" Benim babaannemdi, ama bütün köyün, annemgilin ve dedemin dediği gibi Bakele derdim ben de ona. Dedeme ise dede. Dedem, babamın anneme davrandığından daha iyi davranırdı Bakele’ye. “Sen yorulma, ineği ben sağarım.” Gider sağardı. “Su vereyim mi Bakele?” Verirdi. Bazı geceler çok soğuk olurdu yayla, “Dur Bakele…” derdi Bakele’nin
sevgilim, bir günün ortası şimdi taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık, ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde uzat bana, uzat ellerini izinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar istanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu, güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor. ben seni düşünüyorum, seni hani tıpkı o ilk
Reklam
Üniversitedeyim. Bir gün hocamız derse girdi, biz sanıyoruz ki şiir okuyacağız. Moralsiz, keyifsiz girdi içeriye. Dedi "Bağdat bombalanıyor şu anda arkadaşlar. Diyeceksiniz ki biz çok uzaktayız, dersimizle alakası ne? Öyle değil. Sizin dilinizde kaç Bağdat var bir sayın bakalım" Saydık. Aşığa Bağdat sorulmaz var, yanlış hesap Bağdat'tan döner var, ane gibi yar, Bağdat gibi diyar bulunmaz var... Şiirimizde, edebiyatımızda, dilimizde var, şarkılarımızda var... Dedi ki, Bağdat gidiyor. Birgün edebiyat öğretmeni olduğunuzda inşallah öğrencilerinize bir de Bağdat'ın neresi olduğunu anlatmak zorunda kalmazsınız" Yüzlerce saat ders işledik, ne kadarı aklımda kaldı? Çok azı. Ama o günü unutmuyorum. Günlerdir aynı şeyleri Halep için düşünüyorum. "Halep ordaysa arşın burda" deyimini anlatırken; Ahmet Telli'nin Şen Olasın Halep Şehri şiirini okurken, Aşık Garip'in Halep türküsünü dinlerken inşallah çocuklarımıza Halep'i anlatmak zorunda kalmayız. O türkünün son dizesidir; "sen kal burada Halep şehri..." Keşke kalsa... Elden duadan başka bir şey gelmiyor. Allah yardım etsin.. Şermin Çarkacı
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Başlanmış Ama Bitmemiş Kitapları Bitirme Kampanyası
Yarım kalmış kitapları bitirme gayretim sürüyor... Yakın tarihte başladığım ve bitiremediğim 2 kitaptan birini bugün bitirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum (bir diğerini daha önce bitirdim). Daha uzak tarihlerde başladığım ve bitiremediğim kitaplarımdan devam ediyorum. Bu kategoride en az 2 kitap rafa kalktı şükür. Tamamlanmamış okumalar yüzünden bekleyen kitaplarım var. Bu yüzden daha çabuk bitirmem gerektiğini düşünüyorum. Okuyacak zaman ve sağlıklı zihni zor buluyorum son günlerde. Bu yüzden bu kampanyayı kendime buraya ekliyorum. Bitmemiş kitapları bitirme kampanyası! Hedef şuan 2 Kitap. En fazla 2 haftada diyorum bakalım... Hepimize okuyacak vakit ve sağlıklı bir zihin dileklerimle...
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Reklam
550 öğeden 691 ile 550 arasındakiler gösteriliyor.