Bir körü, karşıya geçmesine yardım ettiğim kaldırımda bırakırken şapkamı çıkarıp selamlıyordum. Bu selam kuşkusuz ona yönelik değildi, çünkü bunu göremezdi. Öyleyse kime yönelikti? Halka. Oyun sonrası selamlama faslı. Fena değil, değil mi ?
Kimileri, 'Sev beni!' diye bağırır, ötekiler, 'Sevme beni!' diye. Ama en kötü ve en mutsuzu olan bir bölümü de, 'Sevme beni, yine de bana sadık kal!' diye.
Albert Camus, Düşüş.
Ve fırsat bulduğumda, Mexico-City'deki kilisemde vaaz veriyorum, iyi insanları boyun eğmeye ve alçakgönüllülükle köleliğin rahatlıklarını elde etmeye çağırıyorum, bu köleliği gerçek özgürlük olarak sunmak pahasına da olsa.
Hewleti-Packard'ın yaptırdığı ufak bir araştırmada çalışanlardan bazılarının iki farklı durumdaki IQ düzeylerine bakılmış. Önce dikkatlerinin dağılmadığı ya da bölünmedikleri bir durumda, sonra e-posta alırken ve telefonları çalarken. “Teknolojik dikkat dağılması”nın —sadece e-posta almanın ve telefonlarının çalmasının çalışanların IQ düzeyinde ortalama on puanlık azalma yarattığı ortaya çıkmış. Bunun ne kadar ciddi bir düşüş olduğunu şuradan anlayabilirsiniz: Esrar içtiğinizde kısa vadede ortaya çıkan düşüş bunun yarısı kadardır.! Yani iş bitirmek bakımından, cep telefonu ve Facebook mesajlarınıza sık sık bakmaya kıyasla kafayı dumanlamanız daha iyi olurmuş gibi görünüyor.