Koişikava'ya taşındıktan sonra da uzun bir müddet, üzerimdeki bu gerginliği teskin etmeye muktedir olamadım. Kendi kendimden utanacak derecede fıldır fıldır gözlerle etrafımı kolaçan edip durmaktaydım. Gariptir, baş ve gözlerim çokça hareket ederken, ağzım giderek hareket etmez olmuştu. Evin halini kedi gibi gözler halde, suskun, masamın başında oturmaktaydım. "Hiçbir şey çalmayan bir yankesici gibiyim." İşte böyle düşünüp kendimden nefret ettiğim dahi oluyordu.
En süslü, en cicili, en alacalı giysiyi sırtına geçiren, herkesten çok saygınlık kazandığını sanıyor. Bilmiyor ki bu giysiler pekâlâ bir eşeğe de yaraşır ama saygınlık kazandırmaz eşeğe.