Nasıl olabiliyor da dün Mutlu Hatta gün içinde mutlu olup da gece ansızın üzülebiliyor insan ya da nefes alamıyor olabiliyor dışarıdaki rüzgarın yüzüne çarpması dahi İçindeki sıkıntıyı hafiflettirmiyor Bu yüzden anlamıyorum ben yani mutluluğun ne kadar geçiş olduğunu üzüntünde ne kadar boş olduğu bu dünyadayız.
Korkunun Krallığı
Geceleri bir ıslık Penceremin altında birileri Beni çağırıyorlar (yoksa yanılıyor muyum) Koşup bakıyorum kimseler yok Sarayburnu’nda sis düdükleri Mektuplarım kayboluyor posta kutusundan Birileri çalıyor ama kim
Reklam
W. R. S. Ralston
W. R. S. Ralston
-
Rus Masalları
Rus Masalları
Bir zamanlar ülkenin birinde üç oğlu olan ihtiyar bir adam yaşardı. Oğullarından ikisinin aklı başındaydı fakat üçüncüsü budalanın tekiydi. Yaşlı adam ölünce oğulları, mallarını paylaşmak için aralarında çöp çektiler. Kurnaz olanlar her türlü güzel şeyi kaparken aptal olanın payına bir öküz düştü. Üstelik kemik torbası bir
500
500.gün... Evet sevgili 500 gün oldu. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorum. Daha geçen ayrılmıştık ve de ben bisikleti yokuşa sürüyordum, daha geçen ayrılmıştık bir durak önce inip Kız Kulesinin arkasındaki Galata Kulesini izliyordum, daha geçen ayrılmıştık ansızın senden bir mesaj gelmişti bana, daha geçen gün bahçeden odaya çıkıp anlayabilmen
Dün gece saçlarının hayali ile başbaşa oturuyorduk. Ansızın ay ışığı geldi, meclisimizi bozdu. Damağına gam ve hasret zehri bulaşan adam, hayatın zevk ve safâ lokmalarını isteyerek yemedi. Bu fani alem beni ıztıraptan ıztırâba atıyor. Yoksa ben dünya gamı çekecek adam değilim.
Gölgeymiş Sınırlar
Sınırlar gölge düşürür bu gök mavi kuşağı günlere İsa'nın uykusunda sarar hırkasını Meryem senden kalma dünün acılarına! Bahar ortası, akan zamansızlıkmış ağına takmış gider günler, boğulurcasına gölgelerle. Akşamlar akşamlara kaçıyordu yolumdan, gecenin koyuluğundan belliydi gölgelerdi salan karanlığı. İç sancısı anılarla, yasak alevlerle buğulaştı evren dün gece ansızın. Ancak hala yanmakta gözlerin ışıl ışıl gölgenle! Aynılar bizi ayırdığında siper olurum karanlıklara en derinlerden, sinerim dününe. Ufuklar nice korkular salar her bedenden, sorgusuz. Ben yitirdim kendilerini ta dibinde o ölümlerin Umursar mı geceler sahte olsa da sürgün siyahlar? Beynimin labirentlerinde savaşlar izlemekteyim yetim saatlerde Önümdeler gözlerin, antik gömü misali sevinciyle ve bir tepeden yüksekçe saçlarınla!
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.