"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Ne yapalım? Günün birinde dostluklardan, insanlardan ve hayvanlardan ve ağaçlardan ve kuşlardan ve çimenlerden yapılmış vazife hissiyle çarpan yüreklerle dolu bir âlemde yaşayacağımızı düşünelim.
Zülmü alkışlamayan zalimi asla sevmemiş, gelenin keyfi için geçmişe kalkıp da sövmemiş… Çocukluğumdan kalma bir anıdır bu ezgi aklıma kazınmış yıllardır silinmemiş. Şimdi tam da şu dönemde düşman çoğalmış dost görünen eksilmemiş. Yerle gök arasında bir mahkeme kurulmuş kimsenin günahı kimseden hafif gelmemiş. Devletler kurulmuş, hükümetler yıkılmış ama hakikatin ışığı sönmemiş. Ay da yıldız da parlak ikisi de karanlıkta doğmuş fakat sadece aya değer biçilememiş. Yanılgı yanılgı büyüyen arz, talep karşısında bir köşeye sinmiş. Bu ne meçhul bir tarla süreni başka toplayanı başka… ikisinin de ektikleri biçtikleri hakkında akıllarına bir şüphe düşmemiş. Şu insanlar ne bela, hırsının peşinden koşmuş da neyseki yetişememiş. Makam mevkiye yetişeceğim diye onurunu çiğnemiş. Ne için yaşar insan, neyle yaşar. Başladık yine hayıflanmaya, mırıldanmaya ama insan ancak inancıyla yaşar vatanı milleti için can verebilirmiş. Bu acele nedir bilmem ben. İnsan insan dedikleri bir et, bir yığın kemikten ibaretmiş. Ruhun şaad olsun dedikleri bu dünyadan değil insanın ahretliğiymiş. Yorulduk tabi düşünmekten azmetmekten mücadeleden ama insan birtek ölünce dinlenirmiş…
Kimler geldi geçti, kimler hiç sayıldı yok edildi bu dünyada. Kimler silindi gitti de iz bırakanlar az idi. İz bıraktı da niyeti de bu değildi. Salihti sahihti yaşantısı, yolu, niyeti. Ta ki bizi de derinden etkiledi hikayesi. Yorulduk ruhen daha hayatını okurken o beden nasıl yoruldu yaşarken diye düşünmekten. Bu denli adaletsizlik altında adalet adına kafasına göre konuşanlar ve onları konuşturanlara öfkem. Nurlar içinde yat Atıf hoca. Kıymet bilenlerden olmak dileğiyle.. Çok güzel bir kitap
İskilipli Atıf HocaEthem Erkoç · Çorum Belediyesi Kültür Yayını · 201416 okunma