Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kamal Magsudlu

Kamal Magsudlu
@drkamal
Koşulları siktir et,ben kendi fırsatlarımı kendim yaratırım...
Doktor
Lisans
Ankara
Baku/Azerbaycan
5 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
456 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
39 günde okudu
Son Cüret
Son CüretYılmaz Özdil
9.2/10 · 2.947 okunma
Reklam
Mustafa Kemal Duatepe'ye geldi, gece vaktiydi. Kolordu kurmay başkanının hazırlattığı yemeğe oturdular. Yer sofrasıydı. Cılız bir tavuk, dört beş dilim ekmekten başka bir şey yoktu.Kurmay başkanına döndü.... "Askere ne verdiniz?" diye sordu. Hık mık ettiler. "Buğday kavurması tedarik ettik" filan diyebildiler. Ayağa kalktı. Tek kelime etmeden, çıktı gitti. Ne tavuğa el süren oldu, ne ekmeğe.. O gece hepsi aç yattı.
Istifa ettiğinden beri, askeri üniforma giymemişti. Sakarya Savaşı'nı sivil kıyafetle yönetmişti. Tarihteki ilk sivil mareşal'di! Gazeteci Ruşen Eşref in hatıralarına göre... "Savaşı sivil spr kıyafetiyle idare edip kazandıktan sonra, böğrü ağrıya ag sancısından adeta düşe kalka yürüyerek, kimseye haber vermeden, karşılama töreni beklemeden, alkış beklemeden gündelik işini görmekten dönüyormuş gibi, yıpranmış bir vilayet taksisi sanılacak Ford otomobilin sadeliği içinde, ellerinde güderi eldivenleri, o sivil kıyafetle Çankaya'ya dönmüştü. Şehir girişinde karşılamaya gelenler yetişememişti. Tebrik etmek için Köşk'e koşturanların gülümseyerek ellerini sıkıyordu. Komutanlığını tartışma konusu yapanları alay ederek, "ben galiba şu askerlik işini fena yapmıyorum diyordu!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Halide Edip, kaburgası kırık Mustafa Kemal'i şöyle anlatacaktı: "Bir zabit beni karargaha götürdü. Köy yolları karanlık ve çamur içindeydi Geceyarısıydı. Muhafızlar kapıdaydı Tek gaz lambası yanan bir Anadolu odasıydı, girdim. Mustafa Kemal Paşa koltuktan güçlükle kalkmaya çalıştı. Kaburga kemikleri ağrılar içindeydi. Safa geldiniz hanımefendi dedi. O mütevazı odada, bir millet yaşasın diye ölmeyi göze alan kararı temsil ediyordu... Ne saray, ne şöhret, ne herhangi bir kudret, onun o odadaki büyüklüğüne yaklaşamazdı. Paşa'ya doğru kalbimde mutlak bir hürmetle yürüdüm, elini öptüm
26 Ağustos 04:30da paşanın çadırına girmeden Mustafa Kemalin dua ettigini duydum: Allahım sen bu ordunu muzaffer eyle...
Reklam
Saat geceyarısını geçmişti ... Ziraat Mektebi'nin ikinci katındaki odasında uykuya dalmak üzere olan Mustafa Kemal, merdivenlerde tikin duydu. Yatak odasının kapı kolu hafif hafif dönmeye başladı. Elini yastığının altına soktu, revolverini hazırladı Kör karanlıkta, üç kişi, parmak uçlarına basarak içeri süzülüyordu. Tabancasını doğrultarak ayağa fırladı, "kimsiniz?" diye bağırdı. Suratlarına doğrultulmuş namluyu görünce paniklediler... Gerisingeri, merdivenlerden düşercesine kaçmaya başladılar.
Şeyhülislam Dürrizade Abdullah efendi'nin fetvasına göre... Mustafa Kemal "padişahın sadık tebasını yalanlarla aldatıyor"du. "Dinimizin emirlerine aykırı olarak maddi çıkar sağlıyordu. "Masum kulların mallarını gasbediyor" du. "Hilafet makamının gücünü zayıflatmaya çalışıyor" du. "Yüce İslam hilafetine isyan ediyor" du. "İslam'ın yüce kuralları gereğince öldürülmesi meşru ve farz"dı. "Müslümanların adaletli imamı halifemiz Vahdettin han hazretlerinin etrafında toplanıp, Mustafa Kemal'le savaşmak vacip'ti.Kuvayı Milliye'nin katledilmesi "farz"dı.Kuvayı Milliye'yi öldürenler "gazi"ydi.Kuvayı Milliye'ye karşı cihat ilan edilmişti! Bu fetva onbinlerce kopya çoğaltılarak, Yunan ve İngiliz uçakları tarafından Anadolu şehirlerine atıldı. İngiliz zırhlıları tarafından Karadeniz ve Akdeniz limanlarında sandık sandık dağıtıldı.
Büyük Türk milleti, onbeş yıldan beri giriştiğimiz işlerde başarı vadeden çok sözlerimi duydunuz. Mutluyum ki, bu sözlerimin hiçbirinde milletimin, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.
Kafalarında geleceğe dair milyon tane endişeyle sessiz sessiz giderlerken, Mustafa Kemal mırıldanmaya başladı... Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar. Güneş ufuktan şimdi doğar, Yürüyelim arkadaşlar! "Siz de söyleyin" diye seslendi. "Yorgunluğunuzu alır, güç verir."
Uzuuun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı. Adeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı. Ulusun kader anıydı. Söylenecek ne varsa söylenmişti. Söz bitmişti. O çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı. "Vakit tamam" dedi... "Umutsuz olmayacağız. Uçurumun kenarındayız. Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar. Son bir cüret belki kurtarabilir. Anadolu'ya geçiyoruz!"
Reklam
688 syf.
·
Puan vermedi
Nutuk
NutukMustafa Kemal Atatürk
9.7/10 · 27,4bin okunma
Ama bağımsızlığı ve ulusal varlığı yok eden ve ulusun yaşamını tehlikeye düşüren işgal, cana kıyması ve her türlü saldırıları gibi, İzmir yöresinde görülegelen olayların ve benzerlerinin baş göstermesine karşı ne ulusun coşkusunu ve vicdan sızlamalarını, ne de bundan doğan ulusal gösterileri engelleyip durdurmak için kendimde ve hiç kimsede hiçbir güç göremeyeceğim gibi bu yüzden ortaya çıkacak olayların karşısında da sorumluluk yüklenebilecek ne komutan, ne sivil yönetici, ne de hükümet düşünürüm. Mustafa Kemal
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.