına son vermek için tren raylarını seçen Ted birkaç kez başarısız deneme yapsa da ısrarlı bir şekilde denemeye devam ediyor. Son denemesinde orada Farukla karşılaşır. Faruk da aynı Ted gibi artık hayattan bir beklentisi olmayan, canına kıymak isteyen, bunun için de aynı Ted gibi rayların yolunu tutmuş bir adam. Hayat yolları tren raylarında kesişen bu iki kahramanımız tanışır, zamanla muhabbeti ilerletip birbirlerine hayat hikayelerini anlatırlar. Yazarın bir diğer kitabı olan "Bu Şehirde Kimse Yok Mu"da da olduğu gibi bu kitabın da en etkileyici yerleri ikili arasında gerçekleşen diyaloglar. Özellikle Farukun hikayesi daha etkileyiciydi, çünkü bu hikayenin en önemli kısmı Bosnada yaşanan katliamlar ve insanlık suçlarıydı. Kitabı okumadan önce bazı eleştirileri okuma fırsatı bulmuştum. Yazarın daha çok dini konulara bağlı kaldığını ve bu sayede okuru etkilediğinden bahsediyorlardı. Haklı olabilirler belki, yer yer ben de farkettim bu durumu ama genel itibariyle o açıdan bakmadım konuya. Okur kitabı okurken kendisinden bir şeyler bulabiliyorsa satırlarda, okuduğu kitabı bitirince haznesine herhangi bir şey koyabiliyorsa eğer, önemli olan budur bana göre.
Relslər Üzərinə Uzanmış Adam
Relslər Üzərinə Uzanmış AdamRövşen Abdullaoğlu · Qədim Qala · 20201,036 okunma
448 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Yaşadıkları travma sonucunda hayatlarını devam ettirmekte zorlanan bazı hastalar, bu durumdan kurtulmak için bir psikiyatr olan Dr. Stein'in yanına gider. Doktorumuz da özel yöntemle hastalardaki bu travmaya sebep olan anıyı hafızasından silerek onlara yardımcı olmaya çalışıyor. Ama bir sorun var, doktorun yardımcı olduğu hastalar garip bir şekilde kendilerini öldürmeye başlıyor. Serinin dedektifi olan Frost da bu davayı çözmeye çalışıyor. Farklı bir konu, merak ettirdi devamında ne olacak diye. Kafamda oturtmakta zorlandığım bazı kısımlar olsa da genel olarak güzeldi, keyifle okudum. Son olarak, psikiyatr Dr. Stein bana birini hatırlattı. Önüne gelen kim varsa kandırdı doktoru. O da bizimki gibi sürekli "kandırıldım ey halkım" deyip durdu :)
Psikoterapist
PsikoterapistBrian Freeman · Panama Yayıncılık · 2018439 okunma
504 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Almanyanın başkenti Berlinde, bir apartman dairesinde, Antik Yunanın baş tanrısı Zeusun portresinin önünde göğsü açılıp kalbi çıkarılan sonra da o kalbi eline tutuşturulan kurbanla başlıyor kitap. Cinayetin mitolojik süslemesi var, hatta devam eden cinayetleerde de bu süslemeler dikkat çekiyor. Ahmet Ümit diğer birçok kitabında olduğu gibi burada da yine bazı toplumsal sorunlara değinmiş. Yeniden popülerleşen sağcı hareketler, Almanyadaki neo-naziler, bunlardan nasibini alan göçmen Türkler. Kitap gerek polise yönüyle, gerek mitolojik hikayeleriyle sürükleyici bir roman olmuş. Her ne kadar ilk dört beş mitoloji hikayenin dışındakilerin konuyla bir bağlantısı olmasa da. Devamında Heraklesi değil de Hephaistosu anlatsaydı daha güzel olabilirdi bence. Çünkü o tarafta kendini baş tanrıya ispatlamaya çalışan bir evlat figürü vardı.
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,4bin okunma
207 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Kitap sadece mektuplarda oluşuyor. Büyük şair Ahmed Arif'in sevdiği kadına, bir diğer şair, Leyla Erbil'e yazmış olduğu mektuplar. Mektuplarda aşk var, hasret var, hüzün var, yer yer sitem var, çaresizlik var. Ahmed Arif bazen sevdiğinin ne yapmak istediğini, nasıl olduğunu öğrenmek istemiş, bazen yaptıklarını, yapmak istediklerini, nasıl olduğunu, günlerinin nasıl geçtiğini anlatmış Erbile yazdığı mektuplarda. Sadece şairin duyguları değil aynı zamanda o dönem gerçeklerşen bazı siyasi olaylarla, düşüncelerinden dolayı yaşadığı zorluklara, uğradığı hapislerle ilgili de bilgi ediniyoruz. Ahmed Arif'in tek bir kitabı var, o da Hasretinden Prangalar Eskittim. En sevdiğim şiir kitaplarından biridir. Bazen insan merak eder ya şair bu şiirleri nasıl yazmış, kime yazmış diye. İşte bu kitabın sayfalarını çevirip, sevdiğine yazdığı mektupları okuduğumuz zaman anlıyoruz o şiirlerin nasıl yazıldığını.
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
162 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Hayata, siyasete, topluma farklı gözle bakan yazar laflarını esirgemediği için koskocaman dünyada kendine yer bulamaz bir türlü. Aynı zamanda bir doktor olan Wilhelm Riech ünlü psikanaliz Freud'un öğrenci. Naziler zamanında Almanya'dak yaşayan Wilhelm'in yazdıkları nazilerin dikkatini çekince çeşitli baskılara maruz kalır ve ülkeden kaçıp Amerikaya yerleşir. Aykırı düşünceleri oradakilerin de dikkatini çeker ve tutuklanarak hapse atılır. Orada da ölür. Baştan sona kadar yoğun bir şekilde eleştiri içeriyor. Kadını, erkeği, toplumu, düzeni, siyaseti, ahlakı kısaca her şeyi. Toplumsal yozlaşmalara sessiz kalmamayı tercih etmiş yazar ve asıl derdi de sessiz kalanlarla. Kitapta kendimizden, içinde bulunduğumuz zamandan örnekler buluyoruz bolca. Yıllar geçse de pek bir şey değişmemiş demek ki. Küçük adam küçük olduğunun farkında değil hala.
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Doruk Yayınları · 201113bin okunma
Reklam
210 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yu Hua Fugui ile derdin ne senin? Önce nefret ettirdi, sonra nefret ettiğimiz için vicdan azabı hissettirdi, sevdirdi, en sonunda da düştüğü hale ağlattı. Kitabın anlatıcısı köyleri gezen bir ozan. Bu ozan günlerden bir gün köyde yaşlı öküzüyle tarlayı süren yaşlı bir adama rast gelir. Merak edip yanına yaklaşıyor, konuşmaya başlıyor. Ve bu adam, yani Fugui hayat hikayesini anlatıyor. Yazar hikayeye Çinde gerçekleşen siyasi değişimleri de güzel bir şekilde yedirmiş. İmparatorluktan Cumhuriyete, Cumhuriyetten de şu anki Komünist düzene geçiş süreciyle ilgili az da olsa bilgi ediniyoruz. Özellikle "Kütlür Devrimi" nde halkın ne tür zorluklarla mücadele edip, yaşamaya çalıştığını öğreniyoruz. Kitabın adı Yaşamak evet ama okuduğuz roman yaşamak mıydı, tutunmak mı yoksa her koşulda uyum sağlamak mı emin değilim. Elimden bırakmak istemediğim bir kitaptı. Dili sade ve akıcıydı. Kalemini de çok beğendim, bence çevirisi de güzeldi. Kırsalda geçen yaşam mücadelesinden yola çıkarak hikayeyi Cengiz Aytmatov veya Cengiz Dağcı romanlarına benzettim.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633bin okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
O kadar çok not aldım ki, neredeyse bütün kitabı. Her sayfa ayet veya hadis dolu. Kitapta sadece İslam kaynakları mevcut. Hadisler de bütün İslam alemi tarafından kabul gören sahih hadisler. Kısaca kitap İslamın kadına nasıl baktığını anlatıyor. O kadın ki, toplumun yapı taşıdır. En temeli, vazgeçilmezi. "Yaratma" kabiliyeti olan, geleceği şekillendiren. Bir de dinler nasıl bakıyor bu konuya onu okuyup öğrenmek gerek. Peygamberden önce nasıldı, sonra nasıl oldu? Gerçekten denildiği gibi yaşam hakkı mı verdi, bazı haklar mı sundu, yoksa var olanı da mı elinden aldı? Dinlerin tarihsel süreçde nasıl etkili olduğunu, neredeyse her savaşa yön verdiğini, yaşam bçimlerimizi belirlediğini vs tarihle biraz olsun ilgilenen herkes bilir. Din kendisiyle beraber bir medeniyet de getirdiği için tabii ki hayatımızda önemli bir yerişgal eder. Kiminde azdır, kiminde çok, kiminde hiç yoktur, kiminin hayatının tamamı dindir. Haliyle, bizler için bu kadar önem arz eder bir şeyi ne kadar biliyoruz, ne kadar araştırıp inceliyoruz diye soruyorum bazen kedinme? Cevap çok basit: çok az vey hiç. En fazla kulaktan dolma bilgilerdir, herhangi bir dayanağı olmayan hikayelerdir, hurafelerdir. Sağda solda misyonerlik yapan arkadaşlar, sabah akşam dini kitaplardan alıntı paylaşan arkadaşlar, ne okuduz? Ne kadar okudunuz? Ne kadar incelediniz tarihi metinleri? Ee madem bu kadar önemli neden kayıtsızsınız dinlerinize karşı? Doğru düzgün mü öğrenseniz acaba?
Kur'an'da Kadın ve Hz.Muhammed'in Hanımları
Kur'an'da Kadın ve Hz.Muhammed'in HanımlarıArif Tekin · Berfin Yayınları · 2013101 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Yazar İkinci Dünya Savaşı sırasında anti Nasyonal Sosyalist görüşe sahip olmasına rağmen genç yaşta savaşa gönderilir. Doğu cephesinde Ruslarla savaşta istemeyerek de olsa yer alır. Fakat rahat durmaz ve cephedeki aykırı düşüncelerinden dolayı aylarca hapiste kalır. Ta ki Almanya savaşta yenilene kadar. Hastalıklarla, yıpranmışlıklarla, psikolojik çöküntüyle savaş hattından evine dönen Borchert, hem kendi sefaletini, hem de savaş sonrası tükenen Alman toplumunun durumunu özetleyen bir oyun kaleme almış. Savaşın yazar üzerinde tahribatı o derecede derin ki, yazdığı oyunun yayınlanmasını bile göremeden hastalığı sebebiyle çok genç yaşta hayata gözlerini yumar. Okuduğum en güzel savaş karşıtı eserlerden bir tanesi, belki de en iyisi. Çok beğendim. Özellikle oyunun kahramanı Beckmann'ın Allahla ve binbaşıyla olan diyalogları çok iyiydi
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Livaneli bu kitabında arkadaşı ile olan küçük bir yolculuğu anlatıyor. Arkadaşı, aslen Kayserili Rum bir ailenin çocuğu olan, Osmanlı döneminde Kadıköy'de doğan, küçük yaşlarda ailesiyle birlikte Amerikaya taşınan, ünlü yönetmen Elia Kazan'dır. Ünlü yönetmenin hayatı, başarıları, onunla olan arkadaşlık ilişkileri, yolculukları ile ilgili bilgi verirken, bir yandan da ülkeler, kültürler ve dinler arasında çekilen sert çizgilere dikkat çekiyor. Zaman zaman konuyla ilgili eleştirilerini bizlere aktarıyor. Benim için kitabın en güzel tarafı buydu.
Elia ile Yolculuk
Elia ile YolculukZülfü Livaneli · Karakarga Yayınları · 202010,8bin okunma
408 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Romanın kahramanı Londra'da yaşayan, annesi ingiliz, babası Türk bir kadın olan Karen Kimya Greenwood. Hikaye kadının yaptığı uçak yolculuğuyla başlıyon. Londra'dan başlayıp Konya'da bitecek bir yolculuk. Kahramanımızı, aynı zamanda babasının memleketi olan Konya'ya götüren sebep onun sıgorta eskpertizi olması ve müsteriye ait bir otelde çıkan yangın olayını incelemek için görevlendirilmesi. Hikayenin devamında gerçekleşen polisiye olaylar, Kimya hanımın başından geçen "fantastik" maceralar hikaye akışını daha güzel hale getiriyor. Mevlevilik ile ilgili bilgiler de Ahmet Ümit tarafından romanın temeline oturtulmuş. Bir yandan Kimya hanımın başından geçen olayları okurken, bir yandan da Şems ve Mevlana'nın hikayesinden bazı bölümleri okuyoruz. Kitabın sonlarına yaklaşırken havada kalan bazı konular olduğunu düşünmüştüm. Fakat son bölüm o düşüncemi önemli ölçüde nötrleştirdi.
Bab-ı Esrar
Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201836,1bin okunma
230 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.