Gyges’in Yüzüğü, Sosyal Medya ve Ahlak Felsefesi
Sosyal medya ve artık her adımda bulunan kameralar ile birlikte sanki Gyges’in Yüzüğünün bir versiyonunu takıyoruz gibi. Ama bu sefer bu yüzük bizi herkese görünür kılıyor. Saklanma ihtimalimiz yok. Gelip geçenin göz attığı bir vitrindeymişiz gibi. Yani. Artık bilmeyen yoktur. Dijital çağda sürekli
Hani o iki kişilik dünyalar bizimdi
Hani sen iyiydin
Halden anlardın
Hani sen git demiyecektin bana
Ve ben herşeye rağmen gelecektim
İçimde bir umut
Ellerimde olgun meyvalar
Dünya nimetleri
Gözlerimde yanıp yanıp sönen bir pırıltı
Ama ne sen gel dedin
Ne de ben gelebildim herşeye rağmen
Aşkımız ayrılıklarla başladı.
Biliyorum bu yollardan gidenler dönmedi geri
ve her hatıra unutmak çukurunda,
ayakların sövdüğü su birikintisi.
Dünya budur işte elle tutulmayan hayat,
bütün koşullara rağmen yağmayan hayal
doğmayan umut sevilmeyen gam.
"Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde."
Bu dünya için anlatmaya değer mi?
Nefretim eylemsiz kalışımın izahı gibi
Aklım almıyorsa kalbim anlıyordur
Nitekim Orhan Veli'nin öldüğünde cebindeki şiir
youtu.be/NcHDWo960hY?si=...
UÇMAĞA
Boğazlarken insanı
İnsan denen canavar
Yeryüzünden uzağa
Gitmeyende kabahat
Arzum böyledir benim
Dar elbisedir dünya
Bekleyenim var orda
Gitmeyende kabahat
Eminim, imanlıyom
Orası daha rahat
Geri dönen yok ordan
Gitmeyende kabahat
Deli Filozof