" Sevdiği herkesi hayal kırıklığına uğratmadan dürüst olamayacağını hissediyordu. Bu onun için korkunç bir açmazdı. Sanki dünya onu mutsuz etmek için vardı. "
Kamp yatağı omzumuzda
alüminyum tabak torbada
bütün evimiz barkımız koltuğumuzun altında
bütün dünya sırtımızda. Yürüyoruz.
Bazen ekmeğin üstünden yakınıyor
bazen sigara dumanının arkasına saklanıyoruz
bazen birlikte bekliyor
bazen ayrı ayrı korkuyoruz.
Çok uzun yok katettik.
Bu saatte kim gelebilir.
Dünya bir şeylerin olabileceği ve cezasız kalabileceği bir yerse... Gerçek buysa... Cümlesini tamamlayamadı.
"Öyleyse ne olacak? Burada yaşamak istemeyecek misin artık? Ya dünya gerçekten öyle bir yerse?"
Sabreden karşılığını Allah'tan bekler. Oysa geçip gidecek olan dünya nimetlerine bel bağlayanlar dayanıksız olurlar. En küçük sıkıntıda isyan ederler. Sıkıntıdan kurtulmak için en ufak bir imkan bulurlarsa ruhlarını bile satmaktan çekinmezler.