Kurtuluş, ancak çalışıp çabalayarak varılacak bir merhalenin adıdır. Oturup Mehdi beklemek inancı, İslamın inancı değildir. Çalışıp, bir gün Mehdi çıkacaksa, onun çıkış ortamını hazırlamak gerekir. Eğer Mehdi çıkacaksa, bu bir sonuç olacaktır. Ortamın hazırlanmasıyla bütün Müslümanları kurtaracak bir lider doğabilir. Bir kişi hiçbir zaman tek başına bir şey yapamaz. Bir kadronun doğması lazımdır ki, aralarından biri baş olabilsin. Yani, İslam Alemini Mehdi adlı veya lakaplı ya da fonksiyonlu birinin kurtarması mukadderse, Müslümanlar, öyle birini aralarından çıkarabilecek, ve onun teşebbüsünde başarıya ulaşması için de çevresi olacak bir aydınlar kademesine sahip olabilecek bir seviyeye varmak için gece gündüz çalışmalıdırlar.
Sosyoloji öğrencisi olarak, kendisinde üç ünite ayrılmış bu filozofun eserini okumamak, çalışkan bir öğrenci olarak bana yakışmayacağı için bu eserini okudum.
Romalıların Yücelik ve Çöküşünün Nedenleri Üzerine Düşünceler’de toplumsal ve tarihsel olaylarda Tanrısal müdahale fikrini bir kenara bırakarak genel toplumsal kanunların varlığına vurgu
Yönetim, ordu, medrese, ahenkle işlerse düzen yürürdü. Bunlardan bir veya ikisi, öbürlerine veya birine karşı harekete geçerse, düzen bozulur, isyanlar, ihtilaller, padişah devirmeler başgösterirdi.
Din ve kültür, birbirinden ayrılamaz derecede içiçe iki toplum gücüdür. Dinden tamamen soyutlanmış kültürün yaşaması mümkün değildir. Din, kültürün içinde gövde içindeki can gibidir. Can gidince, gövde de kuruyup gidecektir.
Misyonerlerdeki sahte iyilik meleği rolü, aslında üstün ve mutlu insanın "aşağı" insanlara acıması ve onlara kurtarıcı elini uzatması biçiminde ve duygusuyladır.
Bir toplumu birden değiştirmek mümkün olmadığı gibi onun kurumlarını da bir çırpıda silip atamazsınız. Müesseselerde yenilik yapmak mümkündür. Ama bu, fırçayla resim yapmaya benzemez. Yenilenme, "eski"den çıkarılan ipuçlarının uzatılması, geliştirilmesi ve beslenmesiyle , yeniden yorumlanmasıyla olur. Yoksa kökten geçmişin inkârı, müessesenin oturacağı tabanı berhava eder.
Fotoğraf makinesi, telefonu, telsizi ve uyduları ve muhabirleri de dünyayı gözleyen Batı, yine de, kendi dışındakileri anlamanın sırrını bulamamış, ona yabancı kalmıştır.
Oxford'da verdiğim konuşmanın ardından genç bir İngiliz bir İnternet sitesinde şöyle yazmıştı: "İngiltere, bağımsızlık için gerekli olan aracı Hindistan'a temin etmiştir. Modern demokrasi, bir anayasa ve insan haklarının teminat altında olduğu kendi kendini yönetme fikirlerini Hindistan'a yurtdışında tahsil görmüş
Üstad Sezai Karakoç, düşünceler kitabının 2. Serisinde kurumları konuşmuştur. Devlet Başkanlığı, Üniversite, Televizyon ve Sinema başlıkları ile anlatım yapmıştır. Gayet yerinde ve doğru konuşmuştur.
-Nemrud'a karşı Hz. İbrahim, Firavun'a karşı Hz. musa, Allah'dan başka ilâh tanımamak uğrunda ve bu yalancı ilâhları devirmek niyetiyle bayrak açtılar.
-Tanzimattan bu yana, toplumumuzu batıya uygun bir toplum yapmak için bir "dönüştürme" faaliyeti sürüp gidiyor.