Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kader

Kader
@dstnylion
Ege Üniversitesi
İzmir
15 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun? Bütün hayatımca bu cam kırıklarını beyin zarımın üzerinde taşımak ve onları oynatmadan son derece hesaplı düşünmek zorundayım.
Sayfa 335Kitabı okudu
Reklam
Neden isteğini düşünmezsen, dileğinin yaratacağı sarsıntıya dayanabileceksen isteğine kavuşuyorsun.
Sayfa 215Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aylak Köpek
Pat’a en çok işkence eden şey, kimse tarafından okşanmamaktı. Sürekli itilip kakılan ve küfredilen bir çocuk gibiydi. Yine de ince duyguları tümüyle sönmüş değildi. Hele hele acı ve işkence dolu yeni yaşantısında öncekinden çok gereksinimi vardı okşanmaya.
“Aşk bir suçtur. “ dedi. “Ama olmaması daha büyük bir suçtur.”
Sayfa 400Kitabı okudu
Reklam
Neden kendimizi anıtlaştırmayı bu denli çok isteriz? Daha yaşarken bile. Yangın musluklarının dibine işeyen köpekler gibi varlığımızı ispat etmeye çalışıyoruz. Fotoğraflarımızı, diplomalarımızı çerçeveletip asıyor, gümüş kaplamalı bardaklar kullanıyor, yatak çarşaflarına adımızın baş harflerini işliyor, ağaçlara ve tuvalet duvarlarına isimlerimizi yazıyoruz. Hepsini aynı dürtüyle yapıyoruz. Bundan ne elde etmeyi umuyoruz? Alkış, gıpta, saygınlık? Yoksa yalnızca ilgi mi çekmek istiyoruz, ne tür olursa olsun ilgi mi istiyoruz?
Sayfa 133Kitabı okudu
Ama bazı insanlar neresinin acıdığını söyleyemez. Sakinleşemez. Hiçbir zaman ulumayı kesemez.
“... Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır.”
Sayfa 135Kitabı okudu
“.. başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim...”
Sayfa 135Kitabı okudu
“Ey dağların, denizlerin öbür tarafındaki insanlar, siz ki mavi göğün altında yaşıyorsunuz, savaş sizin neyinize gerek? Ben toprağım, bana bakın! Ben herbiriniz için aynıyım ve siz de benim gözümde eşitsiniz. Benim için önemli olan sizin sözleriniz değildir. Ben sizin dostluğunuza muhtacım, çalışmanıza, beni işlemenize! Saban izine bir çekirdek, bir tohum tanesi atın, size yüz katını vereyim, küçük bir fidan dikin kocaman bir çınar vereyim! Evler kurun, temel olayım! Üreyin, çoğalın, hepinize güzel bir barınak olayım! Derinim, yükseğim, büyüğüm, ucum bucağım da yok.. hepinize yeterim ben...”
Reklam
İçindeki karanlıkta bir kıvılcım çaktı ansızın, darmadağın ruhunun tüm ateşini hemen bu kıvılcıma yöneltti. Bir düşünceydi kıvılcım: Kendini öldürmek bir işe yaramayacaktı; şu sıra canına kıymak, kendini parça parça doğratıp yok ettirmek hiçbir değer taşımayacak, boşuna zahmet olacaktı. Buna karşılık ıstırap çekerek kahır ve çileler ve gözyaşlarıyla pişmesi, yiyeceği darbelerin, çekeceği acıların örsünde dövüle dövüle tava gelmesi iyi olacaktı, esenliğe kavuşturacaktı kendisini.
Olgunlaşmak! Eza ve cefalarda bir güzel pişip kızarmak, iyice kavrulup kebap olmak, bir şeftali içindeki çekirdek gibi olgunlaşıp ölebilmek!
Bütün acılarına karşın dişini sıkarak; gücünden, direncinden, onurundan geri kalan ne varsa bir araya getirerek balığın inadına karşı hazırlandı.
Sayfa 101Kitabı okudu
İlim ve okumak niye hayatta işe yaramaz biliyor musun? Okursan, yine para babalarına uşak olursun da ondan.
Belki bir yerlerde, bir köşelerde kuş alıp salıverecek kadar yüreği yufka birkaç insan kalmıştır, kim bilir, belki.
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.