Ortaokuldayken başladığım bir seriydi. Serra ile başlayan artık son 2 kitaptır Seline gelen güzel kitap... Kitaplığımın ilk kitaplarından.. Her genç kızın kitaplığında olması gereken bir seri...
Ama teninin taze yasemin kokusu hafifçe içime nüfuz ettikten ve o aşk dolu kadehteki sütü içtikten sonra, ruhumda insanüstü hazların tadını ve umudunu hissettim;
Balzac demek abartı betimlemeler demek galiba. Ama her şeye rağmen aşkın saf ve çocukça yaşanması gerektiğini, aşkın yerinin beden değil, ruh olduğunu bir kez daha kabul ettirdi bu kitap...
Benim kişisel menkıbemi geliştirmemde o kadar yardımcı oldu ki bu kitap... Bu kitaba okumaya başladığım andan itibaren hayata olan o bakışım, yaşayış tarzım o kadar anlamla doldu ki... Kitaptaki öğütler o kadar çok hoşuma gitti ki. Başucu kitabım olarak kullanabileceğim bir kitap...
Karışım ne kadar kudretli olursa olsun, büyü ne kadar iyi örülürse örülsün kurbağa uçmaya, fare de sokmaya çalışıp duruyordu. Dönüşüm sadece bedenleri etkiliyordu, zihinleri değil.
Asla fantastik okumam diyen beni yanılgıya düşüren güzel kitap... Bence içindekiler size çok güzel şeyler anlatacak. Cümlelerin içinde sırlar saklı. Ya da ben öyle çıkardım. Okura bağlı...
Arif sürekli bir arayış, yenilikler peşinde... Müzeyyen anın kadını... Arif bu yüzden mutlu olamıyor ya, en çokta bu üzdü beni ve bazı okurları. Kitap yarım geldi. Halk ağzıyla yazılmış ama bir o kadar edebi bi eser. Sanki biraz açıklayamadım. Ama olsun. Hikayenin içinden bir tane daha hikaye çıkıyor. O kadar büyülü... Keskin geçişleri veya karmaşıklığı nasıl anlarsanız o, sizi çok düşündürüyor...
Okumaya başladığınız anda sizi içine çeken bir kitap... Yazarın anlatımına aşık olduğum bir kitap. İdam cezasına karşı yazılması ayrı bir güzeldi. Okuduğuma asla pişman olmadığım kitaplardan.