Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu bir düşüş, Belki sonra bir başkaldırıya dönüşecek. Sessizlik sonra bir çığlığa Karmaşam yazdıracak belki de sayfalarca.
En güzel başarı hiç düşmemek değildir ;Her düşüş sonunda kalkıp yoluna devam etmektir. Konfüçyüs
Reklam
Efendiler ! Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?.. Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
'İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar. Hayatta olduğunuz sürece durumunuz kuşkuludur. Kuşkulu olmaktan çıkmak için düpedüz var olmaktan çıkmak gerekir. ' Düşüş / Albert Camus
On üçüncü kattan atlamış, zaten görenler uçak gibiydi diyorlar. Ellerini iki yana açmış, kanatlı gibiymiş. Düştüğünde parçalanmış bedeninin orta yerinde, giydiği tulumun cebinden bu kara kutu çıkmış. Kara kutuya "düşüş nedeni" diye şu notu yazmış: "Pervaneme kuş girdi çıkaramadım... " Cem Mumcu - Üçüncü Sayfa Güzeli
"Dostu hapse atılan bir adamdan söz ettiler bana, adam her akşam evinde yerde yatıyormuş, sevdiği kişiden esirgenen bir rahatlıktan yararlanmamak için." Düşüş / Albert Camus
Reklam
"...ama kendimi tanıtmama izin verin: Jean Baptiste Clamence, kulunuz. Sizi tanıdığıma sevindim. Herhalde iş adamısınız? Aşağı yukarı mı? Harika yanıt! Aynı zamanda akıllıca; Hepimiz her şeyde aşağı yukarıyız." La Chute/ Düşüş
ben cumartesilere aşığım. aslında şöyleydi: pazartesi günü neşeli, haftasonunun sarhoşluğunu üstümden atamamış, tatlı bir keyif içinde oluyordum. kendi kendime gezmeye gidiyor,evde annemle sohbet ediyor, akşamları gülüp anlatıyordum. salı günü yavaş yavaş düşüş başlıyordu. evde oturup kitap okuyor, sıkıntıyla dolaşıyor, dalıp dalıp gidiyordum. çarşamba, perşembe yanıma yaklaşılmıyordu. cuma yeniden heyecanlanmaya, gelip gelmeyeceği haberini beklemeye başlıyordum. ve eğer geliyorsa yine canlanıyor, cumartesi sabahı da neredeyse günışığıyla yataktan fırlıyordum. sanki bir gün önceden düşünmemiş gibi yeniden ne giyeceğimi bulmaya çalışıyor, aynanın karşısında birini giyip ötekini çıkartıyor, yine yüzümü beğenmiyor, saçlarımı topluyor, bozuyor, dağıtıyor, örüyor böyle öğlene kadar kendi kendime uğraşıp duruyordum. ne garip! onun bütün bunlardan hiç haberi bile olmadı. belki de böylesine aşık olunan hiçbir erkek, onların akıllarına bile gelmeyecek küçük ayrıntılar için ne çok çaba harcadığımızı bilmez. eğer, hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca 2 şeyden birini seçmek isterdim. biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün... herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. ama aslında bu kadar basitti işte: birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın... başucumda müzik / kürşat başar
Düşüş mü var, bana mı öyle geliyor!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.