-- Bütün müşterilerim, hizmetkarlarının kendilerini soyduğunu düşünen zengin ve yaşlı dul kadınlar...
+ Paranın laneti....
+ Gündüzleri kazandıkları para ne kadar çoksa, o parayı kaybedecekleri korkusu geceleri o kadar fazla oluyor....
Kadın erkek eşittir güya hak defterinde, Boşandığında da kadına dul derler, Yazmaz erkeğin kimliğinde,
Yemeğin tuzu yoktur, gömlek ütüsüzdür diye katlanır her türlü köteğe,
Öyle erkekliği tarladaki böcek de yapar, sokaktaki köpek de.
~F.A~
Hiroshi Teshigahara’nın Kobo Abe’nin eserinden uyarlamış olduğu “Kumların Kadını” filmi, Japon sinemasının - bana kalırsa- en özgün yapıtlarından biridir. Böcek bilimci olan Eijii Okada, kumlarla kaplı olan isimsiz bir mıntıkada üç günlük gezintiye çıkıp bulunması zor bir böcek türünü aramaya koyulur. Bir eserin sıçrayışı, beklenmedik bir olayın
"Kendi özgürlüğüme çok değer veriyorum ama sizin özgürlüğünüzü daha da çok önemsiyorum. Hapse girdiğimden beri pek çok kişi öldü. Pek çok kişi özgürlük aşkı uğruna acı çekti. Bunu onların dul eşlerine, yetimlerine, onlar için acı çeken ve ağlayan annelerine ve babalarına borçluyum... Bu uzun, yalnız ve boşa harcanan yıllarda sadece acı çekmedim. Ben senin kadar hayatı seven biri değilim. Ama insanların doğuştan gelen özgür olma hakkını satamam... Yalnızca özgür insanlar pazarlık yapabilir. Mahkumlar sözleşme yapamazlar. Senin özgürlüğün ve benim özgürlüğüm ayrılamaz." ~ Nelson Mandela
ALLAH’ım! Ümmetin suskunluğunu Sana şikayet ediyorum!
Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah!..
Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!..
Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim!..
Tek isteğim benim gibi,
youtu.be/Off7SDC-PSI
Emirdağı birbirine ulalı
Altın yüzük parmağına dolalı
Burnun mu büyüdü gelin olalı
Kız iken sevdiğim sen değil misin
Emirdağı bir gitmeynen yol olmaz
Altın yere düşmeyinen pul olmaz
Fadime'yle bir gececik yatmaynan
Adı çıkar ama kendi dul olmaz
Emirdağ'ına da kara gidelim
Ayvadan usandık nara gidelim
Buranın güzeli gönül eylemez
Gönül eyleyecek yere gidelim
Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git...
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!
Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı
Andırıyor ışıksız evinde pencereler.
Biraz yeşermek için beklesin artık kışı
Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.
Bir sarı yaprak gibi
Ulana Khomyuk: Vasily İgnatenko ismini duydun mu?
Boris shcherbina:Hayır
Ulana Khomyuk: İtfaiyeciydi. Kazadan iki hafta sonra öldü. Dul karısını takip ediyorum.Doğum yaptı. Bir kız. Bebek sadece dört saat yaşadı. Radyasyonun anneyi de öldüreceğini ama bebeğin soğurduğunu söylediler. Kendi bebeği. Çocukların, annelerini korumak için ölmeleri gereken bir ülkede yaşıyoruz.
🎬 Çernobil