Hayallerini özledim
Öyle sessiz
Öyle karanlık gecelerde
Yüreğimde derin bir yara
Kalbimde sevginle
Sırtımda bir hançer
Nefes aldırmıyor
Seni unutmak mı
Belki onuda ölüm ayırıyor...
NKRGN
Liebmann, ilk kez bir yılını kaybettiğinde uğradığı o değişimi çok iyi anımsıyordu. Aşırı ancak sonuçsuz çalışma isteği o günlerde ağır ağır zayıflamış, can sıkıcı bir lakaytlığa dönüşmüştü; edebiyata ve sanata duyduğu ilgi ansızın zorla kesilmiş ve bu darbenin acımasızlığını bedeninde en derinden hissetmişti. Çalışma azmi gitgide sönmüş ve zihni verimsiz düşlerin hayal dünyasında yitip gitmişti; bu düşler merkezine daima Liebmann'ı oturtuyor ve güçsüzlüğünden dolayı yaşamında asla erişemediği binlerce biçim ve kazanımla gözünü boyuyordu. O da böylece ağır ağır çökmeye ve avarelik yapmaya başlamıştı. İkinci kez bir yıl daha kaybettiğinde neredeyse hiçbir şey hissetmemiş, ancak çökmeye başladığını ve bunun önüne geçemediğini sezmişti. Yirmi bir yaşında hala lise sıralarında oturuyor olmak, üstesinden gelemediği ve ona her şeyi unutturan tek acıydı.
Yalnızlığa ihtiyacım var
Birazda gözyaşına
Bir kaç sayfa boş kağıt
Mürekkebi akan bir kaleme
Derdimi yazacakken
Dökülsün en ummadık yerde
Kağıdıma mürekkep
Yanaklarıma yaşlar teslim olsun
Unutamadım seni
Her zerren aklımdayken
Gidemedim kendimden
NKRGN
Yine ben geldim SARE
seni özlediğime kimse inanmıyor
Senden başka kimse yok kalbimde
Her geçen güne çentik attım kalbime
İçim paramparça bilmesen de
Ah be sare
Gelsen ya keşke
NKRGN